30 Ocak 2021 23:30

"Beni methetme kardeşim, bana paramı ver"

Bakan Pakdemirli, çiftçinin bıkmadan ürettiğini söylüyor. Doğru. Üretici bunca desteksizliğe, aracı-tefeci-tüccar takımı kârına kâr katarken, tarımı çökerten tüm uygulamalara rağmen çiftçi üretiyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Sedat BAŞKAVAK
Tüm Köy Sen Örgütlenme Uzmanı

TMO’nun lisanslı depoculuk koordinasyon toplantısında çiftçilerin bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, ekmeye, biçmeye ve hasadını yapmaya devam ettiğini vurgulayan Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli “Buradan bütün çiftçilerimize teşekkür ediyorum ellerine emeklerine sağlık” dedi. Bakan Pakdemirli gerçekten de doğru söylüyor; bunca desteksizliğe, aracı-tefeci-tüccar takımı kârına kâr katarken, tarımı çökerten tüm uygulamalara rağmen ülke çiftçisi üretmeye devam ediyor. Çünkü başka çareleri yok. Ya büyükşehirlere göç edip, açlık ve işsizlikle boğuşacaklar ya da “Belki bu sene ürün para eder” diyerek, üretmeye devam edecekler. Onlar da her sene “belki” diyerek ekiyor, biçiyor.

GÜBRE FİYATLARI MALİYETİ İKİ YÖNDEN OLUMSUZ ETKİLEYECEK

Gübre fiyatları almış başını gidiyor. Gübre firmaları ham madde fiyatlarındaki artışı bahane göstererek fiyatları artırıyor. Doların 8.5 TL’yi gördüğü günlerde, tonu yaklaşık 2 bin 500 TL olan gübre fiyatları doların 7.3 TL’ye indiği bu günlerde 3 bin TL’ye kadar çıktı. Uzun süredir beklenen kar ve yağmur yağdı, topak gübre bekliyor. İnsanın rüşvete alışması gibi rüşvete alışan toprak her yıl daha çok verim için daha çok gübre istiyor. Çiftçi artan fiyatlara yetişemediği için ya gübre atmayacak ya da gübreyi kısacak. Bu durumda azalan üretim fiyatların ve ithalatın artmasına sebep olurken sofradaki gıdanın da fiyatı artacak. Çiftçinin gübre fiyatlarına müdahale edilmesi ve gübre desteklerinin artırılması taleplerini duymayan bakan, artan gübre fiyatlarını da görmüyor.

ÇİĞ SÜT FİYATI YÜZDE 21, YEM FİYATI YÜZDE 65 ARTTI

Çiğ süt fiyatları yerinde sayarken artan yem fiyatlarına isyan eden köylüler, “Borçlanarak hayvanlarımızı besliyoruz, yem fiyatları belimizi büküyor” diyor. Bir yılda yüzde 21 artan çiğ süt fiyatları karşısında yem fiyatları yüzde 65 arttı. Tarım Bakanı Pakdemirli, “Et ithalatı bitmiştir, Türkiye‘de et ithalatı gibi bir problem yoktur” diyerek ithalatı azalttıklarına dair başarı hikayesi yazıyor. Et ithalatındaki azalmanın nedeni ülke içi üretimin artışı değil artan girdi maliyetleri nedeniyle köylünün hayvanlarını kesime götürmesidir. 2020 yılı et ve süt yemi üretim miktarı bir önceki yıla göre toplamda yaklaşık 1.4 milyon ton azalmışsa azalan büyükbaş hayvan varlığı nedeniyle yemin de az üretildiği sonucu çıkmaktadır. Çiğ süt üreticisi köylüler süt priminin zamanında ödenmesini, çiğ süt fiyatının artırılmasını ve yem desteği istiyor. Bunu Tarım Bakanı duymadığı için üretici, gözünden sakınarak beslediği hayvanlarını kesime götürüyor.

Sulama suyunun, sulamada kullanılan elektriğin, tarım ilaçlarının fiyatlarının artışı karşısında üretici köylüler güçsüz ve çaresiz. Üretici köylülerin borçlanarak bile ödeyemediği girdi maliyetleri karşısında pek çok ilde sulamada kullandıkları elektrik hem DEDAŞ tarafından kesilirken hem de bu borç nedeniyle alacağı tarım desteğine bile el konulmakta. Köylü yem desteği, sulama suyu ve sulamada kullanılan elektrik fiyatlarının düşürülmesini isterken Tarım Bakanı, tarlasında elektriği kesilerek ürünü susuz kalan köylünün feryadını duymuyor.

AKP il kongreleri olanca kalabalığıyla devam ediyor. Salonlarda toplanan binlerce kişinin, salgını takmadan bitişik nizam bağırışlı çağırışlı, haykırışları devam ederken lokanta ve restoranların kapalı olmasına isyan eden soğan ve patates üreticileri “Ürünün yüzde 20’si çürüdü, perişan olduk” diyorlar. Üretici köylü 90 kuruşa mal ettiği soğanı 70 kuruşa sattı. Patatesin maliyetinin 1 lira olduğunu ama 40-50 kuruşa patates sattıklarını söyleyen Niğdeli patates üreticileri, “Ya bu işlerle ilgisi yok ya da bıraksın, battık kardeşim” diyerek Tarım Bakanına tepki gösteriyor.

İCRALIK ÇİFTÇİYİ BAKAN DUYMUYOR

Tarım kredi borçları nedeniyle icralık olan ve traktörü, hayvanı, malı mülkü elinden alınan çiftçi 2 aydır daha yüksek sesle Tarım Bakanına sesleniyor. Tarım Bakanı duymadığı gibi ülkenin dört bir yanından, Bakanlık önüne kadar gelen köylüyü muhatap bile almıyor. Malı mülkü haczedilen köylü “Gidelim Mecliste derdimizi anlatalım” diye Ankara yollarına düştüğünde kimisini Güvenpark’tan öteye geçirmezken, kimisini de geldikleri otobüse geri bindirerek Kırıkkale’ye kadar eskort eşliğinde Ankara’dan atıyorlar. Malatya’da tütün üreticisi, Ziraat Bankasına olan borçları nedeniyle kendini yakmaya çalışıyor ama Bakanın umrunda değil. Çiftçi borçları üzün süredir gündemde olmasına, çiftçi borçları ertelensin faizler silinsin diye tarımla ilgili kuruluşlardan, gazetecisinden, siyasetçisine kadar pek çok kesim tarafından dile getirilmesine rağmen tarım kredi kooperatifleri “Takibe düşen borçlu sayısı az, yapılandırmaya gerek yok” diyerek yükselen feryadı duymuyor. Köylülerin haciz ve intihar kıskacındaki yaşamlarını görmezden gelen Tarım Bakanı da çözüm üretmek yerine “Bıkmadan, usanmadan ekip biçen” köylüleri övüyor ve teşekkür diyor.

Tarım Bakanının, ülke tarımının ihtiyacı ve üretici köylülerin istekleri karşısında kör sağır ve dilsiz olması bilinçli bir tercihtir.  Yapılması gerekeni yapmak yerine ülke çiftçisine yönelik hoş bir seda bile olmayan övgüleri, hepimizin aklına Vizontele filmindeki o bilindik repliği getiriyor “Beni methetme kardeşim, bana paramı ver.”

ÖNCEKİ HABER

Hayatın içinde, çemberin dışında

SONRAKİ HABER

Fransa AB üyesi olmayan ülkelerden gelenlere sınırlarını kapattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa