Tuzlalı işçiler: Geçinemiyoruz
Tuzla'da çalışan işçi ve emekçiler geçinemediklerini söyledi. En ucuz gıdayı market market araştıran işçi de var, ek iş yapmayı düşünen de. Hükümetten beklenti ise yok.
Nevruz MERSİN
İstanbul
Tuzla’ya bağlı Aydınlı Mahallesi, sanayi ve tersane emekçilerinin yoğun yaşadığı bir mahalle. Pandemi koşullarında üretimin durmaksızın devam ettiği, pandeminin derinleştirdiği ekonomik krizin sonuçlarını en derinden yaşayan işçilerin temel gündemi ise ekonomi. Çoğu asgari ücret ya da asgari ücretin bir ‘tık’ üstünde bir ücrete çalışan işçilerle, vardiyaya gitmek için servis beklerken ya da mesai bitiminde eve dönüş yolunda konuştuk. İşçilerin söyledikleri ise ortak: Biz geçinemiyoruz.
Cem, sanayi bölgesinde çalışan bir metal işçisi. "Asgari ücretin en az 3 bin 500 lira olması gerekiyordu" diyen Cem, "Bu da bir yılda alım gücünüzde bir değişiklik olmaması içindi. Son zamlar olmasaydı da asgari ücrete yapılan zam hiçbir şey ifade etmiyor. Pandemi süreci zaten geçim sıkıntısı çeken emekçilerin durumunu daha da içinden çıkılmaz bir vaziyete getirdi. Ancak buraya bir parantez açmam gerekiyor, burada sorumlu pandemi değil, pandemi egemen sınıfın kurtarıcısı oldu. Patronla işçi arasında var olan yarı resmi köle düzeninin daha da resmileşmesine vesile oldu” diyor.
Toplumun yarısının asgari ücret ile çalıştığını söyleyen Cem, “Hükümetler patronlardan yana değil de işçilerden yana tavır alıp buna göre yaptırımlar uygulasalar bu sorun kısmen çözülebilir. Kısmen diyorum çünkü bu üçlü sacayağının bir de patronlar ve emekçiler tarafı var. Bizler, kapitalist bir sistemde var olma mücadelesi veriyoruz ve bu sistemde kimse size hakkınızı vermez siz almadıkça. Emekçiler adına bu hakkı alacak olan sendikalardır. Ancak ülkemizdeki taşeron işçi sayısı bile sendikalı işçi sayısından fazlayken sendikaların bunu nasıl başaracağı gerçekten benim için bir muamma. Ama imkansız değil, evet belki biraz zor olacak ama imkansız değil” ifadelerini kullandı.
"ZENGİN ZATEN ZENGİN, GARİBANI DÜŞÜNEN YOK"
Boya sanayide çalışan bir işçi ise asgari ücretin belirlenmesinin hemen ardından yapılan zamlarla verilen ücretin buharlaşıp gittiğini söyledi. 5 litre yağın 80 liraya çıktığını anımsatan işçi, “Asgari geçim indirimini de ücretin içinde gösterip göz boyamaya çalışıyorlar. Net asgari ücret 2 bin 500 liraya denk geliyor. Yapılan zamlar devlet kontrolünde olmalı. Pazarda, markette fiyatlar ortada, devlet bunu denetlemek için ne yapıyor? Hiçbir şey. Zengin zaten zengin, fakiri garibanı düşünen yok” dedi.
Özel bir şirkette çalışan bir işçi, bekar olduğu halde geçim sıkıntısı yaşadığını söyledi. “Ben ek iş yapmayı düşünüyorum, problem sistem problemi ve tek başıma yapabileceğim bir şey yok” diyen işçi, “Halkın ancak seçimle geleni seçimle gönderip bir değişim getirebileceğini” kaydetti.
Asgari ücretle çalışan bir başka işçi ise, “En ucuz gıda ürünlerini bile almakta zorluk çekiyor, geçinemiyoruz. Çözüm enflasyonun düşürülmesi, yapılan zamların geri çekilmesi ve ülkeyi bu hale getiren iktidarın değişmesi” dedi.
“Her gün yeni bir zamla uyanıyoruz” diyen işçi ise, “Bugün aldığımız herhangi bir şeyi yarın aynı fiyata alamıyoruz” ifadelerini kullandı.
Eşi asgari ücretle çalışan ve kendisi işsiz bir kadın ise “Geçinebilmek için iki kişinin çalışması gerekiyor. Pazarda artan fiyatlar karşısında ne yapacağımı bilemiyorum” dedi.