Muğlalı kadınlar: ‘Kölelik’ mevsimlik, geçinememek yıllar boyu
Lüks otel ve restoranların çokça bulunduğu Muğla’da özellikle kadınlar işsizlikten ve hayat pahalılığından şikayetçi.
Ayla Çelik, İlknur Alemdar, Meryem Bayraktar (Soldan sağa - Fotoğraflar: Evrensel)
Abidin ÇINAR
Nimet Sibel KEKEÇ
Muğla
Yaz aylarında kalabalık ve hareketli olan Muğla, turizmin odak noktası. Lüks otel ve restoranların çokça bulunduğu Muğla’da özellikle kadınlar işsizlikten ve hayat pahalılığından şikayetçi. Daha çok yaz aylarında iş bulan kadınlar, bu sene pandemiden dolayı yazın da iş bulmakta zorlandıklarını anlatırken, sigortasız çalıştırıldıklarını söyledi.
KARIN TOKLUĞUNA ÇALIŞMA…
Fethiye’de bir lokanta mutfağında çalışan Ayla Çelik, 50 yaşında ve iki çocuğu var.. Eşinin1 yıl önce işleri bozulduğu için intihar ettiğini söylüyor. Oğlu bir süredir cezaevinde… Kızı da işsiz inşaat teknikeri… Çelik, aşçı yardımcısı olmasına rağmen çalıştığı işyerinde her işi yapıyor. Bunun dışında temizlik işlerine de giden Çelik sigortasız çalıştığını söyleyerek anlatmaya başlıyor: “Deyim yerindeyse karın tokluğuna çalışıyorum. Yaşım elli oldu. Geriye dönüp baktığımda biriken bir şeyim yok. Evim kira, 1000 lira ödüyorum. Düşe kalka sorunlarla baş etmeye ve hayata tutunmaya çalışıyorum. Çocuklarım için ayakta durmam lazım.”
Çalıştığı iş yerinde de hakkını alamadığını ifade eden Çelik, “‘İş buldunuz çalışın daha ne istiyorsunuz’ diyorlar. 2 bin 500 TL para alıyorum. Öğlen 11’den gece yarılarına kadar, 14 saat çalışıyorum. Dinlenme yok. 30 yıldır çalışıyorum, ama artık yoruldum” dedi.
"VATANDAŞLIK HAKKI VE SİGORTA İSTİYORUM"
61 yaşında Meryem Bayraktar ise ebe-hemşire. Abhazya’dan gelip Türkiye’ye yerleşen Bayraktar, yaşadıklarını şu şekilde anlatıyor: “Oturma iznim var fakat vatandaşlık hakkım verilmiyor. Yaşlı bir kadına bakıyorum. Yemeğini yapıyorum, işlerini takip ediyorum karşılığında karnımı doyuruyorum, evinde kalıyorum. Kanser hastası oldum fakat atlattım. Ebe uzmanı olduğum için iğnelerimi kendim yapıyorum. Kaza geçirdim sağlık sigortam olmadığı için 22 bin lira hastaneye para ödedim. Vatandaşlık hakkı ve sigorta istiyorum. Sorunlarımız çok, bunları yaşamayan bilmez. Bizi gözden çıkarmışlar.”
YAZIN ÇALIŞMA, KIŞIN İŞSİZLİK…
40 yaşında olan İlknur Alemdar da aşçılık yapıyor. Sosyal hayatının olmadığını söyleyen Alemdar, “Uykumuzdan fedakarlık yaparak zaman zaman kadın arkadaşlarla bir araya geliyoruz. Düşük ücretle yani asgari ücretle çalışıyoruz. Bu işyerine sigortam için katlanıyorum. Sürekli iş bulamıyoruz. Yazın çalışıyor, kışın işsiz kalıyoruz. Yazın işlerin yoğun olduğu zamanlarda 200-300 TL artı ücret alıyoruz” diye konuştu.
Çalışma saatlerinin uzun olduğunu belirten Alemdar, ayrıca iş yerinde ayrımcılığa da maruz kaldıklarını söyledi. “Bütün yük biz kadınların omzunda, ama onlar bizden daha fazla ücret alıyorlar. Dinlenmeyen biziz. 10 günde 1 gün o da aynı gün akşam işe gitmek koşuluyla iznimiz var. Kadın olduğumuz için emeğimiz görülmüyor” şeklinde konuşan Alemdar iş kaygısı nedeniyle kimsenin de tepki gösteremediğini ekledi. Kendi ayakları üstünde durmak istediğini söyleyen Alemdar yurt dışına gitme hayalinin olduğunu ancak kazandığı ücretle de bunun zor olduğunu dile getirdi.