Sürecin şeffaf yönetilmemesi aşı karşıtlığını besliyor!

Büşra ÇELİK

Avcılar Evrim Atölyesi

Bilim düşmanlığı tarih boyunca pek çok ölüme sebep olmuşsa da bunun en şiddetli etkilerini globalleşen dünyada, bilgi kirliliğinin pençesinde görmekteyiz. Koronavirüs pandemisinde iyice tehlikeli bir hal alan aşı karşıtlığı ve komplo teorileri milyonlarca insanın hayatını tehlikeye atmakta. Halkın bu konuda bilinçlendirilmesinin, devletin aşıyla ilgili politikalarının tutarlılığı ve yürütülen sürecin şeffaflığının gerekliliği bu noktada üstünde durulması gereken elzem noktalar. Peki ama gençler olarak bu konuda biz neler yapabiliriz?

HEPİMİZ SÜRECİN BİR PARÇASIYIZ!

Spekülatif haberlerin yoğunluğundan neye inanıp neye inanmayacağını bilemeyen, kafası karışmış, kendisi ve yakınları için en iyisini isteyen insanlara keskin ve yargılayıcı bir takım söylemlerde bulunmak kimseyi ikna etmeyeceği gibi kutuplaşmaya da neden olacaktır. Aynı şekilde “Ne halleri varsa görsünler!” tutumu da bizi bir yere götürmeyeceğinden, anlayışlı olup hepimizin sürecin bir parçası olduğumuzu göz önünde bulundurmak gerekiyor. Sürecin genel anlamda perde arkasından işlemesinden kaynaklanan tedirginlik, safsatalarla bezenmiş komplo teorileri, yokluğunun sonuçlarını pandemi döneminde çok daha acıklı bir senaryoyla gördüğümüz eğitim sistemi durumu zorlaştırsa da kendi çevremizden başlayarak süreci ve aşının ne olduğunu izah etmeye çalışmak, hepimizin yapabileceği en temel ve mühim nokta.

Toplumsal bağışıklık için tek çözüm aşı. Sayısının oldukça yetersiz olduğunu bildiğimiz aşı siparişleri halk arasında daha fazla kafa karışıklığı yaratmakta. İkinci parti aşıların ne zaman geleceğinin belirsiz olması ise süreci iyice karamsar kılıyor. Toplumdaki tüm bu karamsarlık ve karasızlığın tek panzehiri ise devletin karonavirüs sürecini şeffaf ilerletmesi.