Dijital kavimler göçü ve kişisel verilerin korunması
Bugün verilerimizin şirketlerin, tekellerin “malı” haline gelmesini istemememiz geçmişte yaşanılan tecrübelerden ileri gelmektedir.
Fotoğraf: DHA
Kaan BİÇİCİ
İstanbul
Anlık mesajlaşma uygulaması WhatsApp, 4 Ocak 2021 tarihinde yeni kullanım koşulları ve gizlilik ilkelerini kullanıcılarına iletti. Yeni sözleşmede tartışma yaratan ve diğer anlık mesajlaşma uygulamalarına adeta “dijital kavimler göçünü” yaratan mesele kullanıcı verilerinin üçüncü parti şirketlerle paylaşılacağına ve kullanılacağına dair madde oldu. 2016’dan bu yana kullanıcıların inisiyatifine bırakılan verilerin paylaşımı; bu sözleşmenin kabul edilmesiyle birlikte zorunlu hale gelirken, sözleşmenin kabul edilmemesi durumunda da mevcut kullanıcılar uygulamayı kullanmaya devam edemeyecek.
ÇOK DA TEMİZ OLMAYAN GEÇMİŞ
WhatsApp’ın, Facebook tarafından satın alınmasıyla profilleri birbirleriyle ilişkilendirerek, verileri paylaşmasa dahi veri tabanında eşleştirerek verileri kullandığı bir durum söz konusuydu. Hatta her ne kadar sözleşmede ayan beyan bir şekilde yazıyor olmasa da Facebook, WhatsApp üzerinden kullanıcı profillerini çıkararak ve çeşitli skandallara sebep olan meselelerde de fiiliyatta verileri kullanıyordu. Cambridge Analytica skandalı sonrası ve teknoloji “devlerinin” de giderek tekelleşmesi; bu olayların sonucunda da kamuoyu tarafından da kullanıcı verilerinin gizliliğine dair kaygı ve şüphelerin artarak kamuoyu baskısının oluşmasıyla da birlikte, şimdilerde bu paylaşım izninin “legal” bir hale dönmesinin de dayanaklarının aranıldığı söylenebilir. Türkiye’de de kişisel verileri koruma kanunu olsa da şirketler üzerinden şu ana kadar kısıtlı vakalar ve bazı “mahremiyet ihlalleri” haricinde ele alındığı bir durum yok.
BENİM VERİMLE NE YAPILABİLİR Kİ ZATEN?
WhatsApp en çok veri toplayan anlık mesajlaşma uygulaması. Bu verilerin toplamasının yanında bir diğer önemi ise bu verilerin bir şekilde analiz ediliyor oluşu. Bu analizlerin çıktısı pazarlamanın, reklamcılığın ve daha birçok meselesinin önemli bir bileşeni haline gelebiliyor. Kişisel oluşturduğumuz verilerin kendisi her ne kadar bireysel olarak pek de önemli gözükmüyor olsa da benzer profillerin tespit edilerek reklam ve manipülasyon açısından kullanışlı hale getirilmesi buradaki asıl tehlike. Bu tip veriler ve analizler üzerinden de daha önce ufak tefek de olsa şahit olduğumuz kadarıyla siyasi manipülasyonlar yapmak da mümkün hale geliyor.
İNTERNET VE KİŞİSEL VERİLER
Veri meselesi bugün sadece WhatsApp ve benzeri anlık mesajlaşma uygulamaları yüzünden bizleri ilgilendiren bir mesele olmaktan ziyade internetin hayatımıza girmesiyle önemli bir değer haline gelmesinden kaynaklı olarak üzerinden durulması gereken bir mesele. Veri; gerçek kişilerle, onların öz-kimlikleriyle, davranış örüntüleriyle, kişilerin aralarındaki sosyal ilişkilerle, coğrafi konumları, politik ve ekonomik durumlarıyla ilişkilendirilen ve çeşitli parametrelerle de tekrar tekrar analiz edilebilecek bir bilgi halinde.
Bu bilginin kendisi; gerçek kişilerle, gruplarla, platformlarla, topluluklarla, yerleşim yerleriyle, sosyal, ekonomik, toplumsal herhangi bir bilgiyle eşleştirildiğinde; sizin bile belki de kendi hakkınızda bilemeyeceğiniz kadar derinlikli bir profillemenin yapılmasına olanak sağlıyor.
Verilerin bu şekilde toplanması da davranışsal reklamcılık, hedefli pazarlama, Ar-Ge yönelimleri, sosyo-ekonomik araştırma ve gözetimli denetimli fişlenme gibi daha birçok alanda geniş ve oldukça tehlikeli bir şekilde kullanım buluyor.
Mahremiyet hakları ve bunlara bağlı olarak kişisel veriler; ülke anayasaları, özel düzenlemeler ve hatta uluslararası sözleşmelerle korunuyor, garanti altına alınmış gibi gözüküyor olsa da son dönemlerde ortaya çıkan skandallar, sızıntılar gösteriyor ki bu kanunlar, düzenlemeler, anlaşmalar pek de umursanmıyor. Gerek şirketler gerekse devletler hukuku, anayasayı rahatlıkla çiğneyebiliyor. Hukukun bu kadar rahatlıkla çiğnenmesinin sebebi de burjuvazinin karına kar katmayı düşündüğü yöntemlerin dayanaklarını oluşturmak.
ENDÜSTRİ 4.0 VE BÜYÜK VERİ MESELESİ
Mesele verilerin toplanması ve değerlendirilmesi olunca akıllara son yıllarda ortaya atılan Endüstri 4.0 kavramı da geliyor. Endüstri 4.0 kavramının esasında internet aracılığıyla insanların, makinelerin, bu unsurlar arasındaki ilişkilerin ve bu unsurlarla da üretilen ürünler arasındaki bağlantıyı kurmak hedefinin olduğunu görüyoruz. Bu meselede de verilerin işlevsellik kazanmasının sebebi ve aynı zamanda çözüm olması gereken (beklenen) yer kapitalizmin dinamiği olan sermaye birikimi.
Sermaye birikiminin devam etmesi üretimin genişleyerek yeniden sürmesine bağlı. Bu da bir yandan aşırı üretimi gerekiyor. Bu aşırı üretimle birlikte de akıllara sermayenin geri dönüşümünün nasıl daha hızlı olacağı ve nasıl hızlı tüketileceği sorusunu getiriyor. Burada oluşturulan cevap ise teknolojik yenilikler olmuş oluyor. Verilerle hız kazanması beklenen tüketimle sermaye döngüsünün hızını artırmak da esas mesele haline gelmiş oluyor. Tabii bu “ütopik” hayallerle gerçeklik barındırıyor gibi gözükse de kapitalizmin işleyişine baktığımızda bu çelişki gideremeyeceğini de görüyoruz. Sermaye birikimi artı değer sömürüsüne dayandığından, kapitalizmde artı değer üretemeyecek otomasyonun işçi sınıfını ortadan kaldırmayacağı gibi işçinin daha fazla sömürülmesini de getireceği bir durum olacaktır. Mitolojideki her şeyi fütursuzca yedikten sonra yiyecek bir şey kalmadığında kendini yemeye başlayan yılan gibi; tüketimin hızlandırılması nihayetinde kendisinin tükenmesini de getirecektir.
DENETLENMESİ VE TEŞHİR EDİLMESİ ÖNEMLİ
Bugün verilerimizi, şirketlerin, tekellerin “malı” haline gelmesinin istemememiz geçmişteki yaşanılanlarla, tecrübelerle ve barındırdığı risklerle paylaşmak istemiyor oluşumuz haklarımızın savunulması açısından çok önemli. Barındırdığı risklerin gerçekleşmemesi, geçmişte yaşanılan skandalların yaşanmaması için de girişilen gayrimeşru, haklarımıza saldırı olan tüm faaliyetlerin teşhir edilmesi, bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve bu konuda baskı oluşturulması gerekiyor. Bu şirketleri denetleyebilecek, yaptıkları hak ihlallerini de teşhir edebilecek platformların, grupların, bileşenlerin oluşturulması da hakların kazanımı ve korunması açısından önem arz ediyor.