Bir direniştir yaşamak!
"Bekliyorum o günü, gururlanacağımız o zafer gününü... Biliyorduk, umutlarımızın yeşerdiği aydınlık günlerin yakında olduğunu..."
Fotoğraf: Evrensel
Semiha AYGÜL
Kocaeli
Birlikteliğimizin 5. yılı… Mücadelemizin, hayat kavgamızın, yaşama direncimizin de...
Babalarımızdan, dedelerimizin anlatmasından duyardık “grev”i, bilmezdik anlamazdık neydi “grev”, “Kavel”... “Bir ateş yanıyordu, etrafı insanlar dolu hep birlikteler kenetlenmişlerdi” derdi dedem... Hayat zordu ama umutluyduk. Çünkü ülke kaderinde büyük bir adımdı “Kavel grevi”... “Herkese her şeye rağmen ateş yanmış, zor günler başlamış, tek dostumuz ise işçi sınıfımız ve ailemizdi... Engel çoktu. Polis, devlet, patronlar birdi; nefesimizi kesmek için direncimizi kırmak için...” demişti dedem…
“Kavel büyüktü, biz büyüktük, biz kazanacaktık” dedi dede.
Ve sustu, gözleri doldu, nutku tutuldu... Sarılıp ona kucakladım... Aradan uzun uzun yıllar geçti dedem kazanmıştı. Ben de kazanmıştım ama ben neyi kazanmıştım bilmiyordum... Dedelerimizin yaktığı ateşi bir gün eşimin de yakacağından habersizdim ve o gün yakında gelecekti... Bir gün duydum telefon görüşmesinde “grev”i, ürktüm ve korktum. Evet, korktum ama hiç belli etmedim ki, umudu, umudumuz kırılmasın dedelerimizin, babalarımızın kazandığı davayı kaybetmek korkusu yaşanmasın diye...
Ve o gün gelmişti “grev” kararını sendika ile beraber asmışlardı…
Grev gününü beklemeye başlamıştık... Bu hayatımızda ilk deneyimdi. Neydi, nasıldı bilmiyorduk ama hazırdı, hazırdım... Ve 40 gün olmuştu, grev başlayalı her yerde onlar vardı, Baldur işçileri… Şehrimde, ülkede herkes “Baldur grev’e çıktı” diyordu. Duyuyordum, hem ürküyordum hem de gurur duyuyordum...
Bekliyorum o günü, gururlanacağımız o zafer gününü... Hayatımız zorlaşmıştı ama umutlarımız vardı bizi ayakta tutan, dostları -bir kere sıkı sıkıya tutunduğu- ve ümitleri vardı hepsinin... İs kokusu sarıyordu evi her eve gelişinde… Üşümüş, yorgun ama ayaktaydı, yıkılmamıştı... Dedem kokuyordu, babam kokuyordu eve her gelişlerinde ve onur duyuyordum. Onunla benim içindi mücadelesi biliyordum… Ahmet, Mehmet, Ayşe, Veli içindi mücadelesi... Şimdi daha iyi anlamıştım dedemi ve “grev”i... Biliyorduk, umutlarımızın yeşerdiği aydınlık günlerin yakında olduğunu...