Hayatın içinde, çemberin dışında
Onur Kavak rap müzikteki protest söylemi yazdı: 2020'de en çok dinlenen 10 şarkının yarısını rap şarkıları oluşturuyor. Bu tabloyu ülkenin bulunduğu koşullardan bağımsız düşünürsek yanılırız.
Fotoğraf: Pixabay
Onur KAVAK
Bir gece yarısı aynı anda yayımlanan Susamam ve Olay şarkıları üzerinden neredeyse 1.5 yıl geçti. Hatırlayacak olursak, farklı konu başlıklarıyla Türkiye gündemindeki meseleler; adalet, özgürlük, eğitim, kadına yönelik şiddet, hayvana yönelik şiddet, kentleşme sorunu gibi konular Susamam parçasında işlenirken, Olay parçasında dikkat çeken ise AKP sonrası Türkiye ve dünyada yaşanan “olay”ların önemli kesitleri tek bir video klibe sığdırılmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şovenist tavırla “Önce şehitleri görün” derken, küçük ortak MHP Lideri Devlet Bahçeli: “O kadar sosyolog, psikolog, sosyal ve ekonomik yönden birikimi olan insanlar o kavramları yan yana getiremez. Birileri hazırlamış vermiş” diyordu. Bir yandan rapçilere olan genel bakışı ve şaşkınlığı Bahçeli birkaç cümlede özetlemişti. Lakin haklı olduğu bir konu vardı; bir Şanışer projesi olan Susamam’ı hayata geçiren Sarp Palaur’un sanatçıları örgütlemesiyle hareket eden 20’ye yakın isim kendi müzikal yeteneklerini, ülke meselelerine dair söylemek istediklerini 15 dakikaya sığdırarak tek bir şarkıyla yayımlamışlardı. Bahçeli’nin en son zirvede gördüğü rap Cartel* olunca hem eğlendiren hem de Türklük vurgusunu öne çıkaran bir oluşum olmadığını görünce afallamış olabilir ki, çok da anormal bir durum değil. Toplumun büyük kısmının rapin protest tarafını yeni gören ya da gözlerini açanlar için biraz geçmişi hatırlamak gerekiyor.
SOKAK SANATI BU, BEĞENMEYENLER
‘70’lerin Amerika gettolarından başlayan fırtına ‘90’ların Kadıköy AKMAR pasajına yeni uğruyordu. Anadolu yakasında başlayan süreç kasete çekildikten sonra çoğaltılıyor ve Avrupa yakasına kadar ulaşıyordu. En azından Türkiye topraklarında rap müzik bu şekilde kopya kasetler şekilde yurda yayılıyor ve ‘95’de Cartel’le birlikte janr olarak kabul ediliyor, en azından tanımlanıyordu. Türkçe rap ne Cartel’le birlikte gelişti ne de ondan sonra başlamıştı.
2000’li yıllarda aşık geleneğine benzer bir ortam vardı. Rapçiler kendine bir mahlas oluşturuyor, bulundukları bölgede sesini duyurmak için mahalle mahalle demo kasetleriyle geziyorlardı. Aşık atışmasına benzer freestyle yarışmaları düğün salonlarında gerçekleşiyor, hiçbir hazırlık yapmadan iki müzisyen sözleriyle karşılıklı hiciv yapıyorlardı. Yaptıkları rap ise çalışma koşulları, yoksulluk ve savaş karşıtlığı üzerine kuruluydu. 2003 yılında Irak’a başlayan emperyalist müdahale İsrail’in Filistin topraklarına hava saldırılarını arttırması, AKP’nin Irak’a tezkere ısrarı dönemin şarkılarına yansıyordu: “Çok hasta o kanı akıtanın, hesabı çoksa nakit alın / pardon şu camı kapatalım / Bu çok soğuk bir dünya n’apalım / biz patron üşümüş Ortadoğu’dan yakıt alın”**
"SON SÜRAT DEMOKRASİ BARİKATIMIZA HOŞ GELİR"
2010’lara geldiğimizde rap, ana akımda reklam müziklerinden öteye geçemiyor, yeni arayışa geçiyordu. Myspace, Facebook gibi platformlardan kendini duyurmaya çalışan rapçiler Organize Oluyoruz albümü serisiyle beraber tekrar birleşiyordu. Farklı plak şirketleriyle çalıştıkları için albümler toplama-dayanışma albümü şeklinde ilerledi. Çoğu rapçi bandrolle ilk defa bu albüm serisiyle tanışırken, çoğu günümüzde müzikal çalışmalarını sürdürüyor. Bu seri çalışmalar devam ederken Gezi direnişinin başlamasıyla beraber toplumcu gerçekçi üretimler öne çıkıyor, 42 parçalık dev albüm “#DirenMüzik: Dayan” soundcloud’dan yayımlanıyordu: “Kapsül dizime doğru falsolu ta taksimden gelir / Son sürat demokrasi barikatımıza hoş gelir”***
Günümüze geldiğimizde, 2020 YouTube ve Spotify verilerine göre en çok dinlenen 10 şarkının yarısını rap şarkıları oluşturuyor. Bu tabloyu ülkenin bulunduğu koşullarından bağımsız değerlendirsek yanılırız. AKP’nin yıllardır sürdürdüğü muhafazakar sanat anlayışı etrafında topladığı Yavuz Bingöl, Demet Akalın, Alişan gibi “yerli ve milli müzisyenler” projesinin başarısızlığına yineleyen bir veri olarak bakmak gerekiyor. Grevlerde, fabrikalarda, atölyelerde, madenlerde kısacası işçi sınıfının bulunduğu her yerde çalan müziklere Türkçe rap eklendi bile: “Hakkında değil fazlasında gözü var / Var mızmızlar dımdızlak kalacaklar / Saygın adamları korku basacak / Ölüler dirilerden çalacak”****
Günlük hayatın büyük bölümünde rap dinleyen beni bile zaman zaman bu zirve şaşırtsa da geçmişten gelen birikimin etkisi, teknik olanaklara olan erişimin rahatlığı Türkçe rapin ayakları yere daha sağlam basmasına sebep oluyor ve kolay kolay zirveden inecek gibi görünmüyor.
* Cartel, Almanya’da farklı kültürden insanların bir araya gelmesiyle "ırkçılık karşıtlığı" üzerine kurulmuş bir grupken, Türkiye’de ülkücüler tarafından karşılanıyor, Türklük vurgusu ön plana çıkarılıyordu.
** Ceza, Medcezir, Savaş Çocukları, 2004
*** Grejuva ve Ağaçkakan, Dayan, Molotoflu Vodvil, 2013
**** Gazapizm, Ölüler Dirilerden Çalacak, 2018