On ayda memuriyet simülasyonu
Derste yazdıklarımı okumak için bilgisayarın iyice dibine girmem gerekli ki bu da beraberinde sırt ve boyun ağrılarına getiriyor. Online eğitimde ağrıdan kaçış yok.
Fotoğraf: Pixabay
Öykü
ODTÜ
16 Mart’ta girdiğimiz online eğitim süreci hakkında sayısız şeyler yazıldı, çizildi. Evden çalışmayı daha kolay bulanlar olduysa da çoğumuz mağdur olduk. Onlarca boyutu olan online eğitim sistemi, herkesin erişebilir olmamasından başlayıp insanların izole olmasının getirdiği yalnızlık hissine kadar uzayan problemlerle dolu. Bugün ise ben biraz daha az ciddi bir boyutundan yaklaşıp online eğitim sırasında kazandığımız memur hastalıklarımızdan bahsedeceğim.
ONLİNE EĞİTİMDE AĞRIDAN KAÇIŞ YOK
Yakın zamanda arkadaşlarımızla yaptığımız bir görüntülü konuşma sırasında, online eğitim yüzünden hepimizin memur hastalıkları olarak da bilinen sırt ve bel ağrılarımız arttığını fark ettik. Bütün gün rahatsız sandalyelerde oturup bilgisayarlarımızın başında derslere girmeye çabalıyoruz. Ve dürüst olalım hiç birimiz dik ve düzgün bir biçimde oturmuyoruz. Saatlerce girilen derslerin ardından ayağa kalkar kalkmaz vücudum kıt kıt kıt diyor artık. Belki yeterince zorlarsak önceden yağmuru bile tahmin edebiliriz. Olay vücut ağrılarımızla da bitmedi. Gözlük kullananlarımızın bütün gün bilgisayara bakmaktan göz numaraları arttı; kullanmayanlar da eminim yüz yüze eğitim başlayana kadar takar duruma gelir. Benim gözlüğümün numarası zaten oldukça yüksekti, inceltilmemiş hali eskilerin kavanoz dibi dedikleri camlar gibi, ama bu son on ayda onun bile üzerine eklendi. Benim için hiç sandalyede arkama yaslanıp ekranı izlemek gibi bir seçenek olmadı. Yazdıklarımı okumak için bilgisayarın iyice dibine girmem gerekli ki bu da bizi tekrar sırt ve boyun ağrılarına getiriyor. Online eğitimde ağrıdan kaçış yok. Takım elbiselerimiz, düzenli yatan maaşlarımız ve sigortalarımız olmasa bile bu son on ayda memuriyet hissini bir nevi bizler de tattık. Şimdi panemi bitse de biraz de öğrencilik hissini tadalım diye bekliyoruz. Çok da uzak olmayan bir gelecekte, bilgisayarlarımız yerine arkadaşlarımızla beraber bankların başında oturmayı, parlak ekranlar yerine tebeşir tozlu tahtalara bakmayı umuyoruz.
Günün sonunda ne memur olabildik ne memur maaşı alabildik ama daha şimdiden her birimiz memur hastalıklarına sahibiz.