27 Ocak 2021 23:09
/
Güncelleme: 28 Ocak 2021 01:54

Birliğimizi korudukça mücadelemiz sürecek

Salih SÖNMEZ
İşten atılan HT Solar işçisi

Merhabalar. Kısa süre önce DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu ve güneş panelleri üreten HT Solar fabrikasında İş Kanunu’nun 25/2 maddesinden yani Kod-29’dan işten atıldım. Üç buçuk yıl önce bu fabrikada işe başladığımda sendikasızdık. Örgütlenme sürecinin en başından beri hem sendikanın işyeri komitesi hem de bütün işçi arkadaşlar olarak haksızlıkların giderilmesi için kenetlendik, birlikte mücadele ettik. 500 civarında işçinin üç günlük direnişi ve akabinde iş yavaşlatma eylemleri sonucu patron mücadelemiz sonucu geri adım atmak zorunda kaldı. Devam eden süreçte sendika artık yetkiliydi.

Bütün bu sürecin örgütlenmesinde diğer arkadaşlarla beraber ben de aktif bir rol aldım. Hatta bulunduğum çalışma alanında Salih ekibi diye nam salmıştık vardiyamızda. Tabii ki işçiler içerisinde bu kadar sahiplenilmem yönetimin hoşuna gitmiyordu. Kanımca bu durum temsilcilerimizin de hoşuna gitmiyor. Çünkü benim ve beni dinleyen tüm işçilerin çabası sendikamızın ve birliğimizin daha güçlü olmasıydı. Buna uygun davranmayan temsilcileri de eleştiriyorduk. Yine fabrikadaki vardiya amirleri bizim bu birliğimizi dağıtmaya çalışıyordu. O zamanlardan mimlenmeye başlamıştık.

SUDAN BAHANELERLE DİSİPLİN SÜREÇLERİ

Bu süre içerisinde her şey yerli yerine oturunca disiplin süreçleri de başladı. İlk olarak, sürekli ayakta durmaktan çok yorulduğum ve kısa bir süreliğine gayriihtiyari çerçevelerin üzerine oturduğum için çıkış talebiyle disipline gönderildim. İşçi arkadaşlarımın sahip çıkmasıyla çıkış engellendi. İkinci kez bir arkadaşımız haksız bir şekilde işten çıkış talebiyle disipline gönderildiğinde, temsilciler ve komitedeki arkadaşlar buna ilişkin etkin bir karar almayınca, imza topladığımız için disipline gittim. Benim dışımdaki işçi arkadaşlara uyarı, bana da uyarı ve vardiya değişimi cezası verdiler. Bir arkadaşımızın kimi bahanelerle işten atılmasında iki arkadaş da yalancı şahitlik yapmıştı. Ben de atılan arkadaşın sözlerini onlara söylemişim, şahitlik yaptıklarını bilmediğim halde. Bu olayın sonrasında para cezası verildi. Dördüncü kez disipline gittiğimde vardiyam değişti ve fabrikanın sürgün yeri olarak bilinen paketleme bölümüne gönderildim. Orada da ufak bir tartışma yaşayınca tekrar disiplin yolu görüldü. Arkadaşlar şikayetlerinden vazgeçse de işten çıkarma kafaya koyulmuştu. Şube başkanının devreye girmesiyle durdu. Son olarak da fabrika yöneticilerinden biri bizi yemeğe 15 dakika erken gönderdi. Zil olmadığı için yemek saati diye düşündük. İşbaşı süresine zaman olduğu için her zamanki gibi mola saatlerinde oturduğumuz yere gittim. İki arkadaşla otururken bizi yemeğe gönderen yönetici tutanak tutturdu. Bu tutanakla disiplin kuruluna gönderildim, orada da 25/2’den (Kod-29) çıkış kararı verildi.

İş bulmanın bu kadar zor olduğu pandemi sürecinde haksızca işten çıkarılmam o kadar zoruma gitmedi. Çünkü sendikal mücadelenin başından beri içindeydim ve fabrikada yaşanan haksızlığa karşı çıkan bir işçiydim. Asıl zoruma giden nokta ben de dahil diğer iki arkadaş için çıkış talebi geldiğinde komitedeki arkadaşlar etkili bir şeyler yapalım diye tartışırken bir temsilci arkadaşın WhatsApp grubuna yönetimin ağzı ile diğer disiplin süreçlerini hatırlatarak mesaj atması.

SORGULAMAMAK SIKINTI YARATIR

Biz bir süre fabrika içerisinde baskılar nedeniyle çeşitli eylemler yapıyorduk. Ama bu eylemlerimizde de kimi sorunlar yaşıyorduk. Eylemlerin kalite operatörlerinin üzerinden yapılması, kalite operatörleri ve B Clas ayrımı yapılmasına çekilmesi doğru muydu? Eylemlerimizi daha ileriye taşımak yerine ‘Genel başkan gelecek, şube başkanı gelecek’ diyerek durdurmak ne demek? Temsilciler yok bugün eylem yapılmayacak ne demek? En önemlisi ben dahil iki kişi haksız bir şekilde yüz kızartıcı nedenden dolayı işten atılır atılmaz eylemleri bırakmak ve hemen akabinde patronun kısa çalışma uygulamasına geçmesi ne demek?

Biz HT Solar işçilerinde birlik içinde mücadele etme arzusu vardı. Bunu geçmişimizdeki deneyimimizden biliyoruz. Yeter ki bizi yöneten temsilciler ve şube yönetimi geri durmasın. İleride otomasyon süreci var. Bu soruları soramazsak, başımızdakileri eleştirmezsek daha büyük sıkıntılarla baş başa kalırız. Sormak, sorgulamak, eleştirmek bizi bölmez. Aksine birliğimizi güçlendirir. Verdiğimiz mücadele o kadar önemli ki bu mücadele patronun kararını bile geri aldırmaya yetiyor. Bunun en önemli örneği, arkadaşlarımızın bize sahip çıkması ve sendikaya baskı yapması sonucu işten çıkarılma nedenimizin değiştirileceğinin bizlere bildirilmesi.

Şunun da bilinmesini isterim, derdim paramı alayım gideyim değil, haksızlıklar karşısında mücadeleye katkı sunmak. Bunun için içerideki mücadeleye bir katkım olacaksa ben kapıda direnişe başlamayı bile şube başkanı, temsilciler ve komiteye bildirdim ancak bu uygun görülmedi. Bu mücadele hep devam edecek, yeter ki biz birliğimizi koruyalım. Yaşasın iş emek özgürlük mücadelemiz.

Evrensel'i Takip Et