01 Şubat 2021 04:24
Son Güncellenme Tarihi: 01 Şubat 2021 15:18

Myanmar'da darbe: Ordu yönetime el koydu, OHAL ilan etti

Myanmar ordusu darbe yaparak ülke yönetimine el koydu. Devlet Başkanı Win Myint ile ülkenin fiili lideri Aung San Suu Çii gözaltına alındı. OHAL ilan edildi.

Fotoğraf: LYNN BO BO/EPA/AA

Paylaş

Myanmar ordusu darbe yaparak ülke yönetimine el koydu. Devlet Başkanı Win Myint ile ülkenin fiili lideri Devlet Konseyi Başkanı Aung San Suu Çii gözaltına alındı. OHAL ilan edildiğini açıklayan ordu, Myanmar'ın bir seneliğine askeri yönetimle idare edileceğini duyurdu. Darbeye Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'nin yanı sıra birçok ülkeden tepki geldi. Ordunun darbe gerekçesi ise Kasım 2020 genel seçimlerinde hükümetin “hile” yaptığı iddiası. Ordu ile mevcut hükümet arasında yaklaşık iktidar krizi yaşanıyordu.

Myanmar ordusu, ülkedeki Müslüman azınlık Rohingyalara (Arakanlılar) yönelik katliamlarıyla tanınıyor. BM, yüz binlerce Rohingya’nın da Bangladeş’e göç ettiği süreci “soykırım” olarak nitelendirmişti. Ülkenin fiili lideri olan ve Nobel Barış Ödülü Sahibi Aung San Suu Çii de katliamlardaki rolü nedeniyle uluslararası tepkilerin hedefindeydi ve ordunun “suç ortağı” olarak eleştiriliyordu.

ORDUNUN DESTEKLEĞİDİ PARTİ SEÇİMİ KAYBETTİ

8 Kasım 2020 seçimlerinin sonuçlarıyla ilgili ordu ile sivil iktidar arasında siyasi gerginlik bir süredir gündemdeydi. Ana muhalefetteki Birlik İçin Dayanışma ve Kalkınma Partisini (USDP) desteklediği belirtilen ordu, USDP’nin seçimleri kaybetmesi ve hükümetteki Ulusal Demokrasi Birliğinin (NLD) iktidarını güçlendirmesi karşısında “seçimlerde hile” olduğu gerekçesiyle hükümetle karşı karşıya geldi. Myanmar hile olduğu gerekçesiyle hükümetin yeni parlamentoyu toplamasını engellemeye çalışıyordu. Parlamentonun dün açılması bekleniyordu.

Dün gece ise Myanmar ordusunun yayın organından yapılan açıklamada, ülke idaresinin artık Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing’in elinde olduğu duyuruldu. Ülkede olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini açıklayan ordu, Myanmar’ın bir seneliğine askeri yönetimle idare edileceğini bildirdi.

İktidardaki NLD Partisinin Sözcüsü Myo Nyunt, partinin diğer yöneticilerinin de gözaltına alındığını açıkladı. 14 bölgedeki bölge bakanlarının aileleri de bakanların askerler tarafından evlerinden alındığını bildirdi.

Ordudan yapılan açıklamada, Suu Çii ve diğer siyasi liderlerin, “seçim hilesine yanıt” olarak gözaltına alındığı söylendi.

Basına yansıyan bilgilere göre başkent Nepido ve Yangon kentinde askerler sokaklara indi, Nepido’da telefon ve internet hatları kesildi.

İKTİDAR PARTİSİNDEN HALKA ÇAĞRI

İktidar partisi halka, darbeye karşı çıkma ve askeri diktatörlüğe dönülmesine izin vermeme çağrısında bulundu.

Ang San Suu Kyi’nin başkanlığını yaptığı NLD’nin Facebook sayfasında yayımlanan açıklamada, ordunun eyleminin gayrimeşru olduğu, anayasayı ve halkın iradesini yok saydığı belirtildi. Açıklamada, halka, darbeye karşı çıkma ve askeri diktatörlüğe dönülmesine izin vermeme çağrısı yapıldı. Myanmar parlamentosunun dün açılması bekleniyordu.

Güneydoğu Asya ülkesi Myanmar’da, bağımsızlığın kazanıldığı 1948’den bu yana üçüncü kez askeri darbe yaşanıyor.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER VE AVRUPA BİRLİĞİ KINADI

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Myanmar'da ordunun yönetime el koymasını ve sivil hükümet yetkililerini tutuklamasını kınadı.

Guterres, sözcüsü Stephane Dujarric aracılığıyla yaptığı açıklamada, Myanmar'da ordunun tüm yasama, yürütme ve yargı yetkilerine el koymasından derin endişe duyduğunu belitti.

"Bu gelişmelerin Myanmar'daki demokratik reformlara ciddi bir darbe vurduğunu" ifade eden Guterres, Win Myint ile Aung San Suu Çii'nin ordu tarafından gözaltına alınmasını güçlü bir şekilde kınadı.

Myanmar ordusuna 8 Kasım 2020'de yapılan seçimin sonuçlarına ve demokratik normlara saygı duyması çağrısı yapan Guterres, görüş ayrılıklarının barışçıl yollarla, şiddetten kaçınılarak, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı çerçevesinde çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Avrupa Birliği de Myanmar'daki askeri darbeyi şiddetle kınayarak gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istedi.

"ORDU GENERALLERİNE YAPTIRIM" ÇAĞRISI

Burma İnsan Hakları Ağı (BHRN) İcra Direktörü Kyaw Win, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Myanmar Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing’in zorunlu emeklilik döneminin yaklaştığı için baskı altında olduğunu söyleyerek, Hlaing’in aynı zamanda Rohingyalara yönelik soykırım olarak nitelendirilmesi gereken suçlardan dolayı eleştirildiğini anımsattı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi kapsamında Myanmar ordusuna yönelik soykırım iddialarına ilişkin yürütülen soruşturmanın temel odak noktalarından birinin Genelkurmay Başkanı Hlaing ile diğer önde gelen askeri liderler olduğunu ifade eden Win, söz konusu kişilerin “Hesap vermesi” için baskının artacağını vurguladı. Win, askeri darbenin ülkedeki Müslümanlar üzerinde olası etkisine ilişkin ise “Arakanlılar (Rohingyalar) için sivil hükümet de ordu da eşit derecede zararlı olmuştur” dedi. Win, “Uluslararası toplum ‘yeter artık’ demeli ve ordu generallerine yönelik ağır yaptırımlar uygulamalı” çağrısında bulundu.

Avrupa’daki Özgür Rohingya Koalisyonu Kurucu Ortağı Nay San Lwin ise 8 Kasım 2020 seçimlerini ordunun desteklediği USDP'nin kaybetmesinin ardından, bir askeri darbe olabileceğini düşündüklerini söyledi. Lwin, “Ordunun kolay kolay pes edeceğini düşünmüyorum. Askeri diktatörlük Myanmar’a geri döndü” ifadesini kullandı. Lwin, ayrıca, “Ülke sivil hükümet tarafından yönetilmeli ancak söz konusu hükümet çoğunluğu memnun ederek azınlığı bastıran politikalardan vazgeçmeli” dedi.

ABD: GERİ ADIM ATILMAZSA SORUMLULARA KARŞI ADIM ATACAĞIZ

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki, ABD'nin Myanmar'daki darbe sürecinden endişe duyduğunu ve "Myanmar'ın demokratik kurumları güçlü bir şekilde desteklemeye devam ettiğini" açıkladı.

Sözcü Jen Psaki, "ABD, Myanmar ordusunun, Devlet Konseyi Başkanı ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii ile diğer sivil yetkilileri gözaltına alması dahil ülkedeki demokratik geçiş sürecinin altını oymak üzere attığı adımlardan endişe duyuyor" dedi.

ABD Başkanı Joe Biden'ın Myanmar'daki darbeye ilişkin Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'dan bilgi aldığını belirten Psaki, "Myanmar'ın demokratik kurumlarına desteğimizi sürdürüyor, bölgesel ortaklarımızla koordinasyon içerisinde orduya ve diğer tüm taraflara demokratik normlara ve hukuk devleti esaslarına uymaları ve gözaltına alınanların bugün serbest bırakılması çağırısında bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

ABD'nin Myanmar'daki seçim sonuçlarını değiştirmeye veya ülkenin demokratik geçiş sürecini engellemeye yönelik tüm girişimlere karşı olduğunu kaydeden Psaki, "Bu adımlar geri atılmazsa ABD, sorumlulara karşı adım atacak" açıklamasında bulundu.

AVUSTRALYA: ORDUYU HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE SAYGI DUYMAYA VE GÖZALTINA ALINANLARI SERBEST BIRAKMAYA ÇAĞIRIYORUZ

Avustralya Dışişleri Bakanı Marise Payne, Win Myint ile Aung San Suu Çii'nin gözaltına alınmasından endişe duyduklarını söyledi.

Payne, Bakanlığın resmi sayfasından yaptığı yazılı açıklamada, Myanmar ordusunun bir kez daha Myanmar'ın kontrolünü ele geçirmeye çalıştığını belirterek gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını istedi.

Payne, ‘‘Orduyu hukukun üstünlüğüne saygı göstermeye, uyuşmazlıkları yasal mekanizmalarla çözmeye, tüm sivil liderleri ve yasa dışı bir şekilde gözaltına alınan diğerlerini derhal serbest bırakmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

JAPONYA: SORUNUN DEMOKRASİ ÇERÇEVESİNDE ÇÖZÜLMESİNİN ÖNEMLİ OLDUĞUNA İNANIYORUZ

Japonya'dan ilk açıklama Kabine Baş Sekreteri Kato Katsunobu'dan geldi.  Katsunobu, düzenlediği basın toplantısında, Myanmar’da ülke yöneticilerinin gözaltına alınmasına tepki göstererek "demokrasi" çağrısı yaptı.

Kato, "Japonya, sorunun demokrasi çerçevesinde ve diyalog yoluyla barışçıl şekilde ilgili taraflarca çözülmesinin önemli olduğuna inanıyor" dedi.

Kato, Myanmar'daki Japon vatandaşlarının güvenliğinin sağlanması için hükümetin her türlü çabayı sarf edeceğini belirtti.

YENİ ZELANDA: SİVİL YÖNETİME HIZLI BİR DÖNÜŞ ÇAĞRISINDA BULUNUYORUZ

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Nanaia Mahuta, yaşananlardan derin endişe duyduklarını açıkladı.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Bakan Mahuta, "Bir seçim yapıldı ve halkın demokratik iradesine saygı duyulmalı. Myanmar'ın demokratik kurumlarına ve hukukun üstünlüğüne desteğimizi teyit ediyoruz" ifadesini kullandı.

Myanmar'daki gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceklerinin altını çizen Mahuta, "Devlet Başkanı Win Myint ile Devlet Konseyi Başkanı ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii de dahil olmak üzere, gözaltına alınan tüm siyasi aktörlerin serbest bırakılması ve sivil yönetime hızlı bir dönüş çağrısında bulunuyoruz" dedi.

HİNDİSTAN: HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VE DEMOKRATİK GEÇİŞ SAVUNULMALIDIR

Hindistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise Myanmar'daki gelişmelerin derin endişeyle takip edildiği vurgulanarak, "Hindistan, Myanmar'da demokratik geçiş sürecini desteklemekte daima kararlıdır. Hukukun üstünlüğü ve demokratik geçiş savunulmalıdır" denildi.

SİNGAPUR: TARAFLARA İTİDALİN KORUNMASI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUZ

Singapur Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da Myanmar'daki son durumun "büyük kaygıyla" ve yakından izlendiğine dikkat çekilerek, "Tüm taraflara itidalin korunması, diyaloğun sürdürülmesi, olumlu ve barışçıl sonuca doğru çaba gösterilmesi çağrısında bulunuyoruz" ifadelerine yer verildi.

TÜRKİYE: SEÇİLMİŞ LİDERLERİN VE DEMOKRATİK KURUMLARIN ÖNÜNE KONULAN ENGELLER SÜRATLE KALDIRILSIN

Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada da "Myanmar Silahlı Kuvvetlerinin bugün yönetime el koymasını derin endişeyle karşılıyor ve şiddetle kınıyoruz. Türkiye her türlü darbeye ve askeri müdahaleye karşıdır. Gözaltına alındığı bildirilen tüm seçilmiş liderlerin, siyasi şahsiyetlerin ve sivillerin derhal serbest bırakılmalarını bekliyoruz. Myanmar’da halkın serbest iradesiyle oluşan yeni Parlamentonun en kısa sürede toplanması, seçilmiş liderlerin ve demokratik kurumların önüne konulan engellerin süratle kaldırılması çağrısında bulunuyoruz. Bu vahim gelişmenin Myanmar’da ağır şartlar altında yaşayan Rohinga Müslümanlarının durumunu daha da kötüleştirmemesini temenni ediyoruz" denildi.

Öte yandan Türkiye'nin Nepido Büyükelçiliği, Myanmar'da yaşayan Türk vatandaşlarına zorunlu olmadıkça sokağa çıkmama ve seyahat etmeme uyarısında bulundu.

AUNG SAN SUU Çİİ KİMDİR?

Myanmar’ın bağımsızlık mücadelesine liderlik eden General Aung San’ın kızı olan Aung San Suu Çii, henüz 2 yaşındayken babasını suikast sonucu kaybetti. Suu Çii Myanmar’ı yöneten askeri güçlerin otoriter yönetimini eleştiren bir “insan hakları aktivisti” olarak tanındı. 1991 yılında ev hapsindeyken Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. 15 yıl boyunca tutuklu kaldı. Kasım 2015’te başkanı olduğu NLD ile Myanmar’ın 25 yıl sonra yapılan ilk serbest seçimini kazandı.

Ancak Myanmar anayasası, çocukları başka ülkelerin vatandaşları olması nedeniyle Suu Çii’nin resmen başkan olmasına engel olduğu için Suu Çii, ülkenin fiili lideri konumunda bulunuyordu.

2017: MÜSLÜMANLARA SALDIRILAR

Myanmar ordusunun 2017’de bir karakola yönelik saldırı gerekçesiyle Arakan/Rohingya eyaletinde yaşayan Müslümanlara yönelik saldırıları nedeniyle büyük tepki çeken Suu Çii, kazandığı uluslararası prestiji kaybetti. Askeri operasyon boyunca yaşanan ölümler ve toplu tecavüzlerin “soykırım amacı taşıdığını” açıklayan Birleşmiş Milletler, Suu Çii'yi “suç ortağı” olarak tanımlıyor.

Öte yandan saldırılar nedeniyle Bangladeş’e kaçan 700 binden fazla Müslüman, ülkelerine geri dönemedi.

2018 yılında Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Aung San Suu Çii’ye verdiği Vicdan Elçisi Ödülü’nü geri çektiklerini açıkladı.

Suu Çii ise ülkesinde Müslümanlara etnik temizlik uygulanmadığını savunuyor.

LAHEY’DEKİ MYANMAR DAVASI NE OLDU?

Gambiya’nın başvurusuyla ve soykırım suçlamasıyla ilgili Hollanda’nın başkenti Lahey’de bulunan Uluslararası Adalet Divanında açılan dava 10 Aralık 2019’da başladı. Davada Myanmar adına savunmayı da Suu Çii yaptı.

Ocak 2020’da mahkemeden çıkan hüküm ise bir ara karar niteliğinde oldu. Uluslararası Adalet Divanı, Rohingyaların korunması için Myanmar yönetiminin gerekli önlemleri hızla almaya yükümlü olduğuna hükmetti. Yöneltilen suçlamalarla ilgili ana bir davanın açılıp açılmayacağı ise belirsiz bırakıldı. (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

İçişleri Bakanlığı: Kısıtlamaya uymayan 31 bin 69 kişiye işlem yapıldı

SONRAKİ HABER

Avrasya Tüneli'nde geçişler yüzde 26 zamlandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa