03 Şubat 2021 07:41

Kadın üniversiteleri çözüm değil!

Çözüm; kadınları izole ederek, güvensiz ortamlar var diyerek ayrıştırarak ve sözde güvenli ortamlar oluşturarak olmaz. O güvensiz ortamları yıkarak katılımcı alanların oluşturulmasıyla olur.

Fotoğraf: MA

Paylaş

YTÜ Kadın Çalışmaları Topluluğu’ndan bir öğrenci

2019 G-20 zirvesinde konuşma konusu ve 11. Kalkınma Planında yer alması sonucu insanların gündemine oturan kadın üniversiteleri projesi, 2021 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında yer alarak tekrar tartışma konusu olmaya başladı. Japonya’daki kadın üniversiteleri örnek alınıp incelenerek Türkiye’ye uyarlanmak isteniyor. Bu projenin amacının da kadın öğrencilerin yükseköğretime katılımının arttırılması ve daha rahat bir ortamda okumaları olarak söyleniyor. Fakat bu proje başarıya ulaşırsa faydadan çok zarar getireceğini düşünüyorum.

ŞİDDET KADIN ÜNİVERSİTELERİYLE ÇÖZÜLMEZ

Bu projeyle beraber kadınların daha güvenli bir ortamda okuyabilecekleri söylemleri ve amaçları sadece kadın ve erkek öğrenciler arasında ayrıştırmaya yol açacaktır. Şiddet ve güvensizliğin çözümü yasal yoldan cezalar ve düzenlemeler yapmadan sadece öğrencileri ayrı yerlerde okutmakla maalesef gerçekleşemez. Bizi sadece asıl problemden ve çözümlerden uzaklaştırır.Ülkemizde kadın öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha az bir oranda yükseköğretimde okumalarının birçok sebebi var. Buna kültürel, geleneksel dışında ekonomik sebepleri de tabii ki ekleyebiliriz fakat kadın üniversitelerinin açılması kadın öğrencilerin öğrenime katılma oranını artırmak için iyi bir adım değil. Bu gerçekleşirse de sadece sonucu ayrıştırmaya varacaktır. Bunun sonucunda toplum olarak birleşilip, beraber çalışılması gerekirken ayrımcılık güçlenecektir.Üniversiteye geçmeden önce özel bir lisede okuyordum. Okulumuzda eğitim karma olmasına rağmen çoğu zaman erkek ve kız öğrencilere ayrım yapılarak okuyorduk. Okulun yaptığı ayrımın sonucu olarak öğrencilerde kendileri arasında karşı cinse karşı bir bariyer oluşturuyordu. Bu tabii ki bütün öğrenciler için geçerli değildi ama kendilerini izole eden birçok insan vardı. 4 sene boyunca yaşadığım tecrübeler sonucu bunun doğru bir yol olmadığını çok bariz bir şekilde görebildim.Toplumda hep beraber yaşıyoruz. Eğer birbirimiz arasına cinsiyete göre engeller ve duvarlar koyarsak toplum nasıl işleyebilir ki?

SESİMİZİ DUYURANA KADAR DEVAM EDECEĞİZ

Üniversiteli bir kadın olarak çözümün kadınları soyutlayıp izole etmekten, güvensiz ortamlar var diyerek ayrıştırıcı ve sözde güvenli ortamlar oluşturarak değil o güvensiz ortamları yıkarak katılımcı ve toplumcu bir alan oluşturmaktan geçtiğini düşünüyorum.Ülkemizde, toplumumuzda okullarımızda bir şeyler değiştirmek isteniyorsa bunu halkın ve öğrencilerin isteği doğrultusunda yapılması gerekiyor. Onlar seslerini duyurmak için çok çaba göstermelerine rağmen her zaman onlara kulak tıkanıyor. Dinleyip danışmadan çözüme maalesef ulaşılamaz. Ama bizler yine de sesimizin kısılmasına izin vermeyeceğiz. Duyurana kadar devam edeceğiz.

ÖNCEKİ HABER

Sağlık Bakanı Koca: Türkiye'de koronavirüsün iki farklı varyantına daha rastlandı

SONRAKİ HABER

Şentop, AYM'nin Berberoğlu kararını değerlendirdi: Öğüt vermesi açıkça yetki aşımıdır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa