15 Ocak 2021 10:34

HDP milletvekilleri, cezaevlerinde süren açlık grevlerine dikkat çekti

Cezaevlerinde süren açlık grevi eylemlerine dikkat çekmek için Mecliste basın toplantısı düzenleyen HDP milletvekillleri “Bütün demokratik kamuoyunu tutsakların sesine ses katmaya çağırıyoruz” dedi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

İmralı Cezaevi’ndeki tecridin kaldırılması talebiyle cezaevinde 50’nci gününe giren açlık grevlerine dikkat çeken HDP Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bütün demokratik kamuoyunu tutsakların sesine ses katmaya çağırıyoruz” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin sona ermesi talebiyle cezaevlerinde 50’nci gününde devam eden açlık grevlerine ilişkin Mecliste basın toplantısı düzenledi.

HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, açlık grevlerinin temel sebebi olan Öcalan ve tüm tutuklular üzerindeki tecridin sona erdirilmesi ve cezaevindeki hukuksuzluklara son verilmesi gerektiğini söyledi. Koçyiğit, “Tutsaklar iktidarı hukuka, demokrasiye ve insan haklarına davet ediyorlar. Bu taleplerin tamamı meşru, hukuki ve demokratik taleplerdir” dedi.

"HİÇBİR HUKUK SİSTEMİNDE YERİ YOK"

Asrın Hukuk Bürosu’nun açıkladığı 2020 Yılı İmralı Raporu’nda yer alan ihlallere değinen Koçyiğit, şöyle devam etti: “İmralı cezaevi, Sayın Abdullah Öcalan ve adadaki diğer tutsaklar başta avukat, aile bireyleriyle görüşme, telefonla görüşme, ile mektup, faks ve her türlü iletişim aracılığı ile haberleşme hakkı olmak üzere tüm yasal hakları ortadan kaldırılarak tam teşekküllü tecrit uygulamasına geçilmiş, hapishane haline getirilmiştir. Hiçbir hukuk sisteminde yeri ve dünyada örneği olmayan İmralı sistemi dönem dönem cezaevlerinde, açlık grevleri başta olmak üzere kimi protestolara sebep olmuştur. Zira 2018 yılında, İmralı tecrit sistemini protesto etmek için Sayın Leyla Güven’in öncülüğünde gelişen ve yaklaşık 200 gün süren ve dünyanın birçok yerinde üç bine aşkın insanın açlık grevine başladığı ve ölüm oruçlarına evrilen bir greve tanıklık ettik. Fakat 2020 yılında bu kapı kapatıldı. Biri İmralı’da çıkan yangın diğeri de pandemi gündeminden kaynaklı, kamuoyunun kaygısı ve yoğun baskısı üzerine, olağanüstü koşullarda 3 Mart’ta aile ziyareti ve 27 Nisan’da da telefon görüşmesi imkânı sağlanmıştır.”

"TECRİT İŞKENCEDİR"

Tecridin işkence olduğunu dile getiren Koçyiğit, tecridin Öcalan’a dönük sistematik hale getirildiğini belirtti. Bu durumun insanlığa karşı suç olduğunu ifade eden Koçyiğit, “Tecrit işkence suçudur; evrensel hukukun, anayasanın askıya alınmasıdır. AKP iktidarının tecrit uygulamasıyla ‘işkence yasağını’ çiğnediği ve bu konuda sistematik bir şekilde suç işlediği başta CPT olmak üzere çeşitli uluslararası kurumlar tarafından belgelenmiş ve defalarca Türkiye hükümetinin bu işkenceden ve suçtan vazgeçmesi çağrıları yapılmıştır. Ancak AKP bu çağrılara uymadığı gibi, İmralı’da uyguladığı tecridi bugün bir yönetim biçimi haline getirmiş ve sistematik olarak bütün Türkiye’de uygulamaya koymuştur. Yani istisna genelleşmiş ve sistematikleşmiştir. Biliyoruz ki tecrit, iktidarın savaş, soygun, talan ve sömürüye yaslanan yönetim biçimini hayata geçirmek için başvurduğu bir yöntemdir” dedi.

Tutukluların taleplerini sahiplendiklerini aktaran Koçyiğit sözlerini şöyle tamamladı: “Çok geç olmadan yeni can kayıplarını yaşamamak için toplumsal muhalefet güçleri olarak harekete geçmek zorunda olduğumuzun altını çizmek istiyoruz. Parti olarak bu konuda daha önce gösterdiğimiz duyarlılığı daha güçlü bir şekilde göstereceğimizi belirtiyor, bütün demokratik kamuoyunu da tutsakların sesine ses katmaya çağırıyoruz. Beklentimiz hukuksuzluk ve saldırıları yürüten iktidardan değildir, aslında temel beklentimiz toplumsal güçlerden, demokrasi yanlılarındandır.” (Ankara/MA)

ÖNCEKİ HABER

Asgari ücret mutfakta bitiyor | BİSAM: 4 kişilik ailenin aylık gıda masrafı 2,478 TL

SONRAKİ HABER

AYM, Enis Berberoğlu dosyasında, yeniden yapılan başvuruyu 21 Ocak’ta görüşecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa