Joe Biden'ın ABD Başkanı olarak yaptığı ilk konuşmanın tam metni
ABD'nin 46'ncı Başkanı olarak yemin eden Joe Biden, yaptığı ilk konuşmada birlik mesajı vererek "Söz veriyorum, tüm Amerikalıların başkanı olacağım" dedi.
Fotoğraf: EPA - Patrick Semansky/AA
ABD'de başkanlık seçimlerini kazanan Joe Biden, Kongre binasında düzenlenen törende yemin ederek ülkenin 46'ncı Başkanı oldu. Biden, "Başkan" ünvanıyla yaptığı ilk konuşmada birlik mesajı vererek "Söz veriyorum, tüm Amerikalıların başkanı olacağım" dedi.
Joe Biden'ın ABD'nin 46'ncı Başkanı olarak yaptığı ilk konuşmanın tam metni şöyle:
"Baş Yargıç Roberts, Başkan Yardımcısı Harris, Meclis Başkanı Pelosi, Lider Schumer, Lider McConnell, Başkan Yardımcısı Pence, seçkin konuklar ve Amerikalı dostlarım.
Bugün Amerika'nın günü. Bugün demokrasinin günü. Tarihin ve umudun günü. Yenilenme ve kararlılık günü.
Çağlar boyu Amerika yeniden sınandı ve Amerika bu sınamanın üstesinden geldi.
Bugün bir adayın değil, bir davanın, demokrasi davasının zaferini kutluyoruz.
Halkın iradesi duyuldu ve halkın iradesine kulak verildi.
Demokrasinin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha öğrendik. Demokrasi kırılgandır. Ve bu saatte, dostlarım, demokrasi galip gelmiştir.
Şimdi, daha birkaç gün önce şiddetin bu Kongre Binası'nın temellerini sarsmaya çalıştığı bu kutsal topraklarda, Tanrı'nın altında bölünmez tek bir ulus olarak, iki yüzyılı aşkın bir süredir yaptığımız gibi, iktidarın barışçıl bir şekilde devrini gerçekleştirmek üzere bir araya geliyoruz.
Huzursuz, cesur ve iyimser bir şekilde, kendimize özgü Amerikan tarzımızla ileriye bakıyor ve gözlerimizi olabileceğimizi ve olmamız gerektiğini bildiğimiz ulusa dikiyoruz.
Her iki partiden seleflerime burada bulundukları için teşekkür ediyorum. Onlara tüm kalbimle teşekkür ediyorum.
Anayasamızın direncini ve ulusumuzun gücünü biliyorsunuz.
Tıpkı dün gece konuştuğum ancak bugün aramızda olamayan ancak yaşamı boyunca verdiği hizmetlerden dolayı selamladığımız Başkan Carter gibi.
Az önce bu vatanseverlerin her birinin ettiği kutsal yemini ettim, ilk kez George Washington tarafından edilen bir yemin.
Ancak Amerikan hikayesi herhangi birimize değil, bazılarımıza değil, hepimize bağlıdır. Daha mükemmel bir birlik arayışında olan 'Biz İnsanlar'a.
Bu büyük bir ulus ve biz iyi insanlarız.
Yüzyıllar boyunca fırtına ve çekişme içinde, barışta ve savaşta çok yol kat ettik. Ancak daha gidecek çok yolumuz var.
Hızla ve ivedilikle ilerleyeceğiz, çünkü bu tehlike ve olasılık kışında yapacak çok işimiz var.
Onarılacak çok şey var.
Onarılacak çok şey var.
İyileştirilecek çok şey var.
İnşa edilecek çok şey var.
Ve kazanılacak çok şey var.
Ulusumuzun tarihinde çok az dönem şu anda içinde bulunduğumuz dönemden daha zorlu ve çetin olmuştur.
Yüzyılda bir görülen bir virüs sessizce ülkeyi sarmış durumda.
Bir yıl içinde Amerika'nın İkinci Dünya Savaşı boyunca kaybettiği kadar can aldı.
Milyonlarca iş kaybedildi.
Yüz binlerce iş yeri kapandı.
Yaklaşık 400 yıllık bir ırksal adalet çığlığı bizi harekete geçiriyor. Herkes için adalet hayali artık ertelenemeyecek.
Gezegenin kendisinden hayatta kalmak için bir çığlık geliyor. Daha çaresiz ya da daha net olamayacak bir çığlık.
Ve şimdi, yüzleşmemiz gereken ve yeneceğimiz siyasi aşırılık, beyaz üstünlüğü ve iç terörizmde bir artış var.
Bu zorlukların üstesinden gelmek -Amerika'nın ruhunu onarmak ve geleceğini güvence altına almak- kelimelerden daha fazlasını gerektirir.
Bir demokraside en zor bulunan şeyi gerektirir: Birlik. Birlik.
Washington'da bir başka ocak ayında, 1863 Yeni Yıl Günü'nde Abraham Lincoln Özgürlük Bildirgesi'ni imzaladı.
Başkan kalemi kağıda koyarken şöyle demişti: 'Eğer adım tarihe geçecekse, bu eylem için geçecek ve tüm ruhum bunun içinde olacak.'
Tüm ruhum bunun içinde. Bugün, bu ocak gününde, tüm ruhum bunun içinde: Amerika'yı bir araya getirmek. İnsanlarımızı birleştirmek. Ve ulusumuzu birleştirmek.
Her Amerikalının bu davada bana katılmasını istiyorum.
Karşılaştığımız ortak düşmanlarla savaşmak için birleşelim: Öfke, kızgınlık, nefret. Aşırılık, kanunsuzluk, şiddet. Hastalık, işsizlik, umutsuzluk.
Birlik olursak harika şeyler yapabiliriz. Önemli şeyler. Yanlışları düzeltebiliriz. İnsanları iyi işlerde çalıştırabiliriz. Çocuklarımıza güvenli okullarda eğitim verebiliriz. Bu ölümcül virüsün üstesinden gelebiliriz. Çalışmayı ödüllendirebilir, orta sınıfı yeniden inşa edebilir ve sağlık hizmetlerini herkes için güvenli hale getirebiliriz. Irksal adaleti sağlayabiliriz. Amerika'yı bir kez daha dünyada iyilik için öncü güç haline getirebiliriz.
Birlikten bahsetmenin bazılarına aptalca bir fantezi gibi gelebileceğini biliyorum.
Bizi bölen güçlerin derin ve gerçek olduğunu biliyorum.
Ancak bunların yeni olmadığını da biliyorum.
Tarihimiz, hepimizin eşit yaratıldığına dair Amerikan ideali ile ırkçılığın, yerliliğin, korkunun ve şeytanlaştırmanın bizi uzun süredir parçaladığı sert ve çirkin gerçeklik arasında sürekli bir mücadele olmuştur.
Bu savaş süreklidir.
Zafer asla garanti değildir.
İç Savaş, Büyük Buhran, Dünya Savaşı, 11 Eylül, mücadele, fedakarlık ve aksilikler boyunca 'daha iyi meleklerimiz' her zaman galip gelmiştir.
Bu anların her birinde, hepimizi ileriye taşıyacak kadarımız bir araya geldi.
Ve şimdi de bunu yapabiliriz.
Tarih, inanç ve akıl bize birlik olmanın yolunu gösteriyor.
Birbirimizi düşman olarak değil komşu olarak görebiliriz.
Birbirimize onurlu ve saygılı davranabiliriz.
Güçlerimizi birleştirebilir, bağırıp çağırmayı bırakabilir ve tansiyonu düşürebiliriz.
Çünkü birlik olmadan barış olmaz, sadece acı ve öfke olur.
İlerleme olmaz, sadece yorucu bir öfke olur.
Ulus olmaz, sadece kaos olur.
Bu bizim tarihi kriz ve meydan okuma anımızdır ve ileriye giden yol birliktir.
Ve bu anı Amerika Birleşik Devletleri olarak karşılamalıyız.
Eğer bunu yaparsak, sizi temin ederim ki başarısız olmayacağız.
Amerika'da birlikte hareket ettiğimiz hiçbir zaman, hiçbir zaman başarısız olmadık.
Bu yüzden bugün, bu zamanda ve bu yerde, yeniden başlayalım.
Hep birlikte.
Birbirimizi dinleyelim. Birbirimizi duyalım. Birbirimizi görelim. Birbirimize saygı gösterelim.
Siyaset, önüne çıkan her şeyi yok eden azgın bir ateş olmak zorunda değildir.
Her anlaşmazlık topyekûn bir savaş nedeni olmak zorunda değildir.
Ve gerçeklerin manipüle edildiği ve hatta üretildiği bir kültürü reddetmeliyiz.
Amerikalı dostlarım, bundan farklı olmak zorundayız. Amerika bundan daha iyi olmalı. Ve ben Amerika'nın bundan daha iyi olduğuna inanıyorum.
Etrafınıza bir bakın. Burada, İç Savaş'ın ortasında, Birliğin kendisi tehlikedeyken tamamlanan Kongre Binası'nın kubbesinin gölgesinde duruyoruz. Yine de dayandık ve galip geldik.
Burada Dr. King'in rüyasından bahsettiği büyük binaya bakıyoruz.
Burada, 108 yıl önce başka bir açılış töreninde binlerce protestocunun cesur kadınların oy hakkı için yürümesini engellemeye çalıştığı yerde duruyoruz.
Bugün, Amerikan tarihinde ulusal bir göreve seçilen ilk kadın olan Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in yemin törenini gerçekleştiriyoruz.
Bana bir şeylerin değişemeyeceğini söylemeyin.
Burada Potomac'ın karşısında Arlington Ulusal Mezarlığı'nın karşısında duruyoruz; burada fedakârlıklarını sonuna kadar gösteren kahramanlar ebedi huzur içinde yatıyor.
Ve burada, isyankar bir güruhun halkın iradesini susturmak, demokrasimizin işleyişini durdurmak ve bizi bu kutsal topraklardan sürmek için şiddet kullanabileceklerini düşünmelerinden sadece birkaç gün sonra duruyoruz.
Böyle bir şey olmadı.
Asla da olmayacak.
Bugün olmayacak.
Yarın da olmayacak.
Asla olmayacak.
Kampanyamıza destek veren herkese, bize duyduğunuz inançtan dolayı teşekkür ediyorum.
Bizi desteklemeyen herkese şunu söylememe izin verin: İlerlerken beni dinleyin. Beni ve kalbimi ölçün.
Ve eğer hâlâ aynı fikirde değilseniz, öyle olsun.
Demokrasi budur. Amerika budur. Cumhuriyetimizin sınırları içinde barışçıl bir şekilde muhalefet etme hakkı, belki de ulusumuzun en büyük gücüdür.
Yine de beni iyi dinleyin: Anlaşmazlık, ayrılığa yol açmamalıdır.
Ve size bunun sözünü veriyorum: Tüm Amerikalılar için bir Başkan olacağım.
Beni desteklemeyenler için de destekleyenler kadar mücadele edeceğim.
Yüzyıllar önce, kilisemin azizlerinden Aziz Augustine, bir halkın, sevgilerinin ortak nesneleri tarafından tanımlanan bir kalabalık olduğunu yazmıştı.
Bizi Amerikalı olarak tanımlayan, sevdiğimiz ortak nesneler nelerdir? Sanırım ben biliyorum. Fırsat. Güvenlik. Özgürlük. Haysiyet. Saygı. Onur. Ve evet, gerçek.
Son haftalar ve aylar bize acı bir ders verdi.
Gerçekler ve yalanlar vardır.
Güç ve çıkar için söylenen yalanlar.
Vatandaşlar, Amerikalılar ve özellikle de liderler olarak -Anayasamızı onurlandırmaya ve ulusumuzu korumaya söz vermiş liderler olarak- her birimizin gerçeği savunmak ve yalanları yenmek gibi bir görevi ve sorumluluğu vardır.
Pek çok Amerikalının geleceğe biraz korku ve endişe ile baktığını anlıyorum.
İşlerinden, ailelerine bakmaktan ve gelecekten endişe duyduklarını anlıyorum.
Bunu anlıyorum.
Ancak çözüm içe dönmek, rakip gruplara çekilmek, sizin gibi görünmeyenlere, sizin gibi ibadet etmeyenlere ya da haberleri sizinle aynı kaynaklardan almayanlara güvenmemek değildir.
Kırmızıyla maviyi, kırsalla kentliyi, muhafazakârla liberali karşı karşıya getiren bu medeni olmayan savaşı sona erdirmeliyiz.
Kalplerimizi katılaştırmak yerine ruhlarımızı açarsak bunu yapabiliriz.
Eğer biraz hoşgörü ve tevazu gösterirsek.
Bir an için de olsa karşımızdakinin yerine geçmeye istekli olursak. Çünkü hayatta şöyle bir şey var: Kaderin size ne sunacağının bir hesabı yoktur.
Bazı günler yardıma ihtiyacımız olur.
Bazı günler de el uzatmamız istenir.
İşte birbirimize karşı böyle olmalıyız.
Ve eğer böyle olursak ülkemiz daha güçlü, daha müreffeh ve geleceğe daha hazır olacaktır.
Amerikalı dostlarım, önümüzdeki çalışmalarda birbirimize ihtiyacımız olacak.
Bu kara kışı atlatmak için tüm gücümüze ihtiyacımız olacak.
Virüsün belki de en zorlu ve en ölümcül dönemine giriyoruz.
Siyaseti bir kenara bırakmalı ve nihayet tek bir ulus olarak bu salgınla yüzleşmeliyiz.
Size söz veriyorum: İncil'in dediği gibi ağlamak bir gece sürebilir ama sevinç sabah gelir.
Bunu birlikte atlatacağız.
Dünya bugün bizi izliyor.
İşte benim sınırlarımızın ötesindekilere mesajım: Amerika bir sınavdan geçti ve biz bu sınavdan güçlenerek çıktık.
İttifaklarımızı onaracağız ve bir kez daha dünyayla ilişki kuracağız.
Dünün değil, bugünün ve yarının zorluklarıyla mücadele edeceğiz.
Sadece gücümüzle değil, örneğimizin gücüyle de liderlik edeceğiz.
Barış, ilerleme ve güvenlik için güçlü ve güvenilir bir ortak olacağız.
Bu ulus olarak çok şey yaşadık.
Başkan olarak ilk icraatımda, geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle kaybettiklerimizi anmak üzere bir dakikalık sessiz duada bana katılmanızı rica ediyorum.
Anneler ve babalar, kocalar ve eşler, oğullar ve kızlar, arkadaşlar, komşular ve iş arkadaşları olan 400.000 Amerikalı dostumuza.
Olabileceğimizi ve olmamız gerektiğini bildiğimiz insanlar ve ulus haline gelerek onları onurlandıracağız.
Hayatlarını kaybedenler, geride bıraktıkları ve ülkemiz için sessiz bir dua edelim.
Amin.
Bu bir sınama zamanıdır.
Demokrasiye ve hakikate yönelik bir saldırıyla karşı karşıyayız.
Azgın bir virüs.
Büyüyen adaletsizlik.
Sistemik ırkçılığın acısı.
Krizdeki bir iklim.
Amerika'nın dünyadaki rolü.
Bunlardan herhangi biri bile bizi derin bir şekilde zorlamaya yeter.
Ancak gerçek şu ki, bunların hepsiyle aynı anda yüzleşiyoruz ve bu ulusa en ağır sorumlulukları yüklüyorlar.
Şimdi adım atmalıyız.
Hepimiz için.
Cesaret zamanıdır, çünkü yapılacak çok şey vardır.
Ve şurası kesin.
Çağımızın art arda gelen krizlerini nasıl çözdüğümüz konusunda siz ve ben yargılanacağız.
Bu durumun üstesinden gelebilecek miyiz?
Bu nadir ve zor zamanın üstesinden gelebilecek miyiz?
Yükümlülüklerimizi yerine getirip çocuklarımıza yeni ve daha iyi bir dünya bırakabilecek miyiz?
Yapmamız gerektiğine ve yapacağımıza inanıyorum.
Ve bunu yaptığımızda, Amerikan hikayesinin bir sonraki bölümünü yazacağız.
Bu hikaye benim için çok şey ifade eden bir şarkıya benzeyebilir.
Adı 'Amerikan Marşı' ve benim için öne çıkan bir dizesi var:
'Çalışmalar ve dualar
yüzyıllar bizi bu güne getirdi
Mirasımız ne olacak?
Çocuklarımız ne diyecek?
Kalbimde bilmeme izin ver
Günlerim bittiğinde
Amerika
Amerika
Size elimden gelenin en iyisini yaptım.'
Ulusumuzun ortaya çıkan öyküsüne kendi çalışmalarımızı ve dualarımızı ekleyelim.
Bunu yaparsak, günlerimiz sona erdiğinde çocuklarımız ve çocuklarımızın çocukları bizim için ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını söyleyeceklerdir.
Onlar görevlerini yaptılar.
Parçalanmış bir ülkeyi iyileştirdiler.
Amerikalı dostlarım, bugün başladığım yeri kutsal bir yeminle kapatıyorum.
Tanrı'nın ve hepinizin huzurunda size söz veriyorum.
Her zaman sizin yanınızda olacağım.
Anayasayı savunacağım.
Demokrasimizi savunacağım.
Amerika'yı savunacağım.
Gücü değil, imkânları düşünerek size hizmet etmek için her şeyimi vereceğim.
Kişisel çıkarları değil, kamu yararını düşüneceğim.
Ve birlikte, korkunun değil umudun Amerikan hikayesini yazacağız.
Bölünmenin değil, birliğin.
Karanlığın değil, aydınlığın.
Namuslu ve onurlu bir Amerikan hikayesi.
Sevginin ve iyileşmenin.
Büyüklüğün ve iyiliğin.
Bu hikaye bize rehberlik etsin.
Bize ilham veren hikaye.
Gelecek çağlara tarihin çağrısına cevap verdiğimizi anlatan hikaye.
O anla karşılaştık.
Demokrasi ve umut, hakikat ve adalet bizim gözetimimizde ölmedi, aksine gelişti.
Amerika'mız yurdunda özgürlüğü güvence altına aldı ve bir kez daha dünyaya yol gösterici oldu.
Atalarımıza, birbirimize ve bizden sonraki nesillere borçlu olduğumuz şey budur.
Dolayısıyla, amaç ve kararlılıkla zamanımızın görevlerine yöneliyoruz.
İnançla desteklenerek.
İnançla hareket ediyoruz.
Ve kendimizi birbirimize ve tüm kalbimizle sevdiğimiz bu ülkeye adadık.
Tanrı Amerika'yı kutsasın ve Tanrı askerlerimizi korusun.
Teşekkürler Amerika."
(DIŞ HABERLER)