Sahi denizci neden yıpranmaz?
Denizciler yıpranma hakkının geri gelmesi için çeşitli yollara 2008 yılından beri başvurmaktadır. Bu hakkın geri gelmesi için tek çözüm birliğimiz olacak.
Piri Reis Üniversitesinden bir öğrenci
İstanbul
Günümüzde her mesleğin kendine göre zorluğu ve tehlikeleri vardır. Denizcilikte ise mesleğin yaşadığı zorluklardan sayabileceğimiz olası korsan saldırısı bulunmaktadır. Bunun için önlem amaçlı geminin etrafı dikenli tellerle çevrilir (korsanların gemiye çıkmasını önlemek amacıyla, tabi bu dikenli telleri korsanlar keski ile kesip aşabilmekte, bu durumu da önlemek amacıyla tazyikli su vurarak korsanları savuşturabiliriz. Tabii ki bir olası silahlı saldırıda, korsanlar işini bilir ise bu gibi önlemler yetersiz kalmaktadır. Bunun için korsanların yoğun olduğu bölgelerde gemilere belli bir ücret karşılığı silahlı, asker kökenli elamanlar alınmaktadır. Durum böyle olunca da korsan saldırı olasılığı bi’ hayli zor ve imkansız hale gelmektedir. Tabi ki gemiye silahlı bir koruma sağlamak maliyetli olmaktadır. Bazı armatörler ise bu masraftan kaçınmak için gemiye koruma almamakta. Yakın zamanlarda yaşadığımız korsan saldırısında* ise tahminlerimce gemi güvenliği sağlanmadı, masraftan kaçınıldı ve korkunç bir sonuç çıkarak 2 çalışan vefat etti ve 15 personel kaçırıldı.
TEK ÇÖZÜM BİRLİĞİMİZ
Bununla birlikte 2008 yılında iptal edilen yıpranma hakkının önemi bir kez daha karşımıza çıktı. Yıpranma hakkı çalıştığınız günlerin daha fazla sayılarak erken emekliliğe neden olan bir haktır. Zor ve yıpratan mesleklere verilir. Denizciler yıpranma hakkının geri gelmesi için çeşitli yollara 2008 yılından beri başvurmaktadır. Anket, dilekçe, sosyal medya gibi. Fakat hiçbiri başarı ile sonuçlanamadı. Ya bizler seslerimizi duyuramadık ya da duymamazlıktan gelindi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan korsan saldırısı sonucu denizcilik sayfalarının çağrısı ile #yıpranmahakkımıgeriver tagiyle Twitter’da gündeme girmeyi başardık. Ve genel olarak denizcilerin yazdığı bir Tweet’i sizinle paylaşmak isterim.
“Korsan tehlikesine maruz kalan, rehin alınan insanlar yıpranır mı hiç? Sularını tanktan içen, haftaca taze meyve/sebze yiyemeyen insan yıpranmaz zaten. Onlarca seyir cihazının yaydığı radyasyon ne yapar ki insana? Ailesinin sevdiklerinin veya bir yakınının doğumunda, vefatında, hastalığında, sevincinde, acısında... hiçbir sevdiğinin hayatında yer alamayan, imkansızlıklar ve mesafelere teslim olmuş insan yıpranmaz. Haftalarca birkaç metrekarelik çelik bir odada yaşayan insan yıpranmaz. Taş yıpranır, demir yıpranır ama denizci yıpranmaz. Sahi denizci neden yıpranmaz?”
Bu hakkın geri gelmesi için tek çözüm denizcilerin birliği ve tek ses olmasıdır.