Antep’te iş bırakan genç işçiler: Düşük maaş, hakaret, güvencesiz çalışma
Antep'te, Erdem Etiket’te işi bırakan genç işçiler düşük maaş verildiğini, sigortasız çalıştırıldıklarını, hakarete ve mobbinge maruz kaldıklarını anlattı.
Fotoğraf: Pexels
Berfin TÜRKMEN
Antep
Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde (OSB) çalıştıkları Erdem Etiket’te işi bırakan genç işçiler Burak (19) ve Osman (20), düşük maaş verildiğini, sigortasız çalıştırıldıklarını, hakarete ve mobbinge maruz kaldıklarını anlattı.
İşe başlarken, işyeri müdürünün asgari ücret ve sigorta vaadinde bulunduğunu söyleyen Burak müdürün, ilerleyen süreçte zam alabileceklerini de söylediğini belirterek, “1 ay deneme süreci içerisinde maaşımın 1600 lira olduğunu öğrendim. Bir ay dolduktan sonra asgari ücret ve sigorta konusunda sürekli geçiştirildiğim için işten çıkmak istedim. İşten çıktıktan kısa bir süre sonra parasızlık ve işsizlikten dolayı yine aynı yerde işe girdim ve iki hafta daha çalıştım” diyor. Aynı sebeplerden dolayı Osman da bir hafta maske katlama ve paketleme görevinde çalıştıktan sonra işten çıktı ancak başka iş bulamadığı ve parasız kaldığı için aynı iş yerinde tekrar çalışmaya başlıyor.
KORUYUCU KIYAFET SAĞLANMAMIŞ
Yeniden işbaşı yaptıktan sonra bir hafta laminasyon bölümünde çalışan Osman, işyerindeki sağlıksız çalışma koşullarına değiniyor. İşyerinde tutkal kullandıklarını ve tutkalı ayarlaması gereken makinenin bulunmadığını aktaran Osman, “İşçiler kepçe ile tutkalı makineye kendileri aktarıyorlar. Tutkala yaklaşmamız çok tehlikeli. Bazı işçilerin elinde hâlâ tutkal yanığı var. Koruyucu hiçbir kıyafet sağlanmıyor. Tutkaldan yayılan dumanı soluyorduk. Duman gözlerimizi yakıyordu ve bakmakta zorlanıyorduk. İşyerinin verdiği maske dumanı engellemiyor. Havalanması için kapıyı açtığımızda ise içerisi çok soğuk oluyordu ve üşüyorduk. Dumanı solumak kanser riski oluşturuyor. İşyerinde bu yüzden hastalanan ve doktoru tarafından işi bırakması önerilen bir işçi var” diye konuşuyor.
HASTANEYE GİTTİĞİ İÇİN HAKARETE UĞRADI
Burak da Osman gibi ağır çalışma koşullarından bahsetti. Çalıştığı süre boyunca patron tarafından sürekli işten atma, fiziksel şiddet tehditleri ve ağır hakaretler aldığını dile getiren Burak, yaşadığı süreci şöyle anlatıyor: “Solunum sıkıntısı yaşadığım için iki kere hastaneye gittim. İlk seferinde korona testi yapıldı ve sonuç negatif çıkınca özel bir klinikte serum aldım. Hastanede geçirdiğim o günün yevmiyesi maaşımdan kesildi. İşten ayrılıp tekrar girdiğim o dönemde bir defa daha solunum sorunu yüzünden fenalaşarak hastaneye gittim ve bu kez işyerine haber veremedim. Bu yüzden ertesi gün işe gittiğimde patrondan hakaretler ve küfürler işiterek işten kovuldum.” Burak hastanede ailesinin kanser geçmişi ve iş koşulları yüzünden kanser olma riskinin çok olduğunu öğreniyor. Doktoru ona düzenli olarak kontrole gelmesi gerektiğini söylüyor. O gün de yine özel bir klinikte serum ve oksijen maskesi verildiğini söyleyen Burak, özel kiniğin pahalı olduğunu ama devlet hastanelerinde bir şey yapmadıklarını söylüyor.
YEMEKTEN ZEHİRLENDİ, MASRAFI KARŞILANMADI
Fabrikadaki yemekhanede de pek çok sorun olduğunu belirten Burak, işyerinin eski aşçısının patronun babası olduğunu, yemeklerden böcek çıktığı için sonradan değiştirildiğini aktarıyor. Burak fabrikada yediği bir yemekten dolayı zehirlendiğini ancak fabrikanın hastane masraflarını karşılamadığını söylüyor. Hastanede, akut gıda zehirlenmesi yaşadığını öğrendiğini belirten Burak, “Sigortam olmadığı için hastane masraflarını yine kendim ödedim ve hastaneye gittiğim o gün de diğerlerinde olduğu gibi maaşımdan kesildi” dedi. Aşçı değiştikten sonra da sorunların devam ettiğini vurgulayan Osman da, “Yemekler soğuktu ve masalar çok kirliydi. Makine başında çalışanlar yemek saatinde bile makinenin durdurulmasına izin verilmediği için yemeklerini kimyasal maddelerle dolu makinelerin üzerinde ve zehirli gazlarla dolu bir ortamda yiyorlardı” ifadelerini kullandı.
CİMER İLÇE EMNİYETE YÖNLENDİRDİ
OSB’de bulunan çoğu fabrikada olduğu gibi, Erdem Etiket’te de hafta sonu mesai dayatması olduğunu dile getiren Osman, patronun hafta sonu da çalışmayı zorunlu tuttuğunu, hafta içi 14 saat, hafta sonu 12 saat çalıştıklarını anlatıyor. Osman, işin tehlikesine, yoğunluğuna ve düşük ücretine dayanamayıp bir hafta sonra işten tekrar ayrılıyor. Osman ve Burak işyerinde yaşadıkları adaletsizlikten dolayı CİMER’e başvuruyorlar ancak daha sonra Gaziantep Valiliğine yönlendiriliyorlar. Valiliğe ulaşamadıklarını söyleyen Burak, “CİMER’e bir kez daha başvurduk ve bu kez bireysel suç yüzünden ilçe emniyet müdürlüğüne başvurmamız önerildi” diyor. Osman ve Burak bunun bireysel bir suç olmadığını aynı iş yerinde 20 kişinin farklı ücretler almalarına rağmen hepsinin sigortasız ve sağlıkları açısından tehlikeli işler yaptığını söylüyor.
İddialar üzerine aradığımız fabrikada telefonumuza yetkili olmadığı söylenerek cevap verilmedi.