23 Ocak 2021 11:42

Mithat Sancar: Kobanê davasında iktidarı mahkeme salonlarında yargılayacağız

Kobanê davası ile ilgili konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Hem iktidarın 6-8 Ekim politikalarını açığa çıkaracağız hem de sorumluluklarından dolayı bizzat tarih önünde yargılayacağız" dedi.

Fotoğraf: HDP

Paylaş

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Nisan ayında görülecek Kobanê davasını hatırlatarak, “Bu davada da bizler hem iktidarın 6-8 Ekim politikalarını açığa çıkaracağız hem de orada sorumluluklarından dolayı bizzat iktidarın kendisini tarih önünde yargılayacağız. O mahkeme salonlarında yargılayacağız. Bize sanık sandalyesini işaret eden iktidara tam da o sandalyeden birer tarih yargıcı olarak halkın vicdanında mahkum olduklarını göstereceğiz” ifadelerini kullandı. 

HDP Yerel Yönetimler Kurulu online toplantıda belediye eş başkanlarıyla bir araya geldi. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar başkanlığında siyasal süreç, yerel yönetimlerin rolü ve sürece katılımı ve planlama gündemleri ile yapılan toplantının açılış konuşmasını Buldan ve Sancar yaptı. 

KAYYUM REJİMİNİN BAŞLANGICI 7 HAZİRAN 2015

HDP Basın Bürosu tarafından hazırlanan habere göre, Eş Genel Başkan Mithat Sancar, “Kayyum rejimi 2016 sonrası başladı, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra OHAL ilan edildi ve onunla birlikte yeni bir döneme geçildi. Bu, başlı başına yeni bir dönem değildi, başlangıcı aslında 7 Haziran 2015’te yatıyordu. 7 Haziran 2015’te bizlerin elde ettiği seçim başarısı ve AKP’nin yenilgisi yeni saldırıları gerekli kıldı iktidar odakları açısından. 20 Temmuz’dan itibaren yeni bir aşamaya geçtik ama ondan önce 7 Haziran- 1 Kasım arası var. 7 Haziran seçimlerinin fiilen geçersiz kılınması bir tür siyasi darbeler zincirinin başladığının haberini veriyordu” ifadelerini kullandı. 

İktidarın kayyumları 15 Temmuz’dan önce getirmek istediğini fakat başaramadığını da belirten Sancar, “Yeni rejimi hem Kürt halkına hem Türkiye toplumunun tümüne dayatmanın yöntemi olduğunu şimdi herkes daha iyi görüyor. Bunu biz en başta söylemiştik, kayyum rejimi yeni bir rejimin inşasının en kritik yöntemi ve can alıcı uygulamasıdır demiştik. Zaman içinde ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Keşke bu öngörümüz haklı çıkmasıydı” dedi. Sancar, “Kayyum Kürt halkını itaat ve teslimiyete mecbur etme adımıdır. Kayyum milyonlarca insanı temsiliyetsiz bırakmaktır, Kürtlerin iradesini tanımamaktır” dedi. 

“Bazen şöyle bir soru ile karşılaşıyoruz; her seferinde belediyeler gasbedilecek seçimlerin ne anlamı kalıyor, biz niye seçimlere giriyoruz” diyen Sancar devamla şunları söyledi: “Bu soru, işte iktidarın operasyonlarla ulaşmaya çalıştığı psikolojik hedeflerden birini bize açık şekilde gösteriyor. O konuda bir uyarı veriyor. Kürt halkının karşılaştığı zorluklar, baskılar ve zulüm yeni değildir. Pek çok farklı yöntemle yüzyıldır uygulanıyor. Bu da yeni bir aşamaydı, özellikle Kürt halkının kontrolünde kendi iradesiyle seçtiği belediyelerin iktidarın denetiminde varlık bulamayacağı görüşünü yerleştirmekti.” Sancar, kayyumla görevden alanın belediye başkanlarının meşru ve seçilmiş belediye başkanları olduklarını da ifade etti. 

Gasbedilen belediyeleri yeniden kazanmanın yollarını bildiklerini anlatan Sancar, “HDP olarak önümüze koyduğumuz asıl hedef partiyi Türkiye’nin bütününde etkili olacak bir noktaya taşımaktır. Yani partini daha da büyümesini sağlamaktır. Yerel yönetimlerde şu aşamada, iktidar bloku tarafından gasp edilen belediyelerimizin yeniden nasıl kazanılacağını biz biliyoruz. Bu çalışmalar sürecek” ifadelerini kullandı. 

"İKTİDARI TARİH ÖNÜNDE YARGILACAĞIZ"

Kobanê davası ile ilgili Sancar, şunları söyledi: “Kobanê davası diye bilinen yeni bir dava açtılar. 6-8 Ekim olaylarının faturasını partimize ve yoldaşlarımıza kesmek istiyorlar. Bu siyasete, bu geleneğe katkı sunmuş bütün değerli arkadaşlarımıza yönelik bir operasyondur. Bunu da boşa çıkaracağız. 26 Nisan’da ilk duruşması yapılacak olan bu davada da bizler hem iktidarın 6-8 Ekim politikalarını açığa çıkaracağız hem de orada sorumluluklarından dolayı bizzat iktidarın kendisini tarih önünde yargılayacağız. O mahkeme salonlarında yargılayacağız. Bize sanık sandalyesini işaret eden iktidara tam da o sandalyeden birer tarih yargıcı olarak halkın vicdanında mahkum olduklarını göstereceğiz. Benzer davaları geçmişte de gördük. İktidarın kaybettiği gerçeğinden, çaresiz saldırılarından başka bir anlam ifade etmiyor bu hamleler. Bu iktidarın çökmesine, erimesine ya da sonunun yaklaşmasına en büyük katkıyı HDP yapıyor. HDP var oldukça, bu yolda kararlı bir şekilde devam ettikçe iktidar ne yaparsa yapsın tutunamıyor. Daha önceki dönemlerde iktidarların çöküşünün en önemli nedeninin Kürt sorununda şiddete dayalı inkarcı tutumları olduklarını biliyoruz. İktidar da buna tutunmuştur ve 2015'ten beri sürekli kaybetmektedir. Kendilerini çok güçlü sandıkları yerde, güçleneceklerine inanarak yaptıkları değişikliklere rağmen kaybettiler. Kaybettiren en önemli güç de bizleriz, sizlersiniz, halkımız, Türkiye halklarıdır. HDP etrafında toplanan iradedir. Onlara nasıl kaybettirdiğimizi gösterdik. 2019’dan itibaren kaybettiklerinin tescilini kendileri de gördüler. Bize düşen kararlı bir şekilde yolumuza devam etmektir.” Sancar, 8 Şubat’ta yeni mücadele programı ilan edeceklerini de söyledi. 

