18 Ocak 2021 22:22

"Kayyuma itiraz edilmeyecek bir ortam oluşturulmak isteniyor"

Tüm Bel-Sen Van Şubesi'nin önceki dönem eş başkanlığını yapan Eylem Uca: Mahkemenin bile suçsuz saydığı durumlar ihlal ediliyor.

Fotoğraf: Evrensel (Arşiv)

Paylaş

Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
Antep

KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerinin, haklarında bir soruşturma olmamasına ya da beraat etmelerine rağmen yaptıkları itiraz hem komisyon hem de mahkeme tarafından reddediliyor. İhraç edilen 4 bin 500 KESK üyesinin 1543’ü ise Tüm Bel-Sen üyesi. Özellikle Van’da kayyumun atanmasıyla da beraber özel bir politika söz konusu. Konuya ilişkin görüştüğümüz Tüm Bel-Sen Van Şubesi Önceki Dönem Eş Başkanı Eylem Uca, yaşanan süreci kayyum politikasının devamı olarak gördüğünü belirtirken, Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri Yılmaz Yıldırımcı, amacın belediye kadrolarını boşaltmak ve kayyuma itiraz edilmeyecek bir ortam oluşturmak olduğunu söyledi. Tüm Bel-Sen Van Şubesi Avukatı Leyla Kaplan Kertiş ise, “Bu durum kişiye ve duruma göre hukuk uygulandığını net bir şekilde göstermektedir” dedi.

UCA: VAN’DA ÖZEL BİR POLİTİKA SÖZ KONUSU

KHK sürecinin ardından ihraç edilen arkadaşlarının daha önce soruşturma geçirmemiş kişiler olduğunu söyleyen önceki dönem Tüm Bel-Sen Van Şubesi Eş Başkanı Eylem Uca, “Hakkımızda bir suç aranacağını biliyorduk. OHAL Komisyonunda çıkan kararlar komediydi. Biz bununla ilgili gerekli süreçleri yürüttük. Daha sonra idari mahkemelere gittik. İdari mahkemede de hakkında bir soruşturma olmayan arkadaşlarımız, irtibat-iltisak davası yoktu. Mesela benim irtibat-iltisak davam yoktu. Yasaklı günde eylem yapma davam vardı. Bu davaya ilişkin kesinleşmiş beraat kararım olmasına rağmen bu dava esas gösterilerek pasaport dahi verilmiyor. Mahkemenin bile suçsuz saydığı durumlar ihlal ediliyor” dedi.

Bu süreçte Van’da özel bir durumun söz konusu olduğunu belirten Uca, bunun özel kayyum politikası olduğunu düşündüklerini belirtti. Uca, “Hizmet alımı olan 306 arkadaşımız vardı. Bu arkadaşlarımız KHK üzerinden, olmadan işlerinden edildiler. Mahkeme açtılar. Davayı kazanmalarına rağmen şu anda ise alınmıyorlar. Hiçbir gerekçe sunmuyorlar. Bu yaşadığımız süreç son derece hukuksuz bir süreç. Bir mahkemenin bir kişinin suçsuz olduğunu belirtmesine rağmen, o kişiyi hâlâ idari mahkemenin suçlu sayması hukuksuzdur.  Mesela, bir arkadaşımızın çocuklarının ‘FETÖ okullarında okuduğu’ iddia edilmiş. Ancak arkadaşımız bekar, hiç evlenmemiş. Bunun gibi asılsız, mesnetsiz bir sürü iddiayla arkadaşlarımız ihraç edildi” diye konuştu.

Yaşadıkları sürece karşı, seslerini tekleştirmeye, güçlendirmeye devam edeceklerini vurgulayan Uca, şu ifadeleri kullandı: “Biz bunu kayyum politikasının devamı olarak anlıyoruz. Biz susmayacağız. Her türlü hukuksuzluğu ifşa etme noktasında, elimizdeki belgeleri kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.  En son arkadaşımız işine dönene kadar mücadele edeceğiz.”

YILDIRIMCI: AMAÇ BELEDİYELERDEKİ KADROYU BOŞALTMAK

Toplamda 130 bin kamu emekçisinin ihraç edildiğini ve bunun 4 bin 500’ünün KESK’e bağlı kamu emekçileri olduğunu aktaran Tüm Bel-Sen Genel Sekreteri Yılmaz Yıldırımcı, “2016’dan sonra da özellikle bölgedeki belediyelerde atanan kayyumlarla birlikte Tüm Bel-Sen’in üyeleri ihraç edildi. 4 bin 500 KESK üyesinin içerisinde 1543’ü sendikamızın üyesi. Temel hedeflerden bir tanesi, kayyum atanan belediyelerdeki kadroların tamamını boşaltmak. Bu arada, bizim üyelerimiz ihraç edilirken orada Bem-Bir-Sen örgütlendi. Büyük metropellerde belli bir düzeyde örgütlü olmalarına rağmen bölge illerinde temsili düzeydelerdir” dedi.

O süreçte, ihraç olan insanların başvuracakları bir yer olmadığını ve AYM ve AİHM’ye başvurduklarını hatırlatan Yıldırımcı, şunları söyledi: “OHAL Komisyonu da, kayyum atanan belediyelerdeki ihraç olan arkadaşların başvurularının yüzde 85’ini reddetti. Reddedilenlerin  yüzde 80’ine yakınının da soruşturması, kovuşturması yok. Sadece Tüm Bel-Sen üyesi oldukları için ihraç edildiler. 1543 ihraç olan arkadaşımız var, bunun  1450’si bölge illerindedir. Komisyon gerekçeleri geldikten sonra Ankara’da bulunan idari mahkemelere başvurduk.  1543 üyemizden şu ana kadar 900’ü reddedildi.”

130 bin ihraçtan incelenmeyen dosya sayısının 16 bin olduğunu ve 114 bin dosyanın sadece yüzde 7.5’inin kabul edildiğini belirten Yıldırımcı, “Tüm Bel-Sen üyelerine özel bir muamele söz konusu. Şimdi de Van’da özel bir durum söz konusu. Van özelinde mahkemelerde 42 civarında dosya reddedildi. Reddedilenlerin yüzde 80’inin cezası, soruşturması, kovuşturması yok. Van’da kayyum ihraç  edilenler emekçiler geri döndüğünde onlarla çalışmak istemeyecek. Bu özel bir politikadır. Bölgede Bem-Bir-Sen’in yetkisinin kaybedilmemesi, bir de kayyumun kendisine itiraz edilmeyeceği bir ortam oluşturulmak isteniyor” ifadelerini kullandı.

AVUKAT KERTİŞ: KİŞİYE GÖRE HUKUK UYGULANDIĞINI GÖSTERİYOR

İşlemlerin iptali için Ankara idare mahkemelerinde iptal davası açtıklarını söyleyen Tüm Bel-Sen Van Şubesi Avukatı Leyla Kaplan Kertiş, “Dosyalarımız idare mahkemelerinde 2 yıl boyunca herhangi bir eksiklik olmadığı halde keyfi bir şekilde  bekletildikten  sonra yeni yeni kararlar verilmeye ve bize tebliğ edilmeye başlandı. Şöyle ki; yakın zamanda ret kararı elimize ulaştı. Bu üyemizin  yargılanmakta olduğu  Van 2’inci Ağır Ceza Mahkemesinde bir dosyası bulunmaktaydı ancak bu dosyadan yapılan yargılama  sonucunda beraat kararı verilmiştir. Hukuk devleti olan bir ülkede beraat atfedilen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğu ve ya işlendiğinin sabit olmadığı anlamına gelmektedir” dedi.

Ancak 21’inci İdare Mahkemesinin ret kararını gerekçesini irdelediklerinde mahkemenin bir görev gasbı yaparak kendisini adeta ceza mahkemesinin yerine koyarak yeniden yargıladığını belirten Kertiş, şunları söyledi: “Ancak açıkça bilindiği üzere bu idare mahkemesinin görevi değildir. İdare mahkemesi ceza davasına bakmadığı gibi işlem tesis edilirken ceza hukuku ilkelerinin ve kuralların uygulanıp uygulanmadığını idare mahkemelerinde denetleme  gibi bir durumu söz konusu değildir. Yine bakın burası çok önemli Yerel mahkeme ceza dosyası kapsamında müvekkilin birlikte yargılandığı sanıkların eylemlerini ret kararında yer vererek adeta bu eylemlerin  müvekkilin gerçekleştirmiş olduğu izlenimi uyandırmıştır. Bu şu anlama gelmektedir. Maalesef ki biz sağlam elle tutulur ret gerekçesi bulamadık, belki buradan bir şeyler yakalarız, azılı bir suçlu olduğu izlenimi uyandırırız.”

21’inci İdare Mahkemesinde huzurunda hukuk devletinin en önemli ilkesi olan masumiyet karinesi ilkesinin tartıştırıldığının aşikar olduğunu vurgulayan Kertiş, “Yerel mahkemelerin bu AYM kararlarını tanımazlık hali son zamanlarda maalesef ki oldukça artan bir durumdur. AYM süs diye kurulmuş yargı makamı değildir. Dolayısıyla bu tanımazlık geleneğinin kaosa yol açacağı açıktır. Aslında bu durum hukuk devleti ilkesinin, hukuk güvenliğinin kalmadığını, kişiye göre, duruma göre hukuk uygulandığını maalesef ki net bir şekilde göstermektedir” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

"FETÖ" davasında "Fuat Avni" hesabını kullandıkları öne sürülenlere müebbet hapis

SONRAKİ HABER

Fahrettin Altun’s name was mentioned in an article, BİK issues a three day suspension of advertisement penalty to Evrensel

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa