2 Şubat 2021 23:00
/
Güncelleme: 23:19

Meslek liseliler çalışmaya devam etti, okul ve patronların kasası doldu

Damla KIRMIZITAŞ
Ankara

Pandemide öğrenciler eve hapsoldu, meslek lisesi öğrencileri ise işyerlerinde asgari ücretin bile altında bir ücretle sömürüye mahkum edildi. Ankara Ulus Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde görevli Eğitim Sen Üyesi Murat Kahraman, meslek lisesi öğrencilerinin ailelerinin ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak için pandemide daha fazla çalışmak zorunda kaldığını söylüyor. Milli Eğitim Bakanlığının da okulları zorladığına dikkat çeken Kahraman, öğrenci ve öğretmenlerin ek gelir için okulda süren üretime katılmak zorunda kaldığını ifade etti.

Pandeminin başlangıcı ilan edilen mart ayından bu yana uzaktan eğitimde öğrenciler derslerini evden takip etmeye çalışırken, meslek liseliler “staj” adı altındaki sömürüyle sokağa sürüldü. İşyerlerinde veya okulda çalışmaya devam eden meslek liseliler, fabrikada çalışmak zorunda kalan işçilerin koşullarından farksız çalıştırıldı; 20 yaş altı için getirilen sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutuldu. Bu süreçte üretimi sürdüren meslek liselerinin döner sermayeleri ise yüzde 100’ün üzerinde artarak 503 milyon 197 bin TL’ye çıktı.

"HASTA OLSAK DA GENCİZ, ATLATIRIZ"

Meslek liselerinde yaşanan sorunlara ilişkin sorularımızı yanıtlayan Ulus Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Öğretmeni Murat Kahraman, 28 Eylül’de stajların durdurulduğunu ancak buna rağmen iş yerlerinin baskısı ile öğrencilerin çalıştırılmaya devam edildiğini vurguladı. Patronların öğrencileri “ucuz iş gücü” nimeti olarak gördüğünü ifade eden Kahraman, “Öğrencilere ödenen paranın üçte ikisini ya da üçte birini devlet yatırıyor. Bu oran işletmede çalışan işçi sayısına göre değişiyor. Staj haftada 3 günken işletmeler öğrencileri hafta sonu da çalışmaya zorluyor. Öğrencilerin birçoğu da gelir seviyesi iyi olmadığı için çalışmak zorunda. Haftanın 6 günü çalışan öğrencilerim var. ‘Hocam paraya ihtiyacımız var, hasta olsak da genciz, kötü atlatmayız’ diyorlar.”

ASGARİ ÜCRETİN ÜÇTE BİRİ

Öğrencilerin asgari ücretin bile altında gerekli önlemler alınmadan çalıştırıldığını söyleyen Kahraman, “Asgari ücretli bir işçinin patrona maliyeti 3 bin 500, 4 bin TL’yi bulurken, öğrencilere verdikleri asgari ücretin üçte biri. Geçen sene 600 TL ödeniyordu. 200 TL’sini zaten devlet ödeyince, patron 400 TL ödemiş oluyor. Eğitim adı altında üretimin her aşamasında kullanılıyorlar” diye anlattı sömürünün boyutunu. Yaşanan geçim sıkıntısı nedeniyle çoğu ailenin de öğrencilerin çalışmasına izin verdiğini ifade eden Kahraman, “İzin vermeyen aileler de ‘Uzaktan eğitim alsın’ diyor. Pratik eğitim veren bir okulun uzaktan eğitime dönmesi ne kadar yararlı oluyor o da ayrı bir dert” dedi.

"ÖĞRENCİLER EĞİTİMDEN UZAKLAŞIYOR"

Uzaktan eğitime katılımın da çok az olduğunu vurgulayan Kahraman, öğrencilerinin yüzde 95’inin derse girmediğini söylüyor. Uzaktan eğitimin meslek liseleri için amacına ulaşmadığını da ifade eden Kahraman, “Meslek lisesi öğrencileri eğitim ortamından uzaklaşıyor. Evde birkaç kişi olduğunda da sınırlı sayıda telefon, tablet ya da bilgisayar olduğu için aralarından bazıları derslere girmekten feragat ediyor” dedi. Derse katılamayan öğrencilerin çalışmaya devam ettiğini belirten Kahraman, “Öğrencilerime ‘Tedbir alınıyor mu’ diye sorduğumda, ‘Ne yapalım hocam, evde boş durmaktansa para kazanıyoruz’ diyorlar. Bazı iş yerleri özendirmek için öğrencileri hafta sonu ya da uzaktan eğitim gününde çalıştırınca 50 lira değil de 150 lira veriyor” dedi.

"ÇOCUK İŞÇİLİĞİ YAYGINLAŞTIRILIYOR"

Meslek liselerinin para kazanma amacıyla üretimi sürdürdüğünü ifade eden Kahraman, “İşten elde edilen kârın yüzde 30’unun öğrencilere dağıtılma zorunluluğu var. Çok yoğun iş alan okullar var. Öğretmenler ve idareciler de para kazanıyor. İdareciler de çalışmaya zorluyor. Çünkü onların kazancı daha fazla. Aylık brüt asgari ücretin 2 katı ücret alabiliyorlar. Ekonomik sorun yaşayan öğretmenler de, Bakanlık, milli eğitim müdürlükleri ise üretim yapılmayan okuldaki idarecilere görev sürenizi uzatmayacağız diyor” dedi.

Evrensel'i Takip Et