31 Ocak 2021 06:25

Kocaeli'de demokratik ve özerk üniversite mücadelesi konuşuldu

Kocaeli Emek Gençliğinin Doç. Dr. Aslı Kayhan ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin katılımıyla düzenlediği online etkinlikte demokratik ve özerk üniversite mücadelesi tartışıldı.

Fotoğraf: Emek Gençliği

Paylaş

Kocaeli Emek Gençliğinin düzenlediği online etkinlikte, Boğaziçi Üniversitesine atanan "kayyum rektör"le başlayan demokratik ve özerk üniversite mücadelesi tartışıldı.

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden Ekinsu Devrim Danış ve Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Kayhan'ın konuşmacı olduğu etkinlikte üniversitelerin güncel durumu, demokratik ve özerk üniversite talebi konuşuldu.

12 Eylül'den sonra Boğaziçi Üniversitesine kurum dışı ilk rektör atamasının Melih Bulu olduğunu hatırlatan Ekinsu Devrim Danış, "Bu sadece demokratik ve özerk üniversiteye vurulan bir darbe olmakla kalmadığı gibi aynı zamanda Boğaziçi'nin kendi iç işleyişine de aykırı bir tutumdu. Kararı öğrendikten sonra bir şeyler yapmalıyız fikri ile hareket ettik. Online toplantılar ve forumlar yapıldı, binlerce kişi katıldı ve burada aslında mücadelenin ilk tohumları atıldı. Alınan kararlar sonucunda Boğaziçi Üniversitesi bileşenleriyle, kayyum rektöre geçit vermemek adına eylemlere başlandı" dedi

Öğrenci ve diğer bileşenlerin direnişinin kriminalize edilmeye çalışıldığını ifade eden Danış, "Başka üniversitelerden destek için gelen arkadaşlarımızı hedef göstererek bunu yapmaya çalışıyorlar. Meselenin sadece kayyum ataması olmadığının farkında aslında gençlik" ifadelerini kullandı.

"DEMOKRASİNİN HAKİM OLDUĞU BİR ÜNİVERSİTE"

Evrensel'de yayımlanan Ford işçinin mektundaki dayanışma çağrısını hatırlatan danış, "Evrensel Gazetesinde bir metal işçisinin mektubunu okumuştum. İşçiler de Boğaziçi öğrencilerinin haklı davalarında onların yanlarında olduklarını gösteriyorlar. Tek adam rejimi işçilerin grevini yasaklıyor, öğrencilerin üniversitelerde özgürce eğitim alma hakkına karşı anti demokratik kararlar alıyor, bu da işçi ve öğrenci kesimlerini bir araya getiriyor" dedi.

Boğaziçi Üniversitesindeki forumların ve öğrencilerin üniversite işleyişinde söz sahibi olma deneyiminin, gençlik mücadelesine ışık tutacağını söyleyen Danış, "Üniversite bileşenlerini tümüyle yok sayan bu anlayışa karşı öğrenciler bugün sınıflarında ve fakültelerinde sorunlarını tartışmalı ve konuşmalı. Sınıflardan, fakültelerden öğrencilerin oluşturduğu komiteler veya kurumlar kurulmalı, burada alınan kararlar üniversite bileşenleriyle birlikte uygulanmalı. Yani öğrencilerin yok sayıldığı değil, iç işleyişin ve demokrasinin hakim olduğu bir üniversite modeli ortaya çıkmalı" diye konuştu.

"AKP KAYYUMLARININ PROFİLİ"

Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aslı Kayhan ise üniversitelerin piyasa ve siyasal iktidara göre düzenlendiğine dikkat çekti.

Özellikle 2006 ve 2008'den sonra üniversitelerin sermayenin ve piyasanın ihtiyacı doğrultusunda kullanılmaya başlanıldığını aktaran Kayhan, "Bunun getirisi olarak da, özel üniversiteler aracılığıyla öğrenci-müşteri ilişkisi üniversitelerde baş göstermeye başladı. 15 Temmuz sonrası OHAL süreciyle başlayan ve özellikle Barış İmzacısı Akademisyenlerin de tasfiyesiyle bu süreç hızlandı" dedi.

Özerk ve demokratik üniversitenin, bütün vesayetlerden arındırılmış bir üniversite modeli olduğunu belirten Kayhan, "İnsan ve doğa yararına üretken bir üniversite için gerekli olan ana zemini söylüyoruz aslında, özerk ve demokratik derken. Özerklik neyden özerklik aslında? Bir siyasi tasarruftan özerk olmak. Yani devletten, mevcut kapitalist devletten özerk olmak. Ancak böyle olursa insan ve doğa adına bilgiyi üretiriz" dedi.

Üniversitelere siyasal iktidara doğrudan bağlı, kendini siyasi iradenin bir öznesi olarak gören kadroların atandığını belirten Kayhan, "Tamamıyla siyasi iktidarın gölgesine sığınan ve gittiği yerde demokratik, özerk işleyişi yok eden bir kadrolaşma ile üniversiteler yönetiliyor. Boğaziçi Üniversitesine atanan rektör bugün tam anlamıyla AKP kayyumlarının profilini çiziyor. Eskiden yarı demokratik bir seçim anlayışı varken bugün gelinen noktada doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanan bir modele geçildi. Bunun sonucunda da mevcut iktidara bağlılığını dile getirmekten çekinmeyen, üniversiteyi değil iktidarın politikalarını savunan rektörler her yerde mevcut olmaya başladı" diye konuştu.

"ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ESAS ALINMALI"

Etkinlikte söz alan öğrenciler de demokratik ve özerk üniversitenin kurumsallaşması için örgütlü mücadeleye çağrı yaptı. Söz alan bir öğrenci, "Boğaziçi öğrencilerinin mücadelesinin tüm üniversite gençliği için önemli. Buradan çıkarılması gereken sonuç ise tek adam ve siyasal iktidarın üniversiteleri kendi kamplarına çevirmesine karşı, öğrencilerin fakültelerinde konseyler ya da komiteler oluşturup üniversite içindeki işleyişte karar alma mekanizmasında olması gerektiğidir. Demokratik ve özerk üniversitenin tüm bileşenleri ile hayat bulması için örgütlü mücadelenin esas alınmasını gerekir" ifadelerini kullandı. (Kocaeli/EVRENSEL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Prof. Dr. Ertuğrul: Pandeminin üçüncü dalgasına doğru gidiyoruz

SONRAKİ HABER

AYM'den polisin açtığı ateş sonucu yaralan Sibel Çapraz hakkında ihlal kararı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa