Af Örgütü, Boğaziçi gözaltılarındaki kötü muameleler için acil eylem başlattı
Uluslararası Af Örgütü, gözaltına alınan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine kötü muamelede bulunulduğuna dair iddiaların soruşturulması için Adalet Bakanlığına çağrı yaptı.
Fotoğraf: Mürsel Ç.
Uluslararası Af Örgütü, Boğaziçi Üniversitesi protestoları nedeniyle gözaltına alınan öğrencilere yönelik kötü muamele iddialarının soruşturulması için "Acil Eylem" başlattı.
Uluslararası Af Örgütü, 4 Ocak’ta Boğaziçi Üniversitesi ve çevresinde gerçekleştirilen protestolarda kullanılan biber gazı ve tazyikli suyun barışçıl protestoları dağıtma amacı taşıdığını belirterek, sonrasında en az 45 öğrencinin, protestolara katılımları gerekçesiyle ve şafak baskınlarıyla gözaltına alındığını hatırlattı. Uluslararası Af Örgütü gözaltına alınan öğrencilere yapılan kötü muamelelerin, çıplak arama iddialarının ve tehditlerin de yer aldığı hak ihlallerinin soruşturulması ve sorumluların adalet önüne çıkarılması çağrısı yaptı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na hitaben yazılan "Acil Eylem" mektubunda, öğrenciler ve avukatları ile yapılan görüşmelerdeki iddialara da detaylı olarak yer verildi. İddialar, şiddetin protestolarda başladığı ve gözaltı sürecinden serbest bırakılana kadar çeşitli şekillerde sürdüğü yönünde.
Amnesty.org.tr sitesinde imzaya açılan Acil Eylem mektubunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz’a hitaben şu ifadeler yer aldı:
"Sayın Yılmaz,
Size, 5 ila 7 Ocak 2021 tarihleri arasında Özel Harekât polislerince gerçekleştirilen şafak baskınlarıyla gözaltına alınan öğrencilerin işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldığı iddiaları hakkında yazıyorum.
Öğrenciler, Prof. Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasını protesto etmek için 4 Ocak’ta üniversite ve çevresinde gerçekleştirilen, büyük ölçüde barışçıl protestolar sırasında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 32(1) Maddesini ihlal ettikleri iddiasıyla gözaltına alındı. Kolluk yetkilileri, büyük oranda barışçıl protestocuları dağıtmak için gelişigüzel şekilde biber gazı ve tazyikli su kullandı. Bazı öğrenciler yerlerde sürüklendi, darp edildi ve gözaltına alındı.
Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü öğrencilerin ve avukatlarının aktardığına göre, şafak baskınlarıyla gözaltına alınan öğrenciler itme, yere yatırma ve ters kelepçeleme dahil kötü muameleye maruz bırakıldı ve bir buçuk saat boyunca bu pozisyonda tutuldu. İddialara göre, bir öğrencinin kafasına polis kaskıyla vuruldu; bir diğerinin başına ise memurlar eve girer girmez silah dayadı. Bazıları birden fazla kez olmak üzere, en az sekiz öğrenci zorla çıplak aramaya maruz bırakıldığını söylerken, iki LGBTİ+ öğrencinin cinsel yönelimleri ve/veya toplumsal cinsiyet kimlikleri nedeniyle copla tecavüz tehdidi ve sözlü saldırıyla karşı karşıya kaldığı bildirildi. Gözaltı sırasında tüm öğrenciler yere yatırılarak bu pozisyonda ters kelepçelendi. Bugüne kadar en az 15 öğrenci, tıbbi muayene için hastaneye götürüldükleri sırada ve hastanede kötü muameleye maruz bırakıldığını söyledi. En az bir öğrenci ise hastanede bir doktorun görüntülerini çektiğini ve bu şekilde kötü muameleye maruz bırakıldığını aktardı.
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları hukuku sözleşmeleri ve iç hukuku gereğince, barışçıl toplanma hakkının kullanımı keyfi şekilde engellenemez. İç hukuk ve uluslararası hukuk gereğince işkence ve diğer türde kötü muamele tüm koşullarda mutlak suretle yasaktır.
Protestolar sırasında ve o tarihten bu yana gerçekleştirilen şafak baskınlarıyla gözaltına alınan kişilerin hepsi, çoğunluğu adli kontrol şartıyla olmak üzere serbest bırakıldı; ancak suçlandıkları takdirde yargılanma tehlikesi altındalar.
Tüm bunlar ışığında size, kolluk görevlileri tarafından Boğaziçi Üniversitesi ve çevresindeki protestolara katılan protestoculara yönelik işkence ve diğer türde kötü muamele, tehdit ve hak ihlalleri iddialarının hızlı, kapsamlı, bağımsız ve tarafsız bir şekilde soruşturulmasını; işkence, kötü muamele ve tehdit uygulamalarında sorumluluğu tespit edilen kişilerin adalet önüne çıkarılmasını ve barışçıl toplanma hakkının koruma altında olmasını sağlamanız için çağrı yapıyorum."
(HABER MERKEZİ)