TTB, CoronaVac hakkındaki Acil Kullanım Onayı verilerinin sunulmasını istedi
Bilimsel olarak etkili ve güvenli her aşının yanında olduklarını belirten Türk Tabipleri Birliği, Bakanlığın şeffaf davranmadığını, Acil Kullanım Onayı verilerinin sunulması gerektiğini kaydetti.
Fotoğraf: Hasan Dönmez/DHA
Koronavirüs aşılarına dair açıklama yayımlayan Türk Tabipleri Birliği (TTB), "Aşı tüm canlılar için hayat kurtaran ortak bir değerdir. Aşılamalarla her yıl yaklaşık üç milyon insan yaşama tutunmaktadır. COVID-19 pandemisinde de güvenli ve etkili aşılar ile yapılacak yaygın aşılamanın, salgını kontrol altına almaya katkı sağlayacağı açıktır" dedi.
Türkiye’de uygulamasına başlanan Çin meşeli CoronaVac aşısına da değinen TTB, Bakanlığa Acil Kullanım Onayı verilerinin paylaşılması çağrısında bulundu.
ŞEFFAFLIK VURGUSU
Türkiye’de pandeminin başlangıcından bu yana şeffaflık ilkesi yerine güvenlik ilkesinin esas alındığının vurgulandığı açıklamada, “Pandemi nedeniyle bugüne kadar on binlerce yurttaşımız ve yüzlerce sağlık çalışanımız yaşamını kaybetmiştir. Siyasi otorite maske dağıtımındaki belirsizlikler ve gecikme gibi aşı uygulamasına gelindiğinde de çözüm üretmede başarısız olmuştur. Sağlık Bakanlığı tarafından 11 Aralık 2020 tarihinde getirileceği duyurulan aşılar Aralık ayı sonuna kadar getirilememiş, hatta ‘Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği’ bile ancak 18 Aralık’ta Acil Kullanım Onayı (AKO) maddeleri eklenerek mevzuat açığı giderilmeye çalışılmıştır” diye belirtildi.
Aşı sürecinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini vurgulayan TTB, Sağlık Bakanlığı’nın belirsizlikleri ortadan kaldırmakla görevli olduğunu hatırlattı.
AŞILARA DAİR DEĞERLENDİRMELER
TTB COVID-19 İzleme Kurulu ve Aşı Çalışma Grubu ile birlikte yapılan değerlendirme ışığında şu anda adı geçen aşılara dair de şu veriler paylaşıldı:
- Ağır hastalık ve ölümü önleme konusundaki etkililiğin ise tüm aşılar için yüzde 100’e yakın olduğu,
- Aşılanan kişide hastalık gelişmesini önleme konusundaki etkililiğin;
- Pfizer-Biontech aşısı için yüzde 95 (yüzde 95 Güven Aralığı-GA:90,3-97,6)
- Moderna aşısı için yüzde 94,1 (yüzde 95 GA:89.3-96.8),
- Oxford-AstraZeneca aşısı için ilk aşının yarım doz 28 gün sonra yapılan ikinci aşının ise tam doz uygulandığı tüm grupta yüz 90,0 (yüzde 95 GA:67.4-97.0), her iki aşının tam doz uygulandığı grupta yüzde 62,1 (yüzde 95 GA: 41,0-75,7),
- Coronavac aşısı için: Türkiye’de yüzde 91,25 (yüzde 95 GA: 71-97), Brezilya’da yüzde 50,38 (çok hafif hastalık için) ve yüzde 77,96 (hafif hastalık için) olduğu, - Aşıların hiçbirinde kısa dönem (1-2 ay) ciddi yan etki oluşma sıklığının kontrol grubundan yüksek olmadığı,
- mRNA aşılarının ciddi olmayan lokal ve sistemik yan etkilerinin özellikle genç yaş grubunda belirgin olarak fazla olduğu, ileri yaştaki kişilerde mRNA aşılarının etkililiğinin genç yaşlardakine benzer şekilde yüksek olduğu,
- Oxford-AstraZeneca aşısında 55 yaş üzerinde etkililiğinin biraz daha düşük olduğu,
- Coronavac aşısında Brezilya’daki çalışmanın 60 yaş üstündeki kişileri de kapsamasıyla birlikte bunlara ait verinin henüz yayımlanmadığı bilinmektedir.
Açıklamada "Mevcut durumda dünyada uygulanmaya başlanan dört aşının hastalığı önleme konusundaki etkililikleri farklı olmakla birlikte ağır hastalık ve ölümleri önleme konusunda etkililiklerinin yüzde 100’e yakın olduğu, farklı yaş ve risk gruplarında etkililik ve yan etki açısından değişiklikler gözlendiği, bugüne kadarki veriler ışığında hiçbirinin ciddi yan etki oluşturmadığı gözlenmektedir” denildi.
