31 Ocak 2021 02:35

Siyaset Bilimci Dr. Berk Esen: Direktifle suç duyurusu valileri kendiyle çeliştirdi

Siyaset Bilimci Berk Esen valilerin suç duyurusunu değerlendirdi: "Kılıçdaroğlu’nun eleştirdiği gibi militan olmadıklarını göstermek için direktifle disiplin içerisinde suç duyurusunda bulunuyorlar."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Pandemi koşullarında siyasetin gündemi oldukça hareketli. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatının ardından İçişleri Bakanlığı ve valiler CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunu değerlendiren Siyaset Bilimci Dr. Berk Esen, Erdoğan’ın talimatla Kılıçdaroğlu’nun eleştirdiği bürokratları suç duyurusunda bulunmaya sevk ettiğine vurgu yaparak, bu hamleyle valilerin rejime bağlanmak istendiğini söyledi. Siyasetin diğer bir sıcak gelişmesi olan CHP’den üç vekillin istifasının beklenen istifalar olduğunu belirten Esen, üç vekilin CHP’ye yönelik kullandığı suçlama ifadelerinin, iktidarın kullandığı söylemle kesiştiğini söyledi. Siyasetin sıcak gündemlerini Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Berk Esen ile konuştuk.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na suç duyurusunun ilk defa gerçekleşmediğini belirten Berk Esen, “Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç senedir, Kılıçdaroğlu’na yönelik takip ettiği sert politikalarını ve sert söylemini bu tarz suç duyurularıyla güçlendiriyor. Tabii hukuk sistemi Türkiye’de hükümetin güdümüne girdiğinden beri, bu davalarını kimisini özellikle tazminat davalarını kazandı. Fakat bunun iktidar, muhalefet arasındaki ilişkilerde bir sertleşme olduğunu göstermesinin ötesinde pek bir anlamı yok. Çünkü biz rejimin otoriter olduğunu ve hukuk sisteminin de hükümetin güdümünde olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

"ORTADA TEZAT BİR DURUM VAR"

Erdoğan’ın suç duyurusu açmak yerine Kılıçdaroğlu’nun eleştirdiği bürokratları da suç duyurusunda bulunmaya sevk ettiğini ve bunun da görülmemiş bir durum olduğunu belirten Esen, şunları söyledi: “Bu tabii sembolik. Çünkü uzun süredir bürokrasinin giderek artan oranda partizan bir şekilde hareket etmeye başladığı söyleniyordu. Zaten o nedenle Kılıçdaroğlu valileri eleştirdi. Valilerin kolektif bir şekilde, suç duyurusunda bulunması aslında onlara, eğer AKP iktidardan giderse ve muhalefet iktidara gelirse başlarına gelecek şeyin maliyetini artırma amacını da taşıyor. Böylece valiler kolektif bir şekilde rejime iyice bağlanıyorlar. Şöyle tezat bir durum ortaya çıkıyor: Valiler Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdiği gibi militan olmadıklarını göstermek için, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direktifi sonrası, belirli bir disiplin içerisinde hepsi teker teker suç duyurusu yapmaya başladılar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık seçiminin tekrarlandığı 2019 yaz döneminde benzer bir tartışmayı Ordu Valisi ile Ekrem İmamoğlu arasında da yaşamıştık. Orada da bir suç duyurusu ve soruşturma olmuştu. Fakat oradan bir şey çıkmadı. Buradan da büyük bir ihtimalle bir şey çıkmayacaktır. Ama tabii hukuk sisteminin giderek iyece partizan hale geldiğini bir tespit olarak altını çizmiş olayım.”

"İSTİFA EDENLER GERÇEKÇİ BİR SİYASİ ALTERNATİF ÖNERMİYORLAR"

CHP’li üç vekilin istifasının, “CHP’de deprem” başlığıyla haber sitelerine düştüğünü hatırlatan Esen, “Tabii bu üç milletvekilinin istifasını ne kadar deprem olarak görürüz o tartışılır. İktidardan eski başbakanlar, eski bakanlar istifa etti. Berat Albayrak istifa etti, böyle bir deprem etkisi yaratmadı, nedense CHP’den üç milletvekilinin istifa etmesi böyle bir etki yaratıyor. Onu da sorgulamak lazım” değerlendirmesinde bulundu. CHP’de uzun süredir partinin daha solda yer alan ve partinin en sağında yer alan kanatlarının Kemal Kılıçdaroğlu’nun yönetim tarzından politikalarından ve özellikle takip ettiği ittifak siyasetinden memnun olmadığını da belirten Esen, şunları dile getirdi: “Daha ulusalcı, daha sağında yer alan bazı kesimlerin uzun süredir parti içinde yürüttükleri eleştirel çizgiyi artık parti dışına taşımaya karar verdiklerini görüyoruz. Bu tabii büyük ihtimalle Muharrem İnce’nin artık ayrı bir parti kurmaya karar verdiğini gösteriyor. Üç milletvekili aslında geçen yıl aralık ayı başında sert bir bildiri yayımlayarak, CHP yönetimini eleştirmişlerdi. O metinde birkaç noktanın altını çiziyorlardı. Bunlardan bir tanesinin CHP’nin ‘terörle arasına bir mesafe’ koymayan HDP ile ortak hareket ettiği suçlamasıydı. Bu suçlamayı tabii iktidar da yapıyor. Dolayısıyla bu milletvekillerinin CHP yorumlarında iktidar partisiyle aşağı yukarı aynı çizgide olduğunu söylemek gerekiyor. Böyle ilginç bir duruma soktular kendilerini, eğer Muharrem İnce’nin partisine girerlerse şöyle de bir tezat durum yaratmış olacaklar: İnce 2018 cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında Selahattin Demirtaş’ın hapiste olmaması gerektiğini defaatle söylemiş, parlamentoda milletvekillerinin dokunulmazlığının CHP liderinin verdiği destek sonucu kaldırılmasını yine çok sert bir şekilde eleştirmiş ve Demirtaş’ı hapishanede ziyaret etmişti. Zaten bu nedenden ötürü uzun bir süre sonra ilk defa kitlesel anlamda Kürt seçmenden destek alan CHP’li siyasetçi oldu. Üç milletvekillinin bu açıklamalara tepki göstermeyip, böyle bir çizgiyi takip eden İnce’nin partisine girmesi hem de CHP’yi bu şekilde eleştirdikten sonra gerçekten ilginç olacak.”

İstifa edenlerin CHP’nin ittifak siyasetini de eleştirdiğini anlatan Esen, “Tabii eleştirilerden sonra bir ittifak siyaseti güdülmeden AKP, CHP’den daha fazla oy almasına rağmen, MHP ile ittifak yapmışken CHP’nin tek başına bu ittifakı nasıl yenebileceği, nasıl iktidara gelebileceği sorularına da cevap vermiyorlar. Gerçekçi bir siyasi alternatif önerdiklerini söylemek zor. Sloganların ötesine geçen bir siyasi alternatif önerdiklerini söylemek zor” diye konuştu. 

"İNCE, KILIÇDAROĞLU’NA ALTERNATİF OLMA ÖZELLİĞİNİ KAYBETTİ"

Esen, üç vekilin istifasının en önemli nedenini ise şöyle açıkladı: “Muharrem İnce’nin 2018’de kazandığı o büyük rüzgardan sonra partide genel merkezi ele geçiremeyip, akabinde giderek daha marjinalize hale gelmesi, parti içerisinde zayıflaması, tabii burada önemli dönüm noktası 2019 belediye seçimleri oldu. Bu seçimlerden sonra özellikle büyükşehir belediyelerini CHP’li adaylar kazandığı için bu adaylar ve onlara yakın ekiplerin parti içinde yıldızı giderek yükseldi. Muharrem İnce bir anda Kemal Kılıçdaroğlu’nun alternatifi olma özelliğini kaybetti. Çünkü insanlar artık Kılıçdaroğlu’ndan sonra belediye başkanlarına özellikle Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş’a bakıyorlar. Dolayısıyla parti içindeki güçlerini büyük oranda kaybettiği için bu isimler partiden çıkmayı düşünüyorlar ve benzer bir durum bence Muharrem İnce için de geçerli.”

CHP’ye yapılan “Mustafa Kemal’in çizgisinden uzaklaştığı” eleştirisinin tarihsel olarak parti içinde muhalefetin sürekli kullandığı argüman olduğunu söyleyen Esen, istifa eden üç vekilin de aynı eleştiriyi yaptığını belirtti. Esen, “Bunun somut politika iz düşümünün ne olduğunu da çok açıklamazlar. Ortada bir tam bağımsız Türkiye ifadesi kullanılıyor. Fakat 2021 yılında tam bağımsız Türkiye’nin karşılığı nedir bunu da somut politika olarak açıkladıklarını da düşünmüyorum” dedi.

İstifaların beklendiğini de hatırlatan Esen, “Büyük ihtimalle İnce’nin hareketine katılacaklar. İnce’nin hareketi partileştikten sonra o partinin önemli siyasi figürleri haline gelecekler. Ve İnce’nin önümüzdeki seçimde aldığı oy oranına bağlı olarak, siyasi kariyerlerini devam ettirebilirler” dedi.

"ERDOĞAN, MUHALEFET BLOKUNU BÖLMEK İSTİYOR"

Kemal Kılıçdaroğlu hakkında yapılan suç duyurusu ve üç vekilin istifasının ittifak siyasetine etkisine dair de Esen şu değerlendirmede bulundu: “Pandeminin kötüleşen koşulları hem de ağırlaşan ekonomik kriz nedeniyle en azından 2021 yılının başı itibariyle iktidarın yüzde 50’lik bir seçmen desteğini yakalaması pek olası gözükmüyor. Zaten bu nedenden ötürü Cumhurbaşkanı Erdoğan bir taraftan sağ kanatta bir güç birliğine gitmeye çalışıyor. Özellikle Cumhur İttifakının da küçük sağ partileri içine alacak şekilde çalışıyor. Öte yandan da seçim sistemini oylarını kaybetmesine rağmen parlamentoda çoğunluğu koruyacak şekilde değiştirmek istiyor. İkinci hamlesinde de MHP’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın planlarını engellediğini o planlara taş koyduğunu görüyoruz. O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir süredir takip ettiği diğer strateji de diğer bloku bölmek. Millet İttifakında belli oranda karışıklık yaratmak. Bunun bir ayağı Kürt sorununu sürekli kaşıyacak İyi Parti ve CHP’nin, CHP ile HDP’nin arasını açmak. Ve bunun üzerinden seçmenlerin ortak bir aday üzerinde birleşmesini engellemek. Bu strateji belli bir orana kadar başarılı oluyor. Ama tabii MHP Cumhur İttifakı içinde olduğu için son kertede artık iktidar bu politikasını çok başarılı bir şekilde uygulayamıyor. Muhalefeti bölmenin bir yolu CHP, ama bir noktaya kadar da İyi Parti içinde muhaliflerin alternatif partiler kurmasını kolaylaştırmak. CHP’den istifa eden vekiller ve İnce’nin yeni bir parti kurmayı düşünmesi, Mustafa Sarıgül’ün yeni bir parti kurması biraz da bu gelişmeyle birleştirilebilir.”

İnce’nin bir seçmen ağırlığının olduğunu düşünen Esen, “Yapılan anketlere göre İnce’nin 6-7 puanlık bir oy potansiyeli olduğu gözüküyor. Tabii bu oyu alıp alamayacağını yeni kurulacak partinin performansı belirleyecek. Daha da önemlisi bu partinin muhalefet ittifakına girip girmemesi belirleyecek. Çünkü CHP böyle bir strateji de belirleyebilir. Bu partinin muhalefet bloku içinde olmasını engellerse 6-7 puanlık potansiyeli olsa da bu oya erişemeyecek İnce. Özellikle muhalefette yer alan seçmenler CHP’li seçmenlere kendi partilerini bırakıp cumhurbaşkanının önünü açacak şekilde alternatif bir partiye yüzde on barajını alamayacak bir partiye oy vermeyeceklerdir. Dolayısıyla burada atılacak adımlar çok önem kazanacak. CHP aşısından İnce’nin kuracağı parti bir noktaya kadar sıkıntı yaratabilir. Partiyi sağdan eleştirecek. Ulusalcı bir kanattan eleştirecek, CHP seçmeni kaybetmemek için daha ulusalcı bir çizgiye giderse HDP seçmenlerini belli oranda kaybetme potansiyeli var. Dolayısıyla zor bir durum olacak. Şu noktada İnce’nin popüler bir siyasetçi olsa da partileşip alternatif adaylar belirleyip, örgütünü kurup seçime girecek özellik kazanmasını şu noktada hâlâ zor görüyorum. CHP için bir miktar sıkıntılı oyunu değiştirecek bir hamle değil zamana ihtiyacı var.” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Bursa'da inşaat işçilerini taşıyan araç kaza yaptı: 9 yaralı

SONRAKİ HABER

EŞİK: İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik yapılan açıklamalar tehdittir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa