Kamu işçisi kayıpları karşılayacak bir zam istiyor
Kamuda 1 milyonu aşkın işçiyi ilgilendiren TİS süreci yaklaşıyor. 25 yıllık işçiyle 10 yıllık işçi arasında saat ücretinin 10 lira fark ettiğini belirten işçiler eşitsizliğin giderilmesini istiyor.
Fotoğraf: Pixabay
KHK ile kadroya geçişleri yapılan işçilerle birlikte 1 milyonu aşkın işçiyi ilgilendiren kamudaki toplu sözleşme süreci yaklaşıyor. Kamu işçileri ekonomik kriz ve salgın sürecinde ücretlerinin eridiğini, kamu işçilerinin özel sektörden bir farkı olmadığını ifade ediyor. Kamu işçileri, “Dişe dokunur bir zam ya da sosyal haklarda iyileştirme yapılmazsa birkaç dönem sonra asgari ücretlilerle kamu işçilerini tek sözleşmede toplayacaklar” diyor. Kamu işçileri ayrıca kamu işyerlerinde farklı skala gruplarının olmasından ve iş güvencelerinin işyeri amirinin inisiyatifine bırakılmasından şikayetçi.
Tüm iş kollarında gençleşen kamu işçilerinin yaşları büyük oranda 25-45 arasında. Bu işçilerin büyük çoğunluğu AKP hükümeti dönemi işe “aracılıkla” girmiş işçilerden oluşuyor. İşçiler arasında “Bu hükümet döneminde işe girdik fakat en fazla da bu dönem haklarımız gasbedildi” gibi düşünceler gittikçe artıyor.
"ÜCRETLER ERİDİ"
Yaklaşık 10 yıllık bir demir yolu işçisi, “Asgari ücrete yapılan zamlara bir bakalım. 2019’da asgari ücret yüzde 26 arttı 2 ay sonra sözleşmemiz vardı yüzde 8+4 aldık. 2020’de asgari ücret yüzde 15 arttı. Biz 4.95+5.49 aldık. 2021’de yüzde 21 zam aldılar, bakalım biz ne alacağız? Kamu işçisine hiçbir sözleşmede bu kadar zam yapılmadı. Bunun için ben 10 yıldır iddiamın arkasındayım. Sosyal haklar ilave edilmesin, maaşımız yakın zamanda asgari ücret seviyesinde olacak” dedi.
"SKALA KALDIRILSIN"
Bir başka demir yolu işçisi, “Bir kurumda iki ayrı skala mı olur diyorduk. Yeni yıl itibariyle bir grup daha işbaşı yaptı. Öğrendim ki onlar da farklı skaladan işbaşı yapmışlar. Mesela birinci skaladan bir işçiyle üçüncü skaladan bir işçi arasında 10 TL’lik saat ücreti farkı var. Birinci skalada en az 25 yıllık işçiler çalışıyor. Büyük çoğunluğu en fazla 10 yıl daha çalışıp emekli olacağını düşünüyor. Her ne kadar işe yeni girmiş de desem, bu skala sorunuyla mağdur edilen işçiler 10 yıllık işçiler. Ben 11 yıllık bir işçiyim. Demir yolunun da çoğunluğunu oluşturan biz olduğumuz için bu skala probleminin ortadan kaldırılmasını istiyorum. Çünkü bu skala ileride bize büyük sorun yaratacak” diye konuştu.
"EN AZ ASGARİ ÜCRET ZAMMI VERİLSİN"
Başka bir demir yolu işçisi, “TİS zammı olarak ilk 6 ay için yüzde 20 istiyoruz. Diğer 6 aylar için de yüzde 3’leri 5’leri kabul etmeyiz. Skala bu sözleşmede tamamen kaldırılmalı. Her geçen ay skalaya takılanlar mağdur oluyor. İşe geliş gidişlerin servisle yapılması, servis olmuyorsa merkezi yerlere kadar gidiş geliş parası ödenmesi ya da büyükşehir belediyesiyle protokol imzalanarak karşılıklı otobüs, metro ve trenin bütün işçilere ücretsiz olması gerekir” diye taleplerini dile getirdi.
Bir başka demir yolu işçisi, “TİS’in 85. maddesinde belirtilen kamu konutlarından herkesin eşit ve kolay şekilde yararlanabilmesinin sağlanması, yararlanamayan için kira yardımı yapılması. İzne çıktığımızda ya da olağan üstü durumlarda deprem, sel, salgın hastalıklar vb. sosyal haklarımızın kesilmemesi. Senelik izinlerin SGK hizmet dökümüne göre yeniden düzenlenmesi. Sendika izinlerinin 12 güne yükseltilmesi, izne çıkıldığında hiçbir ücret kesilmemesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
"GEÇİCİ GÖREVLENDİRMELER TALEBİMİZE GÖRE DÜZENLENSİN"
Bir başka demir yolu işçisi, “Emek zammının yeni işe başlayan için 1 TL yükseltilmesi. TİS’in 50. maddesinde geçen yol bakım işçileri için alınmış olan ek saat ücretinin bütün işçilere verilmesi. Nakil, becayiş, geçici görevlendirme işlerinin 2013 öncesi ve sonrası diye ayrım yapılmaksızın, işçinin aile bütünlüğünü korunması adına kolaylaştırmak için işçinin taleplerine göre düzenlenmesi. Personele yapılan tren indiriminin yüzde 25’ten yüzde 50’ye çıkarılması. TİS’in 78. maddesinde yer alan üç kap yemek ücretinin 25 TL’ye yükseltilmesi. 81/3. bendinde belirtilen ocak ve temmuz aylarında verilen ayakkabı yardımının ayakkabı olarak değil karşılığı 750 TL para olarak ödenmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
"SENDİKACILARA SENDİKALARIN KURULUŞ AMACINI HATIRLATALIM"
Askeri işyerinden görüştüğümüz bir işçi de “Asgari ücrete yapılan zam yüksekmiş gibi gözüküyor. Ama bu süreçte yapılan hiçbir zam yeterli olmayacak. Her geçen gün kamu işçisinin maaşı eriyor. Bu gidişle en fazla 2 sözleşme sonra asgari ücretle eşitlenir, beraber toplu sözleşme yaparız. Asla yanlış anlaşılma olmasın, benim eşim çocuğum da asgari ücretle çalışıyor. Bu hükümet iş başına geldiği günden beri kamu işçisine dişe dokunur bir zam olmadı. AKP Hükümeti mi vermedi, sendika mı bu sefalete razı geldi ayrı bir tartışma konusudur” dedi.
Askeri işyerinden başka bir işçi de “Sendikacılar sendikanın neden kurulduğunu hatırlasın ve ona göre hareket etsin, ben başka bir şey istemem. Sendikacılığı bir meslek olarak görmesinler. Sendika işçinin emeğinin gasbedilmemesi ve iş güvencesidir. Bu sendikacılara sendikanın kuruluş amacını hatırlatabilirsek, biz mücadele yoluna girersek patron ya da hükümet karşısında her istediğimiz hakkı elde edebiliriz” diye konuştu.
"KAMU İŞÇİSİ MÜCADELE ETMELİDİR"
Başka bir işçi, “Kamu işçisinin hak edişleri gözle görünür bir şekilde eritilip, geriye dönük uygulamalar ve siyasi manevralarla kazanılmış hakları bertaraf edildi. Gelenekçi politikalarla yapılan çerçeve anlaşma protokolü çalışanları memnun etmemektedir. Kamu kesimi toplu iş sözleşmesi çerçeve anlaşma protokolü yenilikçi politikalarla düzenlenerek, protokol taslağı sözleşme öncesi tüm üyelerin görüşüne sunulmalıdır. Geçmişte kamu sektöründe imzalanan toplu iş sözleşmeleri, özel sektördeki toplu pazarlık görüşmelerine örnek olurdu. Günümüzde özel sektörde imzalanan (Metal işçilerinin-metal patronlarıyla imzaladığı) toplu iş sözleşmeleri, kamu sektöründeki toplu pazarlık görüşmelerine örnek olarak gösterilmektedir. Böylesi bir durum karşısında kamu işçisinin mücadele etmekten başka bir çaresi yoktur” ifadelerini kullandı. (Ankara/EVRENSEL)