24 Ocak 2021 22:30

İki hafta önce, bu köşeden sizlere yazdığım başlığın adı “Hakkımız hâlâ ödenmiyor” du. Bu hafta gördüm ki, yanılmışım. Hakkımız ödeniyormuş. Hem de copla, kalkanla, gözaltılarla… 3 gün önce yani, 22 Ocak günü; sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi talebiyle, Ankara Şehir Hastanesinin önünde basın açıklaması yapmak için, toplanmaya başlayan Ankara Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) yöneticileri gözaltına alındı.

Neden? Çünkü, onlar doğruları söyleyecekti. Çünkü, onlar kral çıplak diyecekti. AKP hükümetinin artık eleştirilmeye hiç tahammülü kalmadı. Ülkenin yoksul halkları; gün geçtikçe, daha önce oy verdikleri AKP hükümetinin gerçek yüzünü görüyor. Özellikle pandemi dönemi bu ayrımı daha net ortaya koydu. Din bezirganlığı ve açıktan verilen yardım adı altındaki paralar artık gerçekleri gizleyemiyor.

İşçi, çiftçi, küçük esnaf geçinemiyor, çocuğunun eğitimini sürdüremiyor. Halk, hükümetin kimin yanında olduğunu en zor anında yaşayarak gördü. İşte tam da bu noktada, AKP hükümeti eksiklerini, zayıf noktalarını ortaya koyan en küçük harekete, eyleme bile tahammül edemiyor. Faşizmi artık yaşamın her anında, ülkenin her yerinde hissediyoruz.

Ne isteyecekti Ankara Tabip Odası ve SES? Sağlık çalışanlarının özlük haklarındaki kötüye gidiş hükümete bir kere daha hatırlatılacaktı. Ama olmadı, meslek odası ve sendika yöneticileri Ankara polisi tarafından gözaltına alındı. Bu gözaltı aslında bir tehditti. Bu, görevi kötüye kullanmaktı. Yasalarla güvence altına alınmış hakların gaspıydı. Ama kim dinler hakkı, hukuku. Yandaşlar istediklerini yapar ama gerçekleri söyleyenlere gözaltı, tutuklama kaçınılmaz olur. Gözaltına alınan Ankara Tabip Odası Başkanı, Yönetim Kurulu üyeleri ve SES yöneticileri serbest bırakıldı.

Bu arada tüm bunlar olurken, sağlık çalışanlarını TBMM’de sözde alkışlatan, 10 aydır sağlık çalışanlarının haklarını vermeyen sağlık bakanından tek ses çıkmadı. İç işleri bakanlığına, polise ne yapıyorsunuz diyemedi. TTB ya da Ankara Tabip Odası’nı arayıp, hükümet adına özür dilemedi. Daha ne kadar küçüleceksin o koltukta sayın bakan? Yazık hekimlik onurunuza.

Sağlık bakanı; size de içişleri bakanına da temsil ettiğiniz hükümetinize de tüm sağlık çalışanları adına, bize yüksek demokrasi anlayışınız gereği verdiğiniz ödüle teşekkür ederiz. Bu halk ve sağlık çalışanları bu ödülü de unutmamak üzere bir yere koyuyor, bilesiniz. Bu arada, emeğin hakkını gerçekten veren kurumlar da var. İzmir’de İz Gazete “2020 de İz Bırakanlar” ödülünün birini de tüm sağlık çalışanları adına İzmir Tabip Odası’na verdi. Bu güzel ödülü de yüreğimizde saklayacağız.

İzmir’de kaybettiğimiz ve salgına emek veren tüm sağlık çalışanları için bir anıt yapılarak, ödüllendirilmesini de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Tunç Soyer’den talep ediyorum. Böyle bir anıtın İzmir’in en görülen yerinde, kaybettiklerimizi ve emek veren sağlık çalışanlarını hatırlatacak şekilde tasarlanmasını ve 2021 yılında açılmasını arzu ediyorum. Yine İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Tabip Odası ve İzmir Kent Konseyi tarafından organize edilecek, bir “Sağlık Çalışanları Ormanı” ile kaybettiğimiz her hekim, her hemşire, her teknisyen arkadaşımızın adının yaşatılması gerekliliğini bir kere daha hatırlatıyorum. Yoksa onlar bize haklarını helal etmeyecektir.Türkiye’de bizleri yönetenler hakkımızı vermese de İzmir’de bu adımları atarak örnek olalım. Sağlıkla kalın.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Padişah yetkisi

Padişah yetkisi

Devlet Denetleme Kuruluna verilen sınırsız kayyım yetkisiyle Cumhurbaşkanı, bir talimat vererek kamu kuruluşlarından belediyelere, sendikalardan meslek odalarına ve barolara kadar tüm kurumların yönetimlerini, yargı kararına gerek olmadan görevden alabilecek. Prof. Dr. Metin Günday “Bu bir kayyım yetkisi. Anayasa’ya aykırı” dedi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Kara Harp Okulu mezuniyet törenindeki kılıçlı yemin nedeniyle 5 teğmen ordudan ihraç edildi.

Evrensel'i Takip Et