20 Ocak 2021 00:00

İçi boşaltılan ÖTK’lerin tarihine bir göz atalım

ÖTK’ler her ne kadar içi boşaltılan, tasviye edilmeye çalışılan bir yapı olsa da onu tekrar inşa edecek ve demokratik yapıya kavuşturacak olan bizleriz.

Görsel: Needpix

Paylaş

Asım ÇELİK

ODTÜ

15 Temmuz darbe girişimi öncesinde rektör seçim süreçlerine üniversitelerin de katılımı söz konusuydu. Akademisyenlerin oy kullandığı seçim sonucu ilk altıya giren isimler YÖK’e, oradan da cumhurbaşkanlığına gönderilir ve çoğunlukla birinci olan aday rektör seçilirdi. O dönemlerde öğrencilerin de rektörlük seçimlerine katılımının sağlanması yoluyla rektör seçim süreçlerinin daha demokratik hale getirilmesi tartışılırken bugün geldiğimiz aşamada 15 Temmuz sonrasında uygulanan olağanüstü hâl, hukuku olağanlaştırılmış ve üniversitelerin hiçbir dahli olmadan rektörler seçilmeye başlanmıştır. Çoğu uluslararası otorite tarafından ılımlı diktatörlük olarak tanımlanan yeni tek adam rejiminin rektör seçimini de gayet tabi anti-demokratik bir şekilde merkezi atama ile gerçekleştirmesi beklenen bir durumdur. Ancak yine demokrat kesimlerin ve özerk üniversite talep eden öğrencilerin de bu atamalara direnmeleri beklenmektedir. Nitekim Boğaziçi’ne Erdoğan tarafından kayyum rektör atanmasına demokrat kesimlerden ciddi tepkiler gelmiş hem Boğaziçi hem de diğer birçok üniversitelerde bu atamaya yönelik protestolar düzenlenmiş ve düzenlenmektedir.

ÖTK’LERİN TASFİYESİ

Üniversiteler açısından tek adam rejiminin bir önceki anti-demokratik uygulaması ise Öğrenci Temsilciliği Kurulu seçimlerinin durdurulması yani ÖTK’lerin tasfiye edilmesi olmuştu. Öğrencilerin üniversite yönetimine katılmak için önemli bir aracı olan ÖTK’lerin tasfiyesi ile üniversitelerin karar alma süreçlerinden öğrencinin tamamen uzaklaştırılması paralel gerçekleşmişti. Bu hamle ile tek adam rejimi üniversite yönetimlerini ele geçirerek ve öğrenci dinamizmini ortadan kaldırarak her otoriter rejim gibi üniversiteleri apolitikleştirmeyi ve biat eden gençlik yaratmayı amaçlamıştı. Zira bu kurul, öğrencilerin bütününü kapsaması ve temsil etmesiyle birlikte öğrencilerin kendi içlerinde oluşturduğu demokratik bir süreç içinde ilerleyen bir yapıydı. Temsilcilerinin kendi sınıflarında seçimle belirlendiği ve daha sonra bu temsilcilerin bir başkan ve bir başkan yardımcısı seçtiği demokratik bir platformdu.

Her ne kadar bu seçimler şu an olmasa da öğrencilerin bir araya gelerek oluşturduğu bu kurul sadece başkan ve yardımcılarının inisiyatifinde değildi. Her öğrenci okulunda bulunan ÖTK’nin doğal bir üyesiydi. ÖTK’de alınan kararlarda her üyenin yani öğrencinin söz hakkının ve tartışma hakkının olduğu ve bunu özgürce kullanabildiği bir yapıydı. Buna karşın son dönemlerde düzenlenen ÖTK seçimlerinin içi boşaltılmaya çalışılmış sadece seçimlere indirgenmiş hatta seçimlerin dahi duyurulmadığı bir sürece dönüşmüştü. Tabi bu dönüşümdeki amaç önce işlevsizleştirmek sonra da tasfiye etmekti.

ÖTK’LER NASIL GELİŞTİ

Bugün ÖTK’ler tasfiye edilmiştir. Ancak yakın ülke tarihine baktığımızda öğrenci hareketlerinin yoğun olduğu dönemler başta olmak üzere ÖTK’ler hep etkin olmuş ve ülkenin önemli sorunları ile önemli dönüm noktalarında ciddi tepkiler vermiş ve duyarlılık göstermiştir. Bu suretle, ÖTK öğrencinin hem kendi özgür, özerk ve demokratik üniversite mücadelesinde hem de demokrat ve sosyalist hareketin bir parçası olarak yürüttüğü ortak mücadelede öğrencinin önemli bir mevziisi olmuştu. Eğer ÖTK tarihini inceleyecek olursak bunu görebiliriz. Kısaca ÖTK tarihine bakarsak:

Yıllar önce ilk defa Ocak 1976’da ODTÜ’de fiili olarak başlatılan ve daha sonra yasal olarak tanınan bir oluşum olan ÖTK öğrencilerin kendi hak, talep ve özlemleri etrafında birleşmesi ve örgütlenmesi sonucunda ortaya çıktı. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından kapatılan ODTÜ Kültür Derneği (ODTÜ – DER) yöneticileri tarafından kurulmuştu. ÖTK’ler özellikle ODTÜ olmak üzere 12 Eylül’e kadar öğrenci hareketinin güçlü olduğu üniversitelerde varlık göstermiş ve öğrencilerin kurduğu demokratik örgütlerin tarihine damga vurmuştur.

Öğrenci Temsilcileri Konseyleri, 1990'ların sonunda bu sefer YÖK onayıyla yasal olarak ortaya çıkmış, hemen tüm üniversitelerde inşa edilmiş ve üniversite öğrencilerinin üniversite idaresine katılımı noktasında kazanılmış bir hakkı olarak kullanılagelmiştir. Ancak YÖK’ün tanıdığı hali ile ÖTK’ler öncellerine kıyasla hem yetkiler hem demokratik işleyiş bakımından zayıflatılmıştı. Ancak yine de 2000’lerden bugüne ÖTK eskisi kadar etkin olmasa da öğrenciler tarafından üniversite sorunlarının çözümü ve üniversite yönetim süreçlerine katılma noktasında kullanılmıştı. 2018 kasımında ise Öğrenci Temsilcileri Konseyleri seçimleri, YÖK kararı ile henüz ilan edilmeyen ileri bir tarihe ertelenmek suretiyle geçici olarak tasfiye edildi.

Son olarak söylemek gerekiyor ki, bugün öğrenciler nasıl zamanında mücadele ile ÖTK’yi kurmuşsa bugün de ÖTK’leri mücadele ile tekrar inşa etmeli, bu kazanımın sınırlarını genişletmeli, demokratik bir yapıya kavuşturmalı, öğrencilerin üniversite yönetimine katılmasının önemli bir aracı haline getirmelidir ve bu bizim elimizdedir.

ÖNCEKİ HABER

Norveç'te yaza kadar tüm yetişkinlere aşı yapılması planlanıyor

SONRAKİ HABER

Ücretsiz izne çıkarılan Migros depo işçileri için Caddebostan Migros'ta eylem yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa