Türkiye Ziraatçılar Derneği: Çiftçiye acil yardım paketi hazırlanmalı
TZD Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, temel tarım ürünlerinden hububat üretimi açısından son derece kritik bir dönemden geçildiğini belirterek, "acil yardım paketi hazırlanmalı" dedi.
Arşiv | Fotoğraf: MA
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, temel tarım ürünlerinden hububat üretimi açısından son derece kritik bir dönemden geçildiğini belirterek, "konjonktürel" müdahalelerin tek başına çözüm getirmeyeceği ve sorunu bir bütün olarak ele alınarak ilk olarak acil bir "yardım paketi" hazırlamak gerektiğini vurguladı.
Paylaştığı yazılı açıklamasında gübre fiyatlarındaki artış nedeniyle üreticinin tarlasına yeterli gübre atamadığını belirten Demirtaş, son bir yılda ÜRE gübresinde yüzde 82, sülfat fiyatlarında yüzde 74, DAP gübresinde yüzde 87, taban gübrelerinde ise yüzde 53-55 oranında fiyat artışı olduğunu kaydetti. Üretimin yetersizliği kadar gübreye verilen desteğin yetersizliğinin de önemli bir sorun olduğunu ifade eden Demirtaş, 2016 yılında gübre ve mazot desteğinin birleştirildiğini, 2017'de gübre desteğinin dekar başına 4 lira olarak sabitlendiğini söyledi. Oysa 2015 üretim yılında çiftçi, gübre desteği olarak hububat, yem bitkileri, baklagiller, yumrulu bitkiler, sebze ve meyve alanları için dekara 6 lira 60 kuruş, yağlı tohum ve endüstri bitkilerinde ise dekara 8 lira 25 kuruş destek aldığını hatırlatan Demirtaş, “2020 ürünü için buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale için gübre desteği dekar başına 8 liraya yükseltildi; ancak bu miktar fiyat artışları karşısında yetersiz kaldı” dedi.
"ÖZELLEŞTİRMELER SONUCUNDA GÜBRE FİYATLARI ARTTI"
Mazota verilen desteğin de mazot fiyatlarındaki artışın çok gerisinde olduğunu anlatan Demirtaş, “Tarımsal girdilerin fiyatlarındaki genel artış oranı genel enflasyonun çok üzerinde seyrediyor. Bu durum geçtiğimiz yıl yaşanan ekonomik sıkıntılar dolayısıyla döviz fiyatlarında yaşanan artışla yakından ilişkili. Gübre üretiminde ağırlıklı olarak ithalata bağımlı bir ülkeyiz. Kimyasal gübre, Türkiye'nin dış ticarette en çok açık verdiği ürünler arasında. Gübre fiyatlarının artmasında rol oynayan bir diğer etken de Türkiye'de devlet mülkiyetinde olan gübre fabrikalarının özelleştirmeler yoluyla satılması ve kapatılması. Özelleştirmeler öncesinde ülkemizin toplam 5,8 milyon ton olan üretim kapasitesinin yüzde 42’si kamu, yüzde 58’i özel sektör kuruluşlarına elindeydi. Bir kamu kuruluşu olan TÜGSAŞ yüzde 29’luk payıyla sektörün başat üreticisiydi ve fiyatların belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktaydı. 2004-2005 yılları arasında bu kuruma ait işletmeler satıldı ve kurum tasfiye edildi” dedi.
"BORÇLANAN ÇİFTÇİLER BİRBİRLERİNE KEFİL OLARAK HACİZ TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYA KALDI"
Ayrıca Ekim ayında toprağa atılan buğday, arpa ve diğer hububat ürünlerinin tohumlarının Kasım, Aralık ve Ocak aylarında yeteri kadar yağış olmadığı için gelişemediğini söyleyen Demirtaş, bu yaşanan olumsuzluklar nedeniyle geçtiğimiz yıllarda yeterli destek alamadığı için kaynak ihtiyacını borçlanarak karşılayan çiftçilerin borçlarını ödemekte zorlandığını dile getirdi. Geciken ödemeler nedeniyle katlanarak artan faiz oranları bir süre sonra altından kalkılamaz hale geldiğini belirten Demirtaş, “Borçlanma sürecinde çiftçilerin birbirlerine ‘müteselsilen’ kefil olmaları nedeniyle bir süre sonra tüm köylü haciz tehdidi ile karşı karşıya kalıyor” dedi.
DESTEK YOKLUĞU VE HACİZ İŞLEMLERİ TARIMSAL ÜRETİME SEKTE VURACAK
Ülkede tarım, girdi ve gıda üretimi açısından sıkıntılar yaşandığını belirten Demirtaş, “Bu dönemde çiftçinin üretim araçlarına, traktörüne, hayvanlarına haciz konulması süreci durdurulmaz ve çiftçi borçlarına acil bir çözüm bulunmazsa, içinde yaşadığımız sorunlar önümüzdeki yıllarda katlanarak artacak ve telafi edilmesi çok zor olacaktır” dedi. Koronavirüs salgınının yarattığı sıkıntılar karşısında açıklanan destek paketlerinden çiftçinin yararlanamadığını ifade eden Demirtaş, “Tarımsal üretimin geçen yıl artması ve tarım sektörünün büyümeye olumlu katkı sağlaması, çiftçinin rahat bir ortamda üretim yaptığı anlamına gelmiyor. Çiftçi, kendisinin ve ailesinin emeğini son zerresine kadar zorlayarak, ihtiyaçlarını kısarak ve borçlanarak üretimi sürdürebiliyor. Üretim araçlarından mahrum kalan bir çiftçinin üretimi ve köyü terk ederek kentlerde yaşam aramaya çıkmaktan başka şansı yoktur. Bu da ülkemizde kentlerde yaşanan işsizlik sıkıntısını artıracaktır” dedi. Tarımın milli ekonominin temeli, çiftçinin de milletin efendisi olduğu söylendiğini belirten Demirtaş, “Bu bir gerçek ise çiftçinin sesine kulak verilmeli ve ekonomiye destek paketlerinde bugüne kadar görmezden gelinen tarım sektörü için acil bir "yardım paketi" hazırlanmalıdır” dedi. (Ankara/EVRENSEL)