05 Şubat 2021 09:19
Son Güncellenme Tarihi: 05 Şubat 2021 15:49

Selahattin Demirtaş hakkında 8 yıl hapis cezası istendi

Selahattin Demirtaş hakkında eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman'a "hakaret" ve "terörle mücadelede görev almış kişileri tehdit" iddialarıyla açