Tam kapanma ve emekçilere güvence sağlansa bu kadar ölüm yaşanmazdı
Timaş İşçisi: Kâr hırsı arkadaşlarımızın ölümüne sebep olmuştur. Sebebi çok basit, salgından korunmak hükümet tarafından kişiselleştirildi. Yani ‘İşçi önlem alsın, vatandaş önlem alsın’a indirgendi.
Fotoğraf: Pixabay
Timaş İşçisi
Kocaeli
Merhaba Evrensel okurları.
Ben Timaş Nakliyat Hafriyat AŞ’de çalışıyorum. Bu şirket Nuh Çimento fabrika sahası içinde taşeronluk hizmeti veriyor. Pandemiden önce yaklaşık 80-90 kişi çalışıyorduk. Salgın başlayınca kronik rahatsızlığı olan ve emekli olduğu halde çalışan arkadaşımız vardı. Sanırım salgında 14 arkadaşımız işten çıkarıldı. Öyle işçi çıkarmak yasak falan dinlemediler. Kronik rahatsızlığı olanlar da ücretsiz izne çıkarıldı. Salgınla birlikte arkadaşlarımızdan bazıları pozitif olunca ortalama 60 kişi ile çalışmaya devam edildi. Kâr için, işin devamı için çalışan arkadaşlarımızın sağlıkları da riske atıldı. Aynı üretim çok daha fazla tempo ile… Haftanın 3-4 günü 16 saat çalıştık, hâlâ çalışıyoruz. Kanun yok, resmiyet yok. Maaşlar düşük olunca bu kadar çok çalışmaya itiraz eden de olmuyor. Çünkü işçinin ay sonu elinde kalan fazla mesai parası oluyor.
Yaklaşık 1 ay önce arkadaşımız Halil Özçelik koronadan hayatını kaybetti. Kronik rahatsızlığı olan 52 yaşında bir arkadaşımızdı. Salgının ilk döneminde arkadaşımız ücretsiz izne çıkarılmıştı. İşçiyi 1177 liraya mahkum eden hükümetin, işverenler lehine çıkardığı yasa ile birlikte bu arkadaşımız iş başı yapmak zorunda kaldı. Emekli olmasına 6 ay kalmıştı. Bu ölüm resmen geliyorum dedi. Gurbetçi çalışanlarda pozitif olunca, aynı arabayı diğer vardiyada kullanan arkadaşa bulaştırdı. Onlar karantinaya alındı ama biz işçilerin omuzlarına yük bindi. Tek dert üretim ve para olunca, insan hayatı hiçe sayıldı. Biz işçiler olarak nasıl salgın başında önlemler alındı ise yine aynı titizlikle önlemlerin arttırılmasını söyledik, her vardiya değişiminde araçların dezenfekte yapılmasını söyledik. Az biraz tedbir alınsa idi bu ölümler yaşanmayacaktı. Sadece bizde değil, Nuh Çimento’nun farklı bir biriminde bir işçi daha hayatını kaybetmişti.
ÖLÜMLERİN SEBEBİ BELLİ
Kâr hırsı bu arkadaşlarımızın ölümüne sebep olmuştur. Sebebi çok basit, salgından korunmak hükümet tarafından kişiselleştirildi. Yani ‘İşçi önlem alsın, vatandaş önlem alsın’a indirgendi. Devlet ve patronlar sorumluluğu üstünden attı. Utanmasalar salgından işçiler sorumlu diyebilecekler. Hatta ölen arkadaşımızdan sonra da patrona söyledik ama dinleyen yok. İşçiler kendi parası ile maske alıyor...
Gurbetçi işçilerde vaka çıkınca gelen İl Sağlık Müdürlüğü daha sonra hiç uğramadı. Sağlık Bakanlığı denetime gelmedi. Ne zaman arkadaşımız vefat etti, fabrikanın İSİG denetimi yapıldı, göstermelik.
Salgınla ilgili alınan kararları yetersiz buluyorum. Hükümetin aldığı kararlara bakınca vatandaş zaten sokakta değil. Böyle virüsü engelleyemezsiniz. Yoksa pandemi uzuyor ve insanlar bunalmış durumda. Bir işçi olarak sesleniyorum. 21 gün karantina ve tüm çalışanlara sosyal güvence verilse, bu salgın bitmese de minimum seviyeye inerdi. Ve bu kadar ölüm yaşanmazdı. Öyle 1000 liralarla vatandaşın sıkıntısını çözemezsiniz.
Asgari ücret zammı bizi de etkiledi. Patron hükümetin onayladığı zamdan düşük verdi. Zar zor direterek biraz yükseltebildik. Yani asgari ücret tüm ücretleri etkileyecek. Gönül ister ki ücretler işçileri tatmin etsin ama hükümetimiz sağ olsun hep işverenden yana. Zengin ve fakir arasındaki uçurum giderilmeli. Devlet vergi konusunda adaletli davranmalıdır.