12 Ocak 2021 04:50
Son Güncellenme Tarihi: 12 Ocak 2021 10:22

"Yunuslar kontrollü avlansın" diyen Doç. Kocabaş'a tepki: Öneri abesle iştigal

Karadeniz'de yunusların hamsi popülasyonunu tüketerek tehdit ettiğini öne süren ve kontrollü avlanmasını öneren Doç. Dr. Mehmet Kocabaş tepki çekti.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Karadeniz'de 10 gün boyunca avlanması yasaklanan hamsi popülasyonunu tüketerek tehdit ettiği öne sürülen yunusların kontrollü avlanması önerisi tepki çekti. Uzmanlar, deniz ekosisteminin parçası yunusların avlanmasının gündeme dahi gelmemesi gerektiği uyarılarında bulundu. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Yönetimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş, deniz memelilerinin korunması için Türkiye’nin de dahil olduğunu uluslararası anlaşmaları hatırlattı, "Böyle bir ortamda ‘yunusları avlayalım’ abesle iştigaldir” dedi.

Tarım ve Orman Bakanlığı, Karadeniz'de avlanan hamside; yasal avlanabilir boy uzunluğunun altındakilerin oranının artması nedeniyle hamsi avını 10 gün süreliğine yasakladı. Hamsinin boy uzunluğunun küçük kalmasında aşırı avlanma, besin zincirinin bozulması, kirlilik, deniz suyunun sıcaklığı gibi birden çok faktörün etkili olduğu değerlendirilirken, KTÜ Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Mehmet Kocabaş, hamsi popülasyonunu tüketerek tehdit ettiği öne sürülen yunusların kontrollü avlanması önerisinde bulundu. Kocabaş’ın bu önerisi tepki çekti.

Uzmanlar, deniz ekosisteminin birer parçası olan yunusların avlanmasının gündeme dahi gelmemesi gerektiği uyarılarında bulunuyor.

"YUNUSLAR AÇ KALDIKLARI İÇİN AĞDAKİ BALIĞI TÜKETMEYE ÇALIŞIYOR"

DHA'ya konuşan KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Yönetimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş, doğadaki her canlının bulunduğu yerin kapasitesine göre gelişme gösterdiğini söyledi. Düzgüneş, "Ortamda refah varsa, bol miktarda tüketecek balık varsa bunlarla beslenen canlılar nüfuslarında artış olacak şekilde davranış sergiler. Karadeniz’de balık stoku azaldıkça bu canlılar zaten aç kaldıkları için ağlara gelip ağlardaki balığı tüketmeye çalışıyor veya göç edip başka bölgelere geçiyorlar. Bu yönüyle baktığımızda yunus popülasyonundaki artış hızı azalmıştır. Her iki yılda bir üreyen canlılar üç yılda bir üremeye başlıyorlar. Bunlar insan metabolizmasına çok yakın davranış gösteren canlılar. Ortamdaki olumsuz koşulları dikkate alarak kendi metabolizmalarını buna uydurarak adapte olmaya çalışıyorlar” diye konuştu.  

"YUNUS AVLANSIN ÖNERİSİ ABESLE İŞTİGAL"

Dünyadaki deniz memelilerinin korunması için yapılan anlaşmalara Türkiye’nin de dahil olduğunu belirten Prof. Dr. Düzgüneş, "‘Accobams’ diye bir kuruluşa üyeyiz. Bu kuruluş, deniz memelilerin dahil olduğu canlıların korunmasını amaçlayan bir kuruluş. Türkiye bu anlaşmayı 2017’de imzaladı, 2019’da dönem başkanlığını üstlendi. Böyle bir anlaşmaya imza atmışız, BERN konvansiyonuna imza atmışız ama ‘Biz bunu tanımıyoruz bunları avlayalım ve bu yasağı tanımayalım’ olmaz. Böyle bir şey yok. Uluslararası anlaşmalar devamlılığı olan şeylerdir. Dünyada yunus avcılığı yapan ülkeler de bu uygulamayı bıraktı. Dünyada avcılığını sürdüren ülkeler bile teker teker bunları yasaklamaya başladı, Norveç yunus avcılığını yasakladı. Japonya hemen bu kararı tümüyle uyguluyor. Böyle bir ortamda sizin ‘yunus avlayalım’ demeniz abesle iştigal” dedi.

"MARTI DA KARABATAK DA BALIK YİYOR"

Denizde balık stoklarının azaldığını belirten Prof. Dr. Düzgüneş, "Denizde balık varsa balıkçı bir seferde 100 ton da balık kaldırılabilir, balık yoksa ağı boş da çıkabilir. Gemiler, av araçları büyüdü, denizde bunları destekleyecek canlı varlığı kalmadığı için yaptıkları masrafları karşılayamıyorlar. O zaman da ‘yunuslar bizim balıkları yiyor’ deniliyor. O zaman martıları, karabatakları ne yapacağız? Balıklarla sadece bunlar mı besleniyor? Bunların hepsini yok etmeyi kendinize nasıl hak görebiliyorsunuz? En büyük yanlışlık bu” ifadelerini kullandı. 

PROF. DR. POLAT: HABİTATI AKIL ALMAZ KİRLETİRSENİZ AZALMA OLUR

Hamsi popülasyonundaki azalmayı doğal tüketicilere bağlamanın hata olacağını belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Hidrobiyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nazmi Polat da "Hamsinin yaşadığı habitatı akıl almaz şekilde kirletirseniz, belirlenen boyutun altında avlarsanız, uygun olmayan zamanlarda avlarsanız popülasyonun azalmasına sebep olursunuz. Ağırlıkları maksimum 75 kilogram olan yunusların, günde 70 kilogram hamsi tüketiyor demek yanlış olur. Bir yunusun tüketebileceği en fazla balık miktarı 7 kilogramdır. Ayrıca hamsiyi sadece yunuslar değil, istavrit, kalkan, tirsi ve mezgit de tüketir. O halde hamsi popülasyonunun sayısı azalıyor diye o balıkları da suçlamak mı gerekir?" diye konuştu.

"EKOLOJİK DENGENİN HALKALARI İNCELENMELİ"

Prof. Dr. Polat, "Eğer bir popülasyonda aşırı düzeyde azalma veya artış bulunuyorsa, o popülasyonun bulunduğu zincirdeki halkanın tamamına bakmak lazımdır. Hamsinin azalmasını sadece yunuslara bağlayarak açıklama yapmak yanlış olur. Ekolojinin kuralı, bir takım canlının diğer canlılara tüketilecek bir şey oluşturmasından ileri gelir" dedi. 

WWF: BALIK STOKLARINDAKİ AZALMA YUNUS DEĞİL İNSAN KÖKENLİ

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) da Doç Dr. Kocabaş'ın açıklamalarını üzüntü ve şaşkınlıkla izlediklerini belirterek "Balık stoklarındaki azalma yunus değil insan kökenli" açıklaması yaptı.

Yunusların son 50 yıldaki sayılarındaki azalışın türün devamlılığı için endişe verici olduğunu belirten WWF, yaşam alanlarının tahribi, yasa dışı balıkçılık faaliyetleri nedeni ile besin azlığı ve kazara ağa takılma, deniz trafiği, gürültü, deniz kirliliği, iklim değişikliği ve kasti öldürme gibi nedenlerin yunusların sayılarındaki hızlı azalışın ana nedenlerini oluşturduğunu vurguladı.

WWF, yunus sayısının Türkiye sularında arttığına dair açıklamaların bilimsel veriye dayanmadığını, azalış eğiliminin ulusal ve uluslararası platformlarca kabul edildiğini vurgulayarak "Ülkemizde korunması gereken öncelikli türler olarak belirlenmiştir" dedi. 

"SÜRDÜRÜLEBİLİR BALIKÇILIK FAALİYETLERİNİN ÖNÜ AÇILMALI"

WWF atılması gereken adımlara dair açıklamasında şu değerlendirmelere yer verdi:

Balık stoklarının azalmasının nedeni, yunus değil insan kökenlidir. Sürdürülebilir olmayan balıkçılık faaliyetleri, balığın üremesi ve çoğalmasına fırsat tanımamaktadır. Kıyılardaki  plansız yapılaşma ile doğal ortamların değişimi, iklim değişikliği nedeni ile deniz suyu sıcaklığındaki artış, istilacı türler ve kirlilik gibi etkenlerin de balık popülasyonlarındaki azalmanın nedenleri arasında olduğu bilinmektedir. Bugün bilimsel veriye dayanmadan vereceğimiz kararlar bizleri ileride, en başta balıkçılığı olumsuz etkileyecek ve geri dönülemeyecek yanlışlara sürükleyecektir

Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin sadece ekolojik değil, ekonomik sürdürülebilirliğinin de sağlanması için yunusların avlanması söz konusu değildir. Denizlerimizde yunusların bulunması balıkların bulunduğunun göstergesidir ve birinin olmaması diğerinin de olmaması demektir. Bu nedenle, yunusların katledilmesi yerine, balık stoklarının kendini yenileyebilmesi için sürdürülebilir balıkçılık faaliyetlerinin önü açılmalıdır. 

"GIRGIR AĞLARIYLA AVLANMA DERİNLİĞİ 50 METREYE ÇIKARILMALI"

Bu vesileyle, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın İstanbul Boğazı ve Karadeniz’de avlanan hamsilerin yasal avlanabilir boy uzunluğunun altındakilerin oranının artması nedeniyle hamsi avına 10 gün süreyle getirdiği yasak kararını destekliyor, bu yasağın bir süre daha uzatılması talebimizi önemle vurguluyoruz.

Yanı sıra, balıkçılığın sürdürülebilir geleceği, doğal kaynaklarımızın gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için gırgır ağlarıyla avlanma derinliğinin Avrupa Birliği standardı olan 50 metreye çıkarılmasını; balıkçılığa konu olan yasal düzenlemelerin, tüm paydaşların katılımıyla sağlanacak ortak yönetim modeliyle gerçekleştirilmesini; mevcut yasal düzenlemelerin ilgili paydaşların kararlılık ve desteğiyle,  ihlallere sıfır tolerans yaklaşımı ile uygulanmasını talep diyoruz" (HABER MERKEZİ)

 

ÖNCEKİ HABER

Trump, Biden'ın yemin töreni için "acil durum" ilan etti

SONRAKİ HABER

Mersin Tabip Odası: Dr. Şeyhmus Gökalp serbest bırakılsın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa