03 Şubat 2021 10:19

Dink davası|Sanık Yılmazer: İstanbul TEM'de kaybolan görüntüleri niye kimse sormuyor?

Hrant Dink davasında tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç ile İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ı suçladı.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada savcı mütalaasına karşı sanık savunmaları tamamlandı. Bugün görülen duruşmada savunma yapan dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü olan Ali Fuat Yılmazer , mütalaada yalnızca “Görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla yargılanan dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç, İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah’ı suçladı.

10 Şubat’ta yapılacak bir sonraki duruşmada Hrant Dink ailesinin mütalaaya ve sanık savunmalarına karşı beyanları alınacak. 

SANIK SAVUNMALARI TAMAMLANDI

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davaya İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. 

6'sı tutuklu, 13'ü firari toplam 76 sanığın yargılandığı davanın bugün görülen 128. duruşmasında cinayetin işlendiği dönemde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü olan Ali Fuat Yılmazer ile eski Trabzon Emniyet müdürü ve İstihbarat Daire başkanı Ramazan Akyürek ve avukatı ile İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Muharrem Demirkale’nin avukatlarının mütalaaya karşı beyanları alındı. Yılmazer’in beyanlarını tamamlaması sonrası dosyadaki tüm sanıklar mütalaaya karşı beyanda bulunmuş oldu.

Temmuz 2007’de ilk duruşması yapılan cinayet davasının, kamu görevlilerinin yargılandığı bu aşaması Nisan 2016’dan beri devam ediyor. Savcılık mütalaasında 11 sanığın beraatı, 38 kişinin tüm suçlardan cezalandırılması, 14 sanığın asıl suçlamalardan beraatı, ‘görevi ihmal’den ise cezalandırılması talep ediliyor. 

AKYÜREK’İN AVUKATI: HRANT DİNK’E YÖNELİK LİNÇ SÜRECİ DAVANIN KAPSAMINA HİÇ GİREMEDİ

Duruşmada ilk olarak geçen duruşmada savunma yapan Ramazan Akyürek’in avukatı Kübra Gülaçtı mütalaaya karşı beyanda bulundu. Akyürek’in duruşmasının yarıda kesildiğini CMK uyarınca bu durumun mutlak bozma sebebi olduğunu belirten Avukat Gülaçtı şunları söyledi: “İstanbul İstihbarat Şubesi, İstanbul Koruma Şubesi'ni hareketlendirmeliydi. Yapılması gereken sadece buydu. İstihbarat Daire Başkanı olan müvekkilim bundan sorumlu olamaz. Benzer durumda olan Orhan Pamuk için resen koruma kararı alındığı dosyadaki belgelerle de sabit. Aynı şey Hrant Dink için de yapılmalıydı. Hrant Dink hakkında 2004 yılında başlatılan linç süreci bu davanın kapsamına hiç giremedi. Sürecin tanıkları duruşmalarda dinlenemedi. Soruşturmanın bu yönde geliştirilmesi talepleri hep reddedildi. Müvekkilim, Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç ile birlikte görevini yapmış olan yegane kişidir. Yaklaşık 7 yıldır bu dosyadan tutuklu yargılanmaktadır. Makul tutukluluk süresi çoktan aşılmıştır.”

Ardından Muharrem Demirkale’nin avukatı Nalan Kelebek’in beyanlarına geçildi. Kelebek, “Müvekkilim arkadaşları terörle mücadelede şehit düşmüş, kahraman bir Türk askeridir. Aynı Hrant Dink gibi bir barış insanı olan müvekkilim bir terörist olamaz…” diyerek başladığı beyanlarına Demirkale’ye yönelik suçlamalara yanıt verdi. 

ALİ FUAT YILMAZER; CERRAH, UZUN, GÜLER’İ SUÇLADI

Mütalaaya karşı savunma yapan tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Cinayetin işlendiği tarihte, 21 Temmuz 2005 ile 21 Mart 2007 yılları arasında, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü olan Ali Fuat Yılmazer, 28 Mart 2007 tarihinden sonra ise İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü olarak görevlendirildi. Sözlerine “savcılık mütalaasını okuyunca nasıl bir savunma yapacağımı şaşırdım” diyerek başlayan Yılmazer, “6 yıldan fazla bir zamandır tutukluyum, bu süreçte çok heyet değişti, siz dördüncü heyetsiniz sanırım. Hakkımızdaki suçlamalar mahkeme önlerinde tartışıldı. Öyle bir mütalaa var ki adeta iddianame kopyalanmış ve bir savcılık mütalaasına dönüşmüş. Tutuklanma gerekçem olarak F3, F4 ve F5 raporları sunuldu. Ama ne ilginçtir ki bu dosyada bir tane bile F5 raporu yok!” diye konuştu.

Hrant Dink’i ölüme götüren sürecin onun hedef gösterilmesi ve yargılanması ile gerçekleştiğini söyleyen Yılmazer, “Hrant Dink'in ölümünün azmettiricileri, onu ‘Türklük düşmanı’ diyerek hedef gösterenler, yargılanmasına sebep olanlar, tehdit iklimini yaratanlardır. Bunlar hepsi İstanbul’da olmuştur. Bunlar o dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’la, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’le, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’la ilgilidir, benimle ne ilgisi var” ifadelerini kullandı.

YILMAZER: ENGİN DİNÇ, HAYAL’İ SIK SIK ODASINDA AĞIRLAYAN BİRİYDİ    

Mahkeme başkanına hitaben “Siz bu dosyaya sonradan dahil oldunuz; elbette benim savunmalarımı okuyamamışsınızdır” diyen Yılmazer savunmasına şöyle devam etti: “Ben hayatımda hiç Trabzon’a gitmedim, Engin Dinç dışında kimse ile görüşmedim, Dinç ile görüşmem de cinayet sonrasıdır. Hrant Dink'in öldürüleceğine dair F4 raporu bana daha sonra da arz edilmedi. Hiç görmediğim bir evrak üzerinden cinayetin azmettiricisi nasıl olabilirim?

Trabzon İstihbarat Müdürü Engin Dinç, Erhan Tuncel'i odasında sık sık ağırlayacak, telefonla konuşacak kadar yakın ilişki içinde olan biri. Bu durum böyleyken bu cinayetin azmettiricisi olarak suçlanmıyor ama evrakı dahi görmemiş ben azmettirici oluyorum” diye konuştu.

YILMAZER: İSTANBUL İSTİHBARATI GEREKLİ YAZIYI YAZMADI

Engin Dinç’in Yasin Hayal ve grubunun faaliyetlerini TEM şube müdürlüğüne bir yazı ile bildirmesi gerektiğini vurgulayan Yılmazer, “Engin Dinç böyle bir yazı yazsaydı bu ekibe operasyon yapılabilirdi, ama Engin Dinç bu yazıyı yazmadı. İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü de Koruma Şube Müdürlüğüne bir yazı yazmalıydı ve Hrant Dink’in korunmasını istemeliydi, bu da yapılmadı. Bunun sorumlusu İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğüdür, bütün raporlar da bunu söylüyor zaten” ifadelerini kullandı.

YILMAZER: ERHAN TUNCEL’İN SIRTINI SIVAZLAYAN ENGİN DİNÇ’TİR

Erhan Tuncel’in Engin Dinç’e cezaevinden yazdığı mektubu hatırlatan Yılmazer, “O mektupta Tuncel Engin Dinç’e ‘Ağabeyliğin gereğini yap, yoksa ben de kardeşliğin gereğini yapmam’ diyordu. Ogün Samast cinayetten 8 yıl sonra yeni bir beyanda bulundu. Beyana göre ‘Erhan Tuncel Yasin Hayal’e arkamız sağlam, Ramazan Akyürek ile Ali Fuat Yılmazer arkamızda’ demiş, Ogün Samast da bunu duymuş. Yasin Hayal ifadesinde bunlara önce hatırlamıyorum demiş, sonra da bunlar doğru değil demiş. Samast’ın dediği gibi eğer ‘sırtımız sağlam;’ diye bir beyanı varsa Erhan Tuncel’in kastedilen kişinin Engin Dinç olduğu açık. Tuncel’in abisi Engin Dinç’tir. Onun koruyan sırtını sıvazlayan, telefonlarının dinlenmesini engelleyen Engin Dinç’tir” diye konuştu.

YILMAZER: TUNCEL’İN BELKİ MİT’LE DE İLİŞKİSİ VARDI, ARAŞTIRILMADI

Dosyada bazı noktaların ‘kamufle’ edildiğini söyleyen Yılmazer, “Erhan Tuncel'in polisle ve jandarmayla sıkı ilişkileri var. Hatta belki MİT ile de irtibatı vardı. Bunlar araştırılmadı” dedi.

Yılmazer kendisinin aleyhinde delil oluşturulduğunu savunarak, “Savcılık makamının soruşturma evresinde istihbarat daire başkanlığından gelen yazıları değiştirerek müdahale ettiğine ilişkin örnekler var, savunmamda da anlattım. Savcılığa önce aleyhimde taslaklar yollanmış sonra düzeltmelerle resmen iletilmiştir. Muhittin Zenit, yanında avukatı olmadığı halde savcı baskısıyla benim aleyhime yazılı beyanlarda bulundu. Baskı altında beyanda bulunduğunu mahkemede söyledi” ifadelerini kullandı.

YILMAZER: CERRAH CİNAYETİN ÇÖZÜMÜ İÇİN NE YAPMIŞ

Yılmazer savunmasında İstanbul ekibini suçladı: “İstanbul emniyeti cinayetten sonra sahte bir tutanak düzenledi. Sanki 2006’da Osman Hayal hakkında bir tahkikat yapılmış gibi bir tutanak tanzim etti. Cinayette kendi ihmalleri olduğunu bildikleri için yaptılar bunu... Celalettin Cerrah kendisinden bilgi saklandığını iddia ediyor. Peki cinayetin çözümü için ne yapmış İstanbul Emniyet’i. Mesela Akbank kamera kayıtları kayıp. Kopya da değil orijinal hard diskleri alınmış ve İstanbul TEM Şubede yok edilmiş. Bu niye araştırılmadı? İstanbul İstihbarat Müdürü Ahmet İlhan Güler kendisindeki bilgileri İstanbul Emniyeti TEM şubeyle niye paylaşmamış? Cinayet sonrası katil zanlısının fotoğrafını yalnızca 3 ille paylaştı İstanbul. Tetikçiyi açıkça korumuşlardır. Biz müdahil olmasak bu cinayet faili meçhul olarak kalacaktı... cinayetin Asli faillerini korumak, kayırmak için kumpas kurdu İstanbul. Şayet iddia edildiği gibi, cinayet hazırlığına ilişkin İstanbul'a eksik veya tahrifli bilgi gittiyse bunun sorumlusu o dönemde haber elemanından gelen bilgiyi değerlendirip hazırlayan Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç'tir.”
Yılmazer dosyada asli faillerin saklanması ve ortaya çıkarılmaması için çalışıldığını belirterek Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarına ilişkin suçlamalara yanıt verirken, “Ben dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a bütün bilgileri arz ettim, oradan aldığım talimatlarla hareket ettim. Bu savunmaların hiçbir şeyi etkilemeyeceğini, değiştirmeyeceğini biliyorum, zerre talebim yok. Ama yine de bu savunmayı yaparak görevimi yapıyorum” diyerek sözleri tamamladı. Ardından Yılmazer’in avukatı Büşra Burçe Avcı mütalaadaki suçlamalara yanıt verdi, Yılmazer için delil yetersizliğinden beraat talep etti.

10 ŞUBAT’TA DİNK AİLESİ AVUKATLARININ BEYANLARI ALINACAK

Beyanların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti bir sonraki duruşmanın 10 Şubat 2021, saat 10.20’da görülmesine karar verdi. Bir sonraki duruşmada Hrant Dink ailesinin beyanları alınacak.

ÖNCEKİ HABER

Maltepe Belediyesinde 10 Şubat'ta karar asılacak, 23 Şubat'ta greve çıkılacak

SONRAKİ HABER

İTO: AKP karşıtı protestolarda bulaşan tehlikeli bir mutasyon mu tespit ettiniz?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa