Öğretmenin mesaisi bitmedi, öğrenci ders görmedi
Uzaktan eğitimi anlatan öğretmenler, öğrencilerin yoksulluk ve internete ulaşamama nedeniyle derslere katılamadığını, kendilerinin de ağır çalışma saatlerinde sağlıksız çalıştıklarını belirtti.
Fotoğraf: DHA
Eylem NAZLIER
İstanbul
Koronavirüs pandemisi nedeniyle büyük çoğunluğu uzaktan eğitimle geçen eğitim öğretim yılının ilk yarıyıl tatili başladı. Pandemiyle birlikte öğretmenlerin var olan sorunlarına yeni sorunlar eklendi. Uzaktan eğitim nedeniyle mesai saatlerinin ortadan kalkması, akşam saatlerine kadar süren dersler, bozulan aile düzeni, imkanı olmayan öğrencilerin derslere katılamaması...
Biz de yarıyıl tatili öncesi öğretmenlerin pandemide yaşadıklarını kendilerinden dinlemek istedik.
"30 KİŞİLİK SINIFTA 10-13 KİŞİ DERSE KATILIYOR"
İngilizce Öğretmeni Nesrin uzaktan eğitim sürecinde evine internet ve bilgisayar almak zorunda kaldığını belirterek; “Tek başıma yaşadığım halde bu ay 100 lira elektrik faturası geldi. Nasıl olur diye düşünürken 31 saat ders yaptığım geldi aklıma. En büyük problem sağlık sorunu oldu. Sandalyede oturmaktan bel ağrısı musallat oldu” dedi.
Bir tabletle ile 3 öğrencinin dönüşümlü derse girdiğine dikkat çeken Nesrin Öğretmen şöyle devam etti; “Bırakın derse girmeyi temel besin ihtiyaçlarını karşılayamayan öğrencilerimiz var. Ortalama 30 kişilik sınıftan 10-13 kişi derslere katılıyor. Katılan öğrencilerimin bir kısmının mikrofonu, kulaklığı bozuk olduğu için konuşamıyor. Bazıları da evdeki gürültüden dolayı sesini açamıyor.”
"BİLGİSAYARIM BOZUK, YENİ BİLGİSAYAR ALACAK DURUMUM YOK"
Çalışan velilerin çocuklarını ya yaş almış ebeveyne ya da bakıcıya bıraktıklarını söyleyen Sınıf Öğretmeni Gamze, “Yardımcı ebeveynler teknolojiye hakim olamadıkları için bazı öğrencilerim derse girişlerde çok sorun yaşadı. Aynı evde üç öğrencinin olduğu bir velim var. Kime telefonu vereceğini şaşırmış durumda. Canlı dersler sırasında elektrik kesintileri veya internet ağındaki problem sebebiyle -ki bunu ben de yaşıyorum- günde iki üç öğrencim bir iki saat derse giremiyor. Ben de bilgisayarımla çok sorun yaşıyorum, bozuk. Yeni bilgisayar alacak maddi durumum da yok” diye konuştu.
"SAĞLIKLI OLMAYAN KOŞULLARDA ÇALIŞIYORUZ"
Türkçe Öğretmeni Rıdvan ise şunları aktardı: “Artan internet, elektrik maliyetleriyle karşılaşıyoruz. Bazı arkadaşlarımız yeni bilgisayar satın almak zorunda kaldı. Öğrencilerim hâlâ bilgisayar sıkıntısı yaşıyor. Cep telefonuyla derslere katılmaya çalışıyorlar. Birçoğu derslere düzenli katılamıyor. Katılanlar da internet altyapı yetersizliğiyle ya da donanım sorunlarıyla karşılaşıyor. Ayrıca ders sayısında ve müfredatta herhangi bir düzenlemeye ve sadeleşmeye gidilmediği için de hem öğrencilerimiz hem bizler günde 7 ders ekran başında sandalyede oturarak hiç de sağlıklı olmayan koşullarda devam ediyoruz.”
"BÜTÜN GÜN BİTMEYEN BİR İŞ YÜKÜ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Çoğu öğrencisinin kendisine ait bir odası olmadığını söyleyen Ayşe Öğretmen, “Öğrencilerim çoğunlukla bir salonda diğer kardeşleri ile birlikte derse katılmaya çalışıyorlar. Büyük bir kısmı cep telefonu ile derse katılıyor. Pandeminin uzaması ile birlikte küçük yaş grubunda artık ruh sağlıklarını etkileyen durumlar ortaya çıkmakta ve kendini ifade etme sıkıntıları baş göstermeye başladı. Öğrencilerim fikir üretmemeye başladılar” dedi.
Kendi yaşadıklarını ise Ayşe Öğretmen şöyle özetledi: “Esnek bir çalışma sistemi ile karşı karşıya kaldık. Her gün 6 saatin dışında da çalışma ile karşıya karşıyayız. Bitmeyen ödev kontrolleri, bitmeyen velilerin soruları. Bütün gün bitmeyen bir iş yükü ile karşıya kalıyorsunuz. Ekonomik olarak krizden çok etkileniyorum. Çünkü her şey çok pahalı ve aldığınız ücret asla yetmiyor.”
"KREDİLERİMİ ÖDEMEKTE ZORLANDIM"
Dönem başında öğretmenlerin ek ders ücreti alamadığın dikkat çeken Ali Öğretmen, “Kredilerimi ödemekte çok zorlandım” dedi. Öğretmenlerin yaşadığı en büyük sorunun ise esnek ve kuralsız çalışma olduğuna dikkat çeken Ali Öğretmen, “Hâlâ normal mesai saatlerine dönülmüş değil. Örneğin salı günü dersim 15.10’da başlıyor 19.40’ta bitiyor. Çarşamba günü ise 09.10’da başlayıp 13.40’ta bitiyor. Bir de her hafta yapılan çevrim içi toplantılarımız var. 7 saat dersten sonra yaklaşık 2 saat süren toplantılarımız oluyor. Bu da bel ve boyun ağrıları yaşamama sebep oluyor” diye konuştu.
Canlı derslere katılım oranının çok düşük olduğunu aktaran Ali Ööğretmen şunları söyledi; “Ben 7. ve 8.sınıflara derse giriyorum. 8. sınıflarda yaklaşık 35 öğrenciden 12-13’ü derse katılırken 7. sınıflarda yaklaşık 30 öğrenciden 18’i derse katılıyor. Dersler verimli geçmiyor. Ortaokullarda karne notlarının öğretmenlerin verdiği ders içi etkinlik notları ile belirleneceğini söyleyen Ali Öğretmen, “Ben bu durumdan çok rahatsızım. Derse katılan öğrencilere yüksek katılmayan öğrencilere düşük not versem imkanları olmadığı için derslere giremeyen öğrencilere haksızlık yapmış olacağım. Her öğrenciye yüksek not versem bu durumda da derse aktif olarak katılan öğrenciye haksızlık yapmış olacağım. Bu dönemin öğrencilere not vermeden geçilmesi gerektiğini düşünüyorum.”
"MEB ÖĞRETMENLERE KAYNAK AKTARMADI"
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Sevgi Öğretmen ise yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Ben 11 ve 12. sınıfların dersine giriyorum. Geçen senenin 11. sınıfları 2. dönem neredeyse hiç ders almadan 12. sınıfa geçtiler ve bu yıl TYT, AYT sınavlarına girecekler. Bu yıl da derslere katılım çok sınırlı. Benim 5 sınıfım ve 200 öğrencim var toplamda 50 öğrenci ile ders yapabiliyorum.”
Uzaktan eğitim ile mesai saati kavramının ortadan kalktığını vurgulayan Sevgi Öğretmen. “WhatsApp’ta sürekli online durumdayız. Teknik olarak da öğrencilerim kadar sorun yaşıyorum. Bilgisayarım eski, birden fazla sayfa açınca zorlanıyor. Ekran dokunmatik olmayınca tahta uygulamasını kullanamıyorsunuz ve öğrencinin söylediklerinizi zihninde somutlamasını istiyorsunuz bu çok zor. Sürekli konuşuyoruz. Birçok arkadaşım gibi ben de bir grafik tablet aldım ki en ucuzu 350 TL idi aldığımda. Mikrofonu yenilemek zorunda kaldım ve arada bilgisayarın başından kalkabilmek için bluetooth bir mikrofon aldım. Bu da ekstra maliyet oldu benim için. İnternet kotasını artırmak zorunda kaldım. Bunlar için de MEB öğretmenlere kaynak aktarmadı ya da ek ödeme yapmıyor.”
NİYE DERSE KATILMADIN SORUSUNA ÖĞRENCİLERİN CEVAPLAR
Öğrencilerine neden derse girmediklerini soran Sevgi Öğretmenin aldıkları yanıtlar şöyle:
- Pandemiden dolayı annem işten çıkarıldı ve ben kurye olarak işe girdim mecburiyetten derslere katılamadığım için kusura bakmayın hocam.
- Hocam benim telefonumun dokunmatiğinde problem olduğu için derse giremiyorum bilginiz olsun.
- Derslere katılmama sebebim evde sınava hazırlanan tek kişi ben değilim küçük kardeşim LGS’ye hazırlanıyor ve ilk sınav stresi olduğu için ekstra geriliyor o yüzden elimden geldiğince laptopu ona veriyorum. Birkaç kere telefondan katıldım ama ekran küçük olunca ve karşılıklı internet sorunları olunca verim alamadım ve katılmadım.
- Evde internetimiz sıkıntılı ve küçük kardeşimde derslere girince sıkıntı çıkıyor. Ben bir şekilde kendim çalışıp halletmeye çalışıyorum ama onun öyle bir şansı olmadığı için ona öncelik veriyorum ve giremiyorum belki önemli bir mazeret değil ama gerçekten sıkıntı yaşıyorum.
- Ailecek korona atlattıktan sonra zaten var olan anksiyete problemlerim artmaya başladı ve sadece sizin dersinize değil, çoğu derslere girememeye başladım.
- Derslere katılamıyorum çünkü bilgisayarım yok ve telefonumdan girdiğimde de hiç verimli olmuyor mikrofon zaten açılmıyor ve sürekli donuyor.