BULDAN: AKP-MHP İKTİDARI BİZE SALDIRARAK AYAKTA DURMAYA ÇALIŞIYOR 

Demokratik siyasete yönelik kapsamlı bir saldırı ile karşı karşıya olduğunu belirten Eş Genel Başkan Pervin Buldan şunları söyledi: “Aynı zamanda Kürtlerin her yerde varlığına, yaşam alanlarına çok kapsamlı bir saldırı var. Bunu Güney Kürdistan’dan, Rojava’dan, Türkiye’de siyaset kanallarının daraltılmasından ve HDP’ye yapılan saldırılardan görüyoruz. Evet demokratik siyasete yönelik bir saldırı var ve bu demokratik siyaset içerisinde sadece HDP ve Kürtlerin saldırı altında olduğunu söylemek az olur. Demokratik siyasetin bütün kanallarına Türkiye’de barışı, demokrasiyi savunanlara ve bir bütün olarak muhalefete saldırıların olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü AKP-MHP iktidarı kendini ayakta tutmanın yol ve yöntemlerini bize saldırarak bulmaya çalışıyor.” 

Kayyum atamalarının HDP ile sınırlı kalmayacağına dikkat çeken Buldan, “Kayyum meselesinin, pandemide fırsata çevrilen bu anlayışın devam ettiğini ve farklı kesimlere yöneleceğini söyledik ve bu konuda haklılığımız tescillenmiş durumda. Kayyım HDP’li belediyelere başlarda atandı, öncelikle HDP’li belediyeler hedef seçildi. Özellikle Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne kayyım atanması, yine CHP’li bazı belediyeler üzerinden kayyım atanması söylenti olsa da önümüzdeki süreçte Türkiye’nin her yerine, demokratik kitle örgütlerine sirayet edeceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı. 

SALDIRILAR KAPSAMLI

Saldırıların çok yoğun ve kapsamlı olduğunu belirten Buldan şunları söyledi: “Özellikle, Kürtlerin yaşam alanlarına saldırıların çok kapsamlı olduğunu başında söyledik. Bu mesele özellikle Kürt halkının tasfiyesini gündeme getiren bir meseledir. Rojava’ya yönelik bir saldırı hazırlığı olduğunu söylüyoruz. Bu risk ve tehlikenin hala var olduğunu hepimiz çok iyi bilmeliyiz ki buna göre de hareket etmeliyiz. Şu an ABD’de yapılan seçimlerden dolayı bir dinginlik var, konu çok fazla gündemde değil ama iki gün önce Biden’ın göreve başlamasıyla birlikte Ortadoğu’da denklemin yeniden kurulması için herkesin kozunu ortaya koyacağı bir sürecin tekrar başlayacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Yani Rojava’da tehlike her zamanki gibi vardır ama bizim şu kararlılıkla meseleye bakmamız gerekiyor. Her saldırı arasında ortak tavır ve söz birliğine ihtiyaç var. Güney’de özellikle Şengal üzerinde olası bir saldırıyı da her zaman için gündemimizde tutmamız gerekiyor. Özellikle KDP üzerinden yeni yeni saldırılara Türkiye’nin önayak olduğu, Hulusi Akar'ın ziyaretiyle bunun tekrar gündeme alındığını okuyabiliyoruz. Şengal başta olmak üzere bazı alanlara saldırıların gündemde olduğunu ifade etmek isterim.”

AÇLIK GREVİ…

Cezaevlerinde tecride karşı süren açlık grevlerine değinen Buldan, “Talepler karşılanmazsa açlık grevleri farklı bir boyuta evrilebilir” dedi. Buldan, “Kazanacağımızdan hiçbir şüphemiz yok. Yeter ki moralli olalım, yeter ki kararlı olalım. Her şeye rağmen ayakta olduğumuzu asla diz çökmediğimizi göstermek durumundayız. Parti kapatma meselesi ve fezleke konusu hiçbir şekilde bizlerin gündeminde olmaması gereken bir konudur. Gündemimiz cezaevleri, açlık grevleri, Selahattin Demirtaş şahsında AİHM kararlarının uygulanması meselesidir. Ve Kobanê davasında geldiğinde dik duruşumuzu tarih önünde mahkemelerde sistemi, hükümeti, AKP’yi, MHP’yi yargılama meselesidir” ifadelerini kulllandı. Buldan, “Önümüzdeki süreçte kuraklık halkın gündeminde daha fazla yer alacak” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Uğur Mumcu katledilişinin 28. yılında evinin önünde anıldı

SONRAKİ HABER

Niğde'de geri dönüşüm fabrikasında patlama: 1 ölü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa