24 Ocak 2021 23:24

Atina’dan Üniversite Öğrencisi Nikiforos Zylalis: Kamu eğitimini koruyacağız

Yunanistan'da geçtiğimiz perşembe günü hükümetin "Üniversite reformu" hazırlığı öğrencileri ayaklandırmıştı. Atina'dan Öğrenci Nikiforos Zylalis, reforma niye karşı çıktıklarını Evrensel'e anlattı.

Fotoğraf: twitter.com/lolosmarios

Paylaş

Yunanistan’da Yeni Demokrasi (ND) hükümeti üniversite eğitiminde önemli değişiklikler içeren bir yasa tasarısı hazırladı. Emekçi sınıflardan gençler için yüksek öğretime girişi zorlaştıracak ve üniversite içinde öğrencilere yönelik baskıyı artıracak bu girişime karşı binlerce öğrenci geçtiğimiz perşembe günü ülkenin birçok kentinde protesto yürüyüşleri gerçekleştirdi. Yürüyüşlere aileler, eğitimciler ve bazı işçi sendikaları da katıldı ve bu hareket uzun zamandır varolan protesto yasaklarını da kırmış oldu.

Tasarının içeriğini ve öğrencilerin taleplerini Atina Ulusal Kapodistrian Üniversitesi İletişim Bölümünde öğrenci ve aynı zamanda “Komünist Kurtuluş için Gençlik” (NKA) üyesi olan Nikiforos Zylalis Evrensel’e anlattı.

Zylalis, öğrencilerin, kamu eğitimini ve parasız yüksek öğretim hakkını savunmak için örgütlü mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. Öte yandan ülkede eğitim yerine militarizasyona öncelik verilerek gençliğin AB ve NATO’nun bölgesel planlarına yedeklenmek istendiğini belirterek, Türkiye gençliğine bu planlara karşı birlikte mücadele çağrısı da yaptı.

ÜNİVERSİTEYE GİRİŞİ ZORLAŞTIRIYOR

Hükümetin hazırladığı ünivesite reform taslağının içinde neler var? Öğrenciler neden bu taslağa karşı çıkıyorlar?
Yeni Demokrasi hükümeti kamu eğitimine ve parasız eğitime, özellikle de akademik eğitime; Yunanistan üniversitelerinin kırk yıldan bu yana nasıl işleyeceklerini belirleyen yöntem ve koşullara darbe vuracak bir taslak hazırladı. Özelde bu taslağın getirdiği temel değişiklikler:

a) Üniversiteye giriş sistemindeki yeni düzenleme, puanlar ve kontenjana dayanarak birçok öğrencinin üniversiteye kabul edilmesini engelleyerek önümüzdeki yıl yaklaşık 20 bin öğrencinin yüksek öğretimden dışlanmasına neden olacak. Üniversiteye girmek için gerekli yardımcı derslerin ücretlerini ödeyemeyecekleri için, bunun daha çok işçi sınıfına mensup ve düşük ekonomik statüye sahip öğrencileri vuracağı açıktır, yüksek öğrenime giriş biletini kazanma yarışı oldukça zorlaşacak.

b) Ayrıca bu yasa tasarısı, üniversite öğrencilerine normal öğrenim süresi ve artı iki yıl daha olmak üzere yeni bir azami öğrenim süresi getiriyor. Yani bu, o zamana kadar eğitiminizi tamamlamadıysanız, üniversiteden atılacağınız anlamına geliyor.

c) Yasa tasarısı, üniversitenin katı kural ve yönetmeliklerine uymayan öğrencileri (Örneğin, gösteri düzenleyen öğrenciler) hedef alacak ve bu nedenle cezalandıracak ve hatta okuldan atacak bir disiplin sistemi de getiriyor.

d) Son olarak, hükümet, şiddet yöntemleri kullanarak öğrencileri kovuşturma ve hatta tutuklama yetkisine sahip olacak polis güçlerini üniversite içlerine yerleştirmeye çalışıyor.

Aklı başında olan herhangi biri, bu tasarının bir canavarlık olduğunu görür ve akademik çevreler tarafından şimdiden reddedilmesinin nedeni de bu. Özellikle öğrenciler bu tasarıyı ellerinden gelen her türlü imkanla reddediyorlar, gerçekleşmesi halinde uygulanacak önlemlere karşı kitlesel protestolar ve toplantılar düzenliyor. Muhalefetimizin temel nedeni, bu yasa tasarısının halk eğitimine zarar verecek olması ve bunun yerine eğitimi şirketlerin, özel üniversitelerin çıkarları ve kârları lehine marjinalleştirecek olması.

Üniversite yönetimleri bu yasa tasarısını nasıl karşıladılar? Destekliyorlar mı yoksa karşılar mı?
Bizim baskımızın bir sonucu olarak üniversite yönetimlerinin çoğu, yaklaşan reforma karşı tavır almış ve özellikle de üniversite polisinin varlığına karşı çıkarak hükümetten tasarının yeniden yapılandırılmasını istemiştir. Argümanları çoğunlukla, üniversite öğrencileri ve üniversite çalışanlarından oluşan kolektifler teşvik etti.

ÖĞRENCİLERİN ÖRGÜTLÜ OLMASI BUGÜNE KADAR SALDIRILARI ENGELLEDİ

Öğrenciler örgütlü mü hareket ediyor, taslağı durdurmak için nasıl bir mücadele planı var?
Yunanistan’daki öğrenciler onlarca yıldır örgütlüler aslında. Bu yüzden yıkıcı reformları defalarca engellemeyi başardık. Öğrenci birliklerimiz ve öğrenci kurulları aracılığıyla bir araya geliyor, hükümet politikalarıyla nasıl mücadele edileceğine ve nasıl kazanılacağına dair planlar yapıyor ve konuşuyoruz. Parasız eğitim, büyük toplumsal mücadeleler yoluyla kazanılan ve şirketlere değil halka ait olan ortak bir kazanımdır. Onu korumak için; halk eğitimi, sağlık, demokratik haklar ve insana yakışır çalışma koşulları için devasa ve durdurulamaz bir güç haline gelmeliyiz. Bu yasa tasarısı geri çekilene ve üniversitelerimiz ve okullarımız devlet tarafından alınması gereken tüm sağlık önlemleriyle yeniden açılıncaya kadar geri adım atmayacağız. Devletin eğitimimiz ve sağlığımız için bütçeyi artırmasını talep ediyoruz ve bu olana kadar sokakları işgal edeceğiz.

Hükümetin öğrencilerin itirazına ve geçtiğimiz perşembe günkü protestolara yanıtı ne oldu?
Hükümet kolektif mücadelelerimizden korkuyor. Çoğunlukla polis şiddeti ve kısıtlamalarıyla bizi bastırmaya ve terörize etmeye çalıştılar, ancak perşembe günü, çoğunluk protesto ettiği ve kolektif irademiz nedeniyle bunu yapamadılar. Bunun yerine, medya propagandası yoluyla mücadelemizi ve adil taleplerimizi sabote etmeye çalışıyorlar, bizi mantıksız, tehlikeli olarak nitelendiriyorlar. Virüsün yayılmasından sorumlu olduğumuzu söylüyorlar çünkü sokaklarda toplanıyoruz ve ayrıca taslağın ilerleme anlamına geldiğini ve bizim ilerlemenin düşmanı olduğumuzu söylüyorlar.

İKİ HALKIN GENÇLERİ ORTAK MÜCADELE VERMELİ

Yunanistan üniversitelerinde ve gençlik içinde başka ne gibi sorunlar yaşanıyor?
Kamu eğitimine ve halkın parasız eğitim hakkına yönelik bir saldırı ile karşı karşıya olmamızın yanı sıra, hükümet bizi neredeyse bir yıl boyunca üniversitelerimizden uzak tuttu. Eğitim sürecinin düzgün işlemesi için gerekli ve mümkün olanı yapmamayı seçti. Hükümetimiz ihtiyaçlarımızla ilgilenmiyor, ki bu bize fon sağlamamaları gerçeğinden anlaşılıyor, bunun yerine zaten küçük kaynakları azaltıyor ve askeri teçhizata milyarlar harcıyor. Bu arada askerlik süresini üç ay uzatarak ve 18 yaşından itibaren zorunlu hale getirerek gençleri hedef alıyorlar. Bu hamle, bizi, Avrupa Birliği ve NATO ile birlikte ülkemizin Türkiye’ye karşı oynadığı emperyalist oyunlara sürükleme amacına hizmet ediyor.

Her iki ülkenin yönetici sınıfları, hakimiyetlerini ve kârlarını artırmak için Ege ve Akdeniz’in daha geniş bölgesi üzerinde kontrol ve güç kazanmak için rekabet ediyor. Bu arada, hem Türk hem de Yunan gençlerinin bu rekabetten kazanacakları hiçbir şey yok ve bunun yerine, her iki halka barış ve refah sağlamak için her iki ülkenin yönetici sınıflarına karşı birlikte karşı durmak ve ortak mücadele etmek gerekiyor. (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

Öğretmenin mesaisi bitmedi, öğrenci ders görmedi

SONRAKİ HABER

Diyarbakır Barosu ve İHD: Keyfi olarak hapiste tutulanlar derhal serbest bırakılmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa