Sendika temsilcileri: Kod 29 için ispat zorunluluğu getirilmeli
Sendika temsilcileri, patronların işçileri tazminatsız işten atmaya dayanak yaptıkları Kod-29'un kullanımında işverenin ispat zorunluluğu olması gerektiğini belirtti.
Fotoğraf: Pixabay
Kod-29, pandemi döneminde çok sayıda işçinin tazminatsız bir şekilde işten atılmasına dayanak yapıldı. “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” gerekçesiyle suçlanan işçiler, SGK’nin kodlamasına göre Kod 29 ile işten çıkarılıyor ve tazminat alamıyor. Kod 29’la atılan işçiler adeta fişlenmiş oluyor başka işlere girmekte de zorlanıyor.
"YENİDEN İŞ BULMADA SORUN OLUŞTURUYOR"
Sendika temsilcileri, Kod 29’un işverenler tarafından suiistimal edildiğini belirterek ispatlama yükümlülüğü getirilmesini istedi.
MA'dan Kadir Güney'e konuşan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Kod 29’un işçiler açısından her zaman olumsuz bir durum olduğunu söyleyerek, salgınla birlikte bu durumun daha da arttığına işaret etti. İşverenlerin bu maddeyi istismar ettiğini belirten Çerkezoğlu, kadınlar açısından bu tablonun daha da olumsuz olduğunun altını çizdi. Çerkezoğlu, “Her kriz döneminde olduğu gibi salgında da kadınlar işini daha fazla kaybediyor. Bu şekilde işten çıkarılma ise tabloyu daha da olumsuz hale getiriyor. Hem yeniden iş bulmasında hem de genel olarak sorun oluşturuyor” diye belirtti.
"BEYANLA YETİNİLMEMELİ"
İşverenin işçiyi işten çıkarmadaki beyanının yeterli olarak görüldüğünü söyleyen Çerkezoğlu, işçilerin olumsuz etkilenmemeleri için işveren beyanının yeterli olmaması gerektiğinin altını çizdi. Çerkezoğlu, “Eğer işverenin böyle bir iddiası varsa bunu kanıtlamalılar. Somut belgeye dayandırmalı. İŞKUR ve SGK işverenin beyanını peşinen kabul etmemeli. İşverenlerin bu maddeyi bu kadar rahat bir biçimde kullanabilmesinin önüne geçilmelidir” diye konuştu.
"AMAÇ İŞTEN ÇIKARMAK VE İŞÇİYİ LEKELEMEK"
Kod-29’dan çıkarılan işçilerin dava açması gerektiğini vurgulayan Deriteks Sendikası (DERİTEKS) Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Faruk Yanılmaz da, “Dava sonuçlanınca işçi hakkını toplu bir şekilde alabiliyor. Yüz kızartıcı bir suç işleyen bir işçi zaten gidip dava açmaz. Çünkü kaybedeceğini bilir. Hiç suçu olmayan insanlara da suç işlemiş muamelesi yapılan insanlar haklarını aramalılar. Hakkını aramayan insanlara bizim önerebileceğimiz farklı bir şey yok. Sırf işverenin dediği işi yapmadı diye bu koddan işten atmak adil değil. Amaç işçiyi işten çıkarmak ve onu lekelemek. İş başvurusunda işçinin bu durum karşısına çıkıyor. Bu türden işten atmalar kabul edilir bir şey değil. Bu durumu Meclis’te görüşebildiğimiz vekillere anlattık. Elimizden geleni yapıyoruz. İşçiler sendikalarına güvensinler. Örgütlü işçi yenilmez” şeklinde konuştu.
"YASA TAMAMEN DEĞİŞMELİ"
Devrimci Turizm İşçileri Sendikası (Dev Turizm-İş) Marmara Bölge Sorumlusu Turgay Özdemir ise, Kod 29’un salgınla birlikte işverenler tarafından ranta dönüştürüldüğünü söyledi. Kod yüzünden işçinin iş bulmasının da önünün kesildiğini dile getiren Özdemir, “Yasanın tamamen değişmesi gerekiyor. Ya da en azından işverenin bu gerekçeyi ispatlama yükümlülüğü olması gerekiyor. Yoksa kabul edilmemeli, işçi işten çıkarılmamalı. Bu durum işçinin onuruna da dokunan bir durumdur. İşçi alın teriyle çalışıyor, onuruyla geçiniyor. İşçinin onuruna sahip çıkması gerekiyor. Bunun için ciddi bir mücadele gerekiyor. Bu mücadelenin de örgütlü yürütülmesi şart” şeklinde konuştu. (HABER MERKEZİ)