6 AY İÇERİSİNDE 120 MİLYON DOZ UYGULANMASI GEREKİR"
Toplum bağışıklığının sağlanabilmesi için yüzde 80 etkili olan bir aşıda toplumun yüzde 75-90’ının aşılanması gerektiği vurgulanan açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
“Pandemi ile mücadelenin en yaşamsal aracı olan aşıların ülkemizde uygulanma süreci, en küçük bir hatayı kaldırmayacak önemdedir. Zamanın dar olması ya da aciliyet gibi gerekçelerle olağan incelemeler göz ardı edilmez ve her koşulda yapılmalıdır. Alınacak riski olabildiğince bilmek, öngörmek ve en aza indirmeye çalışmak önemlidir. AKO verdiği belirtilen Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndaki bilim heyeti ve yetkinlikleri kamuoyundaki kaygıların giderilmesi açısından hızla açıklanmalıdır. Konularında yetkin farmakoloji, immünoloji, viroloji, mikrobiyoloji, enfeksiyon hastalıkları, halk sağlığı ve epidemiyoloji uzmanlarından oluşan ve hiçbir çıkar çatışması söz konusu olmayan bilim insanlarından oluşan bir kurulun zorunluluk olduğu, TTB Aşı Tutum Belgesi’nde de vurgulanmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye’de uygulamayı planladığı aşılar için etkililik, güvenlilik, kalite değerlendirmesinde kullanılan tüm verileri bağımsız araştırmacılara da açması; karar verme mekanizmalarına bağımsız araştırmacı ve kurumları da katması güven sağlamada etkili olacaktır.”
AŞININ SÜREKLİLİĞİ SAĞLANABİLECEK Mİ?
“Sağlık Bakanlığı’nın daha fazla hata yapmasına toplumun tahammülünün olmadığı bilinmelidir” denilen açıklamada Bakanlığa şu soruları yöneltildi:
- TİTCK bünyesindeki AKO hangi verilere göre aşıya AKO uygun görmüştür?
- Çeşitli aşıların farklı yaş ve risk gruplarına yukarıda özetlenen birbirlerine göre farklı avantaj ve dezavantajları olduğu dikkate alındığında Türkiye’deki aşı çeşitliliği artırılacak mıdır?
- Aşı temininin sürekliliği sağlanabilecek midir?
- Satın alınan aşıların birim doz maliyeti kaç TL olmuştur? 3 milyon doz aşıya kaç TL ödenmiştir?”
BAKANLIĞIN DAHA FAZLA HATA YAPMASINA TAHAMMÜL YOK
Açıklamanın sonuç kısmında şunlar kaydedildi:
"Türk Tabipleri Birliği olarak koruyucu sağlık hizmetlerinin en önemli aracı bugün başlayan aşılamanın, COVID-19’a bağlı ağır hastalık, yurttaş ve sağlık çalışanlarının ölümleri azaltacağını düşünüyoruz. Aşılamaya en olumlu refleksi, salgınla mücadelede 344 mesai arkadaşını kaybetmiş olan sağlık emekçileri vermektedir. Önce de belirttiğimiz üzere aşıları incelememizde temel kaynak, menşei, üretildiği ülke ve kullanılan teknik değil; Faz 3 verilerinin sonuç raporları ve yayımlanmış bilimsel değerlendirmelerdir. Topluma aşıyı tanıtacak ve kabullendirecek, toplumun güvenini yegâne kazanmış olan sağlık çalışanları olarak, aşılar ve aşılama kampanyasıyla ilgili belirsizliklerin gelinen bu son aşamada giderilmesini istemek de toplumu koruma adına sorumluluğumuz ve hakkımızdır. Aşı sonrası istenmeyen etkilerin izlemi konusunda sağlıkçılar ve toplum da sürecin parçası olmalıdır. COVID-19 geçirmiş kişilerin 3-6 ay boyunca aşılanmaması gündemde iken dün alınan ani bir kararla aşılanmaları söz konusu olmuştur ve bu karar değişikliğinin hangi bilimsel verilere göre yapıldığı hızla açıklanmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın daha fazla hata yapmasına toplumun tahammülünün olmadığı bilinmelidir.
Her zaman olduğu gibi şeffaflıktan uzak bir yaklaşımla ve sürece dair hiçbir veri paylaşılmadan 13 Ocak 2021 günü 19.04’te haberlere yansıyan AKO ile uygulaması başlatılan mevcut aşı konusunda, sürecin kötü yönetilmesi dışında güvenilirlik anlamında tereddüde yer olmadığını, etkinliğin ise farklı düzeylerde bildirilmekle birlikte Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği etkinlik sınırında olduğunu yapılan bilimsel açıklamalarda görüyoruz. Güvenli bir toplum bağışıklığı sağlamak ve aşı tereddüdünü ortadan kaldırmak için TTB Aşı Tutum Belgesi’nde de belirtilen tüm aşamaların açıklıkla paylaşılması ve yeterli yaygın aşılama için gerekli adımların atılması gerektiğini hatırlatıyoruz. Tüm dünyada kullanılan diğer aşılarla ilgili olarak da acilen gerekli görüşmelerin ve tedariğin yapılmasının zorunlu olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
TTB olarak daima bilimin, toplumcu koruyucu sağlık hizmetinin savunuculuğuna devam edecek, aşıyla ilgili gelişmeleri yakından takip edip yurttaşlarımızı ve tüm sağlık çalışanlarını bilgilendireceğiz."
Açıklamanın tamamı ve referanslarına buradan ulaşılabilir.
(HABER MERKEZİ)