Kapalı kutulara bir yenisi daha: Kadın Üniversiteleri
“Kadın Üniversiteleri” adlı yeni bir kapalı kutu çalıyor kapımızı ama biz o kapıyı açmak istemiyoruz, biz hayatın içinde olmak, hayatı olduğu gibi yaşamak istiyoruz.
İllüstrasyon: Freepik
Zeynep AKYÜZ
ODTÜ
“Eğer bir kadından, dizleri birbirini öpecek şekilde oturan bir hanımefendi olması beklenirse, eğer kaba dille konuşulduğunda bayılacak bir şekilde yetiştirildiyse, hiçbir zaman pastörize süt dışında bir şey içmesine izin verilmediyse… O zaman, özgür bırakıldığında dikkatli olun!” En sevdiğim yazarlardan biri olan Clarissa Pinkola Estes’in Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabından bir alıntıyla başlamak istedim mektubuma ve söylemek istediğim her şeyin tercümesini bulmuş gibiyim bu cümlede. Kadınların yüzyıllardır içinde yaşamaya mecbur bırakıldığı kapalı bir kutu var, bizi dışarıda insanların içinde gördüğünüzde bile hepimiz kendi hayali kapalı kutumuzun içindeydik, o kapalı kutular bazen toplum baskısı, bazen dört duvar, bazen iki cümle, bazen de bir bakış ama genellikle çok daha fazlası. Bu kutuyu ellerimizle parçalamaya çalışıyoruz, hatta çoğu zaman içinden çıkmak için kendimizi feda ediyoruz, bu çabamız neden yok sayılıyor? Böyle bir çabamız yokmuşçasına neden hala o kapalı kutu olmasa da yeni kapalı kutular bulunup içinde yaşamaya mecbur bırakılmaya çalışıyoruz? Bu durumun illaki uç bir dramatiklikte örnekleri olması gerekmemeli sesimizin duyulması için, günlük yaşamımız zaten yeterince dramatik bir kapalı kutu. Bu kapalı kutunun adını, meşrulaştırma düşüncesiyle, “pozitif ayrımcılık” koyuyorlar bazen de ama biz bunu da istemiyoruz ve bunun pozitif ayrımcılık olduğuna inancımız da asla yok. Hayata hazır olabilmemiz için pastörize süt dışında bir şeyler de içmemiz gerektiği, hanımefendi olmak istemiyorsak olmama lüksümüzün olduğu, istediğimiz kabalıkta kelimeleri kullanma özgürlüğüne sahip olduğumuz sokaklar içinde yürümek istiyoruz ve günümüzde bu isteklerimiz her zaman olduğu gibi yine hiçe sayılıp sanki bir lütufmuş gibi “Kadın Üniversiteleri” adlı yeni bir kapalı kutu çalıyor kapımızı. Ama biz o kapıyı açmak istemiyoruz, biz hayatın içinde olmak, hayatı olduğu gibi yaşamak istiyoruz. Lütfen artık yeni kapalı kutular istemediğimizi anlayın.