Ayrımcılığa karşı mücadelede hukuki mekanizmalara güven duyulmuyor
TOHAV ve ESHİD yayımladığı raporda, Türkiye’de yüksek bir ayrımcılık algısı olduğu ifade ederek, ayrımcılığa karşı mücadelede hukuki mekanizmalara güven duyulmadığı belirtti.
Fotoğraf: TOHAV ve ESHİD rapor çalışması kapağı
Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) ve Eşit Haklar İçin İzleme Derneğinin (ESHİD) “Türkiye'de Ayrımcılık Algısı ve Hak Arama Mekanizmalarına Başvuru Sürecinde Karşılaşılan Engeller” isimli saha çalışması raporu yayımlandı.
Hrant Dink Vakfı Sivil Toplumu Güçlendirme 2019-2021 Hibe Programı kapsamında yürütülen araştırmanın raporunu Sosyolog Mustafa Kemal Coşkun ve Sosyal Psikolog Ercan Şen yazdı.
SOAR Sosyal Araştırmalar tarafından gerçekleştirilen saha çalışmasında İstanbul, Ankara, İzmir, Samsun, Edirne, Hatay ve Mardin’de yaşayan toplam bin 200 kişiye ayrımcılık algı ve deneyimleri kapsamında sorular yöneltildi. Araştırma ayrıca insan hakları ve ayrımcılık yasağı alanında çalışan 18 sivil toplum kuruluşunda yapılan yüz yüze görüşmeleri de kapsıyor.
Raporun yazarları Coşkun ve Şen, söz konusu çalışma ile Türkiye’de “ayrımcılığın insanların zihinlerinde nasıl yer aldığının, ayrımcılıktan ne anladıklarının ve toplumda yaygın olarak kimlere, hangi temellerde ayrımcılık uygulandığının, mağdurların ayrımcı pratikler karşısında aldıkları pozisyonların ne olduğunun” kısmen de olsa ortaya koyulabilmesini hedeflediklerini belirtti.
Raporda ayrıca “Türkiye’deki mevcut kutuplaştırıcı politik ortamın, popülist ayrımcı nefret söylemlerinin grupların ve bireylerin ayrımcılık algılarını da zaman içerisinde etkilediğini söylemek yanlış olmayacaktır” ifadesine yer verildi.
RAPORDA DİKKAT ÇEKEN BULGULAR
- Türkiye’de yüksek bir ayrımcılık algısı olduğu gözleniyor. (2018 yılında Türkiye’de ayrımcılığın kısmen ya da yaygın olarak bulunduğunu ifade edenlerin oranı yüzde 70 civarında iken bu son çalışmada bu oranın yüzde 87,6 düzeyine çıktığı görülüyor.)
- Katılımcıların yüzde 70’i gelecekte bir şekilde ayrımcılıkla karşılaşabileceğini düşünüyor.
- Siyasi görüş, cinsiyet, dini inanç ve etnik köken nedeniyle gerçekleşen ayrımcılık algısı; fiziksel ya da zihinsel engellilik ve yaş nedeniyle maruz kalınan ayrımcılık algısına kıyasla daha belirgin.
- Eğitim düzeyinin artmasıyla ayrımcılık algısı da artıyor.
- Eğitim durumunun tersine, gelir düzeyi azaldıkça ayrımcılık algısı artıyor.
- Cinsiyet ayrımcılığı ve cinsel yönelim ayrımcılığı konusunda, kadınların ayrımcılık algıları erkeklere oranla daha yüksek düzeyde.
- Ayrımcılığa karşı mücadelede hukuki mekanizmalara güven duyulmuyor.
- Hak arama mücadelesine girişilmesi kararının verilmesinde, belirleyici olanın yasal düzenlemelerden daha çok kamu görevlileri tarafından gerçekleştirilen uygulamalar olduğu görülüyor.
Raporun tamamına bu adresten erişilebilir. (HABER MERKEZİ)