Ufuk Üniversitesi öğrencileri: Atanmışları değil, seçilmişleri görmek istiyoruz
Ankara Ufuk Üniversitesi öğrencileri, Boğaziçililerin kayyum rektöre karşı verdiği mücadeleye destek verdi.
Fotoğraf: Mürsel Ç.
Kerem ÖZDAMAR
Helin ÇAKIR
Ankara
Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasına yönelik tepkiler ülkenin dört bir yanında büyüyor. Üniversite öğrencileri, demokratik bir üniversite talebini haykırırken, Ufuk Üniversitesi öğrencileri de üniversitelerde kaldırılan rektörlük seçimlerinin iktidarın çıkarına hizmet ettiğini belirterek, “Yaşam alanımızda atanmışları değil, seçilmişleri görmek istiyoruz” diyor.
Hukuk Fakültesi’nden Yağmur Aydın, “Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak Melih Bulu’nun atanması nedeniyle öğrencilerin protestoları devam ediyor. Liyakatın sadece sözlüklerde anlam ifade ettiği günümüz Türkiye’sinde talep edilen; bu antidemokratik uygulamanın sona ermesi ve yapılacak demokratik seçimler ile rektör tayin edilmesidir. Yapılan hukuka aykırı uygulamalar Türkiye’nin her yanını saran tandık ve akraba topluluklarının artması ile giderek anayasal ilkelerden koptuğumuzu da gözler önüne seriyor.” dedi. Özellikle eğitim alanında yapılan hukuksuz ve çıkarlara yönelik atamalarla ihraçların uzun süredir devam ettiğini söyleyen Aydın, bu uygulamalarla akademinin özgürlükçü ve demokratik olması engellenip hür düşüncelerini yansıtmaktan dahi korkan öğrenciler yetiştirilmeye çalışıldığını dile getirdi. Aydın, “Bu korku hükümdarlığına karşı direnen tüm Boğaziçi üniversitesi öğrencilerinin direnişine ülkenin her yerinden destekler geliyor. Protestolar nedeniyle onlarca öğrencinin tutuklanması, izinsiz aramalar yapılması, işkence iddiaları… Türkiye bir yandan bildiğimiz gibi ama bir yandan da öğrencilerin bu isyanı, umut doğuruyor insanın içine.” dedi.
‘ŞAŞIRMIYORUZ AMA TEPKİLİYİZ’
Tıp Fakültesi’nden bir 2. sınıf öğrencisi ise, akademinin hem gerici kadrolaşmayla hem verilen eğitimle giderek içinin boşaltıldığının altını çizerek, “Üniversiteleri kendi ideolojik yuvası haline getirmeye çalışan iktidarın yaptıkları artık şaşırtmıyor ama şaşırma güdümüzü kaybetsek de tepki gösterebilme, bir araya gelme güdümüzü kaybetmediğimizi gösteriyor Boğaziçililer” dedi.
Tıp Fakültesi’nden bir başka öğrenci ise Boğaziçi öğrencilerinin isyanının sadece rektör atamasına karşı olmadığını, bununla birlikte üniversitelere yönelik gerici politikalara karşı bir isyan olduğunu belirterek “Birçok üniversiteden destek gelmesi ise bizlerin bu politikalardan ne kadar rahatsız olduğumuzu gösteriyor.” diye konuştu.
KAYYUM REKTÖRLERİ KABUL ETMİYORUZ!
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden Akif Çakır, öğrenci-akademisyen dinamiğinin işlediği hiçbir kurumda devlet müdahalesi kabul edilemeyecek olduğunu ifade etti. Çakır, “Denetim mekanizmasında bulunacak rektör ancak seçimle gelebilir. Başka makam ve şahısların eliyle koltuk verilmesi hem üniversiteye hem de demokrasiye uygun değildir. Bu bir anlamda, üniversiteyi oluşturan organların seçme özgürlüğünü kısıtlamaktır. Aynı zamanda, sonraki süreç için üniversitenin işleyişine müdahale edilebileceği kaygısını da uyandırmaktadır.” dedi.
Hukuk Fakültesi’nden Gizem Dağdaşan ise şöyle konuştu: “Hukukun demokratik değerleri koruyan ve güçlendiren nitelikte olması gerekirken baktığımızda hukukun her türlü demokrasi karşıtı işlemi koruyacak şekilde büküldüğünü görüyoruz. Üniversitelere rektör atanmasının yasadışı olmaması bu durumu kabul etmemiz gerektiği anlamına kesinlikle gelmemeli. Kayyum rektörleri kabul etmiyorum, bir öğrenci olarak yaşam alanımda atanmışları değil seçilmişleri görmek istiyorum.”