13 Ocak 2021 22:10

Kıvanç Eliaçık: Uluslararası sendikal hareketi daha anlaşılır hale getirmeye çalıştık

DİSK Uluslararası İlişkiler Müdürü Kıvanç Eliaçık ile "Küresel Sendikalar Kılavuzu" kitabını konuştuk.

Kıvanç Eliaçık: Uluslararası sendikal hareketi daha anlaşılır hale getirmeye çalıştık

Kıvanç Eliaçık ve "Küresel Sendikalar Kılavuzu" kitabının kapağı | Fotoğraf, kişisel arşivinden alınmıştır.

Murat UYSAL
İstanbul

DİSK Uluslararası İlişkiler Müdürü Kıvanç Eliaçık’ın Küresel Sendikalar Kılavuzu isimli kitabı, yine etkisi ‘uluslararası’ düzeyde olan pandemi sürecinde çıktı. Uluslararası sendikaların iki asırlık bir geçmişi olduğunu vurgulayan Eliaçık, “Farklı ülkelerdeki sendikalar ve uluslararası sendika federasyonları merak ediliyor. Bu çalışmayla uluslararası sendikal hareketi daha anlaşılır hale getirmeye çalıştık” diyor.

Bu çalışma hangi ihtiyacın bir ürünü olarak çıktı?

Türkiye’deki yabancı yatırımların sayısı, hacmi her geçen gün artıyor. Sadece büyük şehirlerde veya sanayi bölgelerinde değil taşra kentlerinde de yabancı müdürlerle ve patronlarla karşı karşıya geliyoruz. Sendika üyeleri, hatta sendikasız şekilde hak arayışı içinde olan işçiler, uluslararası dayanışmasının ne kadar önemli olduğunu biliyor. Sendika eğitimlerinde ve işçi direnişlerinde uluslararası şirketlere karşı stratejiler tartışılıyor. Diğer ülkelerdeki iş kanunları, uluslararası çalışma sözleşmeleri konuşuluyor. Farklı ülkelerdeki sendikalar ve uluslararası sendika federasyonları merak ediliyor.

Bu alanda konunun karmaşıklığından ve tercümeden kaynaklı sorunlar yaşanıyor. Yanlış anlaşılan noktalar var. Küresel Sendikalar Kılavuzu’nda uluslararası sendikal hareketi daha anlaşılır hale getirmeye çalıştık. İşçiler ve sendika yöneticileri için hazırlamış olsak da araştırmacılar, öğrenciler veya gazetecilerin de kullanabileceği bir kaynak olduğunu ümit ediyorum.

"200 YILLIK BİR TARİHİ VAR"

Uluslararası işçi hareketi ve sendikal hareketin önemi nedir?

Uluslararası sendikal hareketin yeni bir icat olduğunu düşünenler var. Oysa uluslararası işçi hareketinin 200 yıllık bir tarihi var. Memleketimizin sendikaları 1800’lü yıllardan beri uluslararası örgütlere üyeler.

Başlangıçta komşu ülkelerden gelen grev kırıcıları durdurmak veya göçmen işçilerin sömürülmesini engellemek gibi amaçlarla kurulan uluslararası sendikalar, zamanla birden fazla ülkede örgütlenme yapan ve sınır tanımayan grevler düzenleyen bir kapasiteye ulaşıyor.

Tarihsel boyutunun yanında küresel sendikalar bugün küresel ekonomi ve siyasetin önemli bir aktörüdür. Küresel sendikalar çok uluslu şirketlerle küresel çerçeve sözleşmeler imzalıyor. Bunları küresel toplu iş sözleşmesi olarak tarif edebiliriz. Uluslararası işçi hareketi uluslararası finans kuruluşlarını dizginliyor, hükümetlere geri adım attırıyor. BM kurumlarına yeni sözleşmeler hazırlatabiliyorlar. Üretimin, ticaretin ve hizmetlerin küreselleştiği dünyada çok uluslu şirketler, sermaye yanlısı hükümetler ve küresel baskı araçları karşısında küresel ölçekte sendikalar kaçınılmaz bir ihtiyaç.

"SENDİKAL SORUNLAR ULUSLARARASI DÜZEYDE YAŞANIYOR"

Uluslararası sendikal hareketin ilerici bir yönü var. Bir yandan da eksiklerini konuşmamız da iyi olur? Gözlemlediğiniz kadarıyla eksikleri nedir? Bu hareketin nelere ihtiyacı var?

İşçi hareketinin tarihsel olarak demokrasi, savaş karşıtlığı, eşitlik ve özgürlük gibi değerleri savunduğunu söylemeliyiz. Ama şüphesiz zaafları ve eleştirilecek yanları da var. Bir işyerinde hangi sendikal sorunlar yaşanıyorsa uluslararası düzeyde de yaşanıyor. Bağımsız ve mücadeleci sendikacılık, bürokrasi veya sarı sendikacılık hepsi küresel düzeyde de görülüyor. Uluslararası hareketin içinde farklı eğilimler var. Bu siyasi eğilimler arasında sert tartışmalar, bölünmeler veya birleşmeler yaşandı, yaşanıyor.

Sermayeden ve hükümetlerden bağımsız, demokratik, eşitlikçi-özgürlükçü hedeflere sahip sendikalara ihtiyacımız var. İşyerindeki sendikal yapılarımız ne kadar mücadeleci ne kadar katılımcı olursa uluslararası örgütlerimiz de o düzeyde ileriye gidecektir. Güvencesiz işçiler, göçmenler ve kadınlar sendikalarda görev aldıkça bir yenilenme yaşayacağız. Sivil toplum kuruluşu gibi davranan, sadece lobi yapan, hantal uluslararası yapılara değil, işçilerin mücadelesini dünya gündemine taşıyan uluslararası sendikalara ihtiyacımız var.

SALGIN İŞÇİ HAKLARINI YENİLEMEK İÇİN FIRSATLAR YARATIYOR

Türkiye’deki ekonomik kriz ve pandemiyle birlikte işçi sınıfının üzerindeki ekonomik/politik baskılar da yoğunlaştı. Dünyadaki durum nedir? Benzer ya da ayrışan durumlar var mı?

Pandeminin ilk günlerinde Asya’da Avrupalı şirketler için üretim yapan fabrikalar adeta hastalığın kuluçka merkezleri oldu. Sosyal güvencesi olmayan işçiler kötü koşullarda çalıştığı için hastalık hızla yayıldı. Ekonomik nedenlerle açık kalan fabrikalar sağlık nedeniyle kapanmak zorunda kaldı. Yüz binlerce işçi gelirsiz kaldı. Uluslararası sendikaların,-Industriall ve UNI Global’in ismini zikredebiliriz- şirketler üzerindeki baskıyla işçilere maddi destek ve sağlık hizmeti sağlandı. Bunu uluslararası sendikal hareketin, tedarik zincirlerindeki güvencesiz işçilere desteği olarak okuyabiliriz.

Kovid-19 döneminde sendika üye sayılarının düştüğüne dair bir kanı var. Pek çok sektör olumsuz etkilendi. Ancak taşımacılık, sağlık, e-ticaret, haberleşme gibi sektörlerde işler yoğunlaştı. Paralel olarak çalışma koşullarının kötüleştiğini söylemeliyiz. Bu durum sendika üyeliğine artış olarak yansıdı. Bazı ülkelerde bu iş kollarında üye sayıları katlanarak arttı çünkü bugüne kadar sendikaları kendi örgütleri olarak görmeyen mesleklerden işçiler zorlu ve güvencesiz koşullardan korunmak için sendikalara akın ettiler. Kısa süreli ve atipik işlerde çalışan işçiler sendikalara katıldılar.

Her ülkede işçilere yönelik ekonomik ve politik baskıların arttığı tespiti doğru ama aynı dönemde işçi direnişinin ve işçi dayanışmanın arttığı da başka bir gerçek. Kovid-19 bütün ülkelerde işçi haklarını ve sosyal güvenlik sistemlerini yenilemek için önemli fırsatlar yaratıyor.

Evrensel'i Takip Et