301 işçinin can verdiği Soma Katliamı'nın davasında skandal karar
Soma davasında heyet üyeleri değişen 12. Ceza Dairesi, kendi kararını bozarak patron Can Gürkan dahil dört sanığa "bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma" suçundan ceza istedi.
13 Mayıs 2014'te Soma'daki katliamda 301 madenci hayatını kaybetmişti.
Fotoğraf: Emin Mengüarslan/AA
301 madencinin öldüğü Soma Katliamı'nın davasında Ceza Dairesi kendi kararını bozdu ve patron Can Gürkan'ın da aralarında bulunduğu dört sanığa "bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma" suçundan ceza verilmesini istedi.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, dört ay önce patron Can Gürkan'ın da aralarında bulunduğu dört sanığa "olası kastla 301 kez öldürme ve 162 kez yaralama" suçundan ceza verilmesine hükmetmişti. Bu kararın ardından 12. Ceza Dairesi'nin beş kişilik heyetinden üçü değiştirildi. Değiştirilen üyelerin yerine eski Adalet Bakanı, eski Hakimler Savcılar Kurulu Genel Sekreteri ve eski Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü atandı. Daire, üç eski bürokratın oylarıyla kendi kararını bozarak, "bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma" suçundan ceza verilmesini istedi.
“BU KARAR AÇIK BİR SİYASİ MÜDAHALEDİR”
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin bozduğu kararı değerlendiren Soma davası avukatlarından Evren İşler, “Bu karar açık bir siyasi müdahaledir, başka bir izahı yok. Olağanüstü kanun yoluyla böylesi bir dosyada değişiklik yapılması, mahkemenin 5 üyesinden üçünün değiştirilmesi ve üç buçuk ay içerisinde tam tersi bir düşünce ile karar verilmiş olması mahkemelerin bağımsızlığı konusundaki tereddütlerimizi güçlendiren bir durumdur” dedi.
“SORUMLULAR YARGILANANA KADAR HUKUK MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Olası kast kararından sonra Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin üç üyesinin değiştirilerek üçe iki oyla bilinçli taksir kararı alınmasının hukuken açıklanabilir bir yanı olmadığını dile getiren İşler, “Hukuken duruşmanın en başından bari söylüyoruz, bu olası kast doyasıdır. Bilerek ve isteyerek, insanların ölümünü göze alarak, kâr hırsıyla işlettikleri bir madendir burası. Dolayısıyla burada olası kast olduğu açıktır. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 30 Eylül tarihli kararı bu anlamda hukuki argümanlar açısından çok güçlü ve sağlıklı bir karardır. Gelinen bu nokta aslında açık bir müdahale olduğunu gösteriyor. Kararı burada bırakmayacağız ve tüm sorumlular yargılanana kadar hukuk mücadelesini sürdüreceğiz” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)