07 Ocak 2021 11:44

Psikoloji öğrencileri: Etik ihlallere karşı meslek yasası istiyoruz!

ODTÜ’den Psikoloji öğrencileriyle, psikologların ve psikoloji öğrencilerinin son zamanlarda ısrarlı talebi olan meslek yasasını ve onların bu yasaya bakışını sorduk.

Görsel: Pixabay

Paylaş

 

İrem Hazal KELLECİ

ODTÜ

ODTÜ’den Psikoloji öğrencileriyle, psikologların ve psikoloji öğrencilerinin son zamanlarda ısrarlı talebi olan meslek yasasını ve onların bu yasaya bakışını sorduk.

Psikoloji öğrencisi olarak psikologların meslek yasasının veya meslek odasının olmaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ömer Topaloğlu (ODTÜ Psikoloji Hazırlık): Bir meslek yasasının ve meslek odasının olmaması sebebiyle sosyal mecralarda “yaşam koçu, kişisel gelişim uzmanı, enerji uzmanı” gibi bilimsellikten uzak uygulamalar halkı maddi ve manevi yönden gasp etmeye zemin hazırlamaktadır. 2-3 sertifika programıyla, 2-3 eğitim ile insanlar ruh sağlığı alanında kendilerinde söz hakkı bulmaktadır ve psikologların haklarını zedeleyebilecek bu tür uygulamaların “psikolog meslek yasası” ile son bulacağı kaçınılmazdır. Meslek yasası “klinik psikoloji” ve diğer birçok psikolojin alt alanı için de korunaklı haklar getirecektir.

Gülnur Makas (ODTÜ Psikoloji 1. Sınıf): Meslek yasası bizim çalışma haklarımızı koruduğu gibi, meslek tanımımızı da oluşturuyor. Günümüzde lisansını almamış, ancak kendisini psikolog olarak tanıtan birçok insan var. Bu sayı her geçen gün de artıyor. Meslek yasası olmadığı için alanda donanımı olmayan insanların sahada bulunmasının herhangi bir yaptırımı olmuyor.

Hande Özdemir (ODTÜ Psikoloji 1. Sınıf): Psikologların meslek yasasının olmamasının, kendini “kişisel gelişim koçu” olarak tanımlayan ve birkaç sertifikadan başka psikoloji alanında eğitim sahibi olmayan insanların son birkaç yılda çoğalmasının sebebi olduğunu düşünüyorum. Bu tür insanlar yüzünden bu alanda eğitim almış ve bilgisi olan insanların iş alanının azaldığı da bir gerçek.

Aslı Doğa Kılıç (ODTÜ Psikoloji 2. Sınıf): Bu durum psikologlara, terapiye, akıl sağlığına önem verilmediğini düşündürüyor. Sağlıklı, standardizasyonu yapılmış ve etik kurallar çerçevesinde takip edilebilen bir meslek olmadığı için psikoloji eğitimi almamış kişilerin terapi seansları vermesi ne yazık ki kaçınılmaz oluyor. Bunun yanında Klinik Psikolog unvanı olan kişilerin etik kuralları ihlal ettiği de rastlanan bir durum ancak meslek yasası olmadığı için bunun önüne geçilemiyor. Şikâyet edilen psikologları meslekten ihraç edemedikleri için aynı sorunlar tekrar ediyor. Meslek yasası sağlıklı bir toplum için önemli bir ihtiyaç.

Bunun ilerde meslek hayatınıza ya da şu an eğitim hayatınıza bir etkisinin olacağını düşünüyor musunuz?

Ömer Topaloğlu: Hayatım boyunca emek vereceğim bir alanda eğitim görürken bazı bilimsellikten uzak uygulamaların halkı gasp etmesi, insanları daha da çıkmaza sokması benim düşüncelerime ve de aynı sıralarda emek vereceğim nice arkadaşlarımın, ilerideki meslektaşlarımın aklına “emeklerim bir yerlerde maddi kazanç uğruna ziyan oluyor” fikrini getirmektedir. Bu etkinin aynı şekilde mezun olup meslek hayatımıza başladığımız zamanda da meslek yasamızın çıkmaması durumunda da devam edeceğini düşünüyorum.

Gülnur Makas: İnsanların psikolog olmanın asıl anlamını yanlış anladığını ve bir önyargı oluşturduğunu gözlemliyorum. Bunun yanı sıra herhangi bir meslek tanımlaması olmadığı için psikologlar sorumlu olmadıkları alanlardan da sorumlu tutuluyorlar. Emeklerinin karşılıklarını almamaları ve bahsettiğim diğer şeyler beni tabi ki de ileride meslek hayatım için endişelendiriyor.

Aslı Doğa Kılıç: Meslek hayatımda mesleğim hakkında eğitim almamış olan kişilerin bu mesleğe dahil olması ve yanlış bilgilerle insanları yanlış yönlendirmesi endişesi içindeyim. Psikoloji zannedildiği kadar yüzeysel bir bilim olmamakla birlikte Klinik Psikologlar düşünülenden çok daha büyük bir önem arz ediyorlar. Bireyin akıl sağlığı adına en önemli etken gerçek bir terapist ve gerçek bir terapi ancak bunlar meslek yasasının eksikliğiyle çok kolay suiistimal edilebiliyor.

Psikoloji alanındaki etik ihlallerini önlemek amacıyla nasıl önlemler alınması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Ömer Topaloğlu: Meslek yasamızın çıkmasını istememizin en büyük sebeplerinden birisi de bu. Psikologlar için nasıl sahte psikologlar bir sorun ise aynı şekilde etik ihlaller yapan ve alanın gerektirdiği birtakım özelliklerden uzak olan meslektaşlar da bir sorundur. Yılbaşı için psikoterapi çekilişi yapan ya da sosyal medyada “dil, din, ırk, mezhep, cinsel yönelim fark etmeksizin herkese her şeyden önce saygı” mottosunu hiçe sayan psikologlara şahit olduk. Kısacası üzerinde çalışılan meslek yasamızda bu etik ihlallerin denetlenebileceği bir durumun da var olacağı akademisyenlerimizin söylediklerinden anlaşılıyor.

Hande Özdemir: Her seferinde olduğu gibi bu sorunun da ucu meslek yasasına çıkıyor. Meslek yasası çıkarılarak bu sorun çözülebilir. Ayrıca psikologların faaliyetlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından değil de başka bir komisyon oluşturularak orası tarafından denetlenmesi gerektiğine inanıyorum.

Meslek yasasına ve açık öğretim psikoloji uygulamasına dair birçok öğrenci, çalışan ve dernek sosyal medya ve imza kampanyaları düzenledi. Buna ilişkin ne düşünüyorsunuz? Bunlara katıldınız mı?

Ömer Topaloğlu: Uygulama gerektiren bir bölümün açıktan okunması direkt olarak zaten meslek yasamızın olmayışından kaynaklı sahte psikologların artmasının yanında hiçbir akademisyenle etkileşime girmeden, staja ve uygulamaya maruz kalmadan, psikolojik sağlık alanı için yetersiz yetkinliklere sahip olan insanların da bu alana daha fazla zarar vermesi anlamına geliyordu. Ne mutlu ki akademisyeniyle, mezunuyla, öğrencisiyle, halkın desteğiyle kısacası bilimsellikten uzak uygulamalara karşı çıkan herkes birlik olup bu girişime engel oldular.

Gülnur Makas: Günümüzde sosyal medyanın gücü yadsınamaz bir gerçek. Gerek sosyal medyalarda paylaşım yaparak gerek imza kampanyalarıyla insanların birlik olup sesini duyurmaya çalışması gerçekten çok güzel. Bu kampanyalara ben de katıldım çünkü bu tek başına başarılabilecek bir şey değil. Ne kadar çok beraber olup, kenetlenirsek sesimizi o kadar rahat duyurabiliriz. Bu zamana kadar bir araya gelip yaptığımız kampanyalar sayesinde birçok şey başardık ve başarmaya da devam edeceğimizi düşünüyorum.

Aslı Doğa Kılıç: Sosyal medyanın günümüzdeki gücü ve ulaşım alanı tartışılmaz derecede büyük ve geniş. Hiçbir şey yapmamaktansa sosyal medyayı kullanarak derdimizi dile getirebilmek gerçekten çok kıymetli. Yine de daha resmi ve daha kayda değer adımlar atılması adına çalışmalar, toplantılar, görüşmeler düzenlenmesi bu süreci olumlu etkileyecektir diye düşünüyorum.

ÖNCEKİ HABER

FBI, ABD Kongresinin basılmasıyla ilgili soruşturma başlattı

SONRAKİ HABER

Kaynak İplik yönetimi sendikalı işçilere baskı yapıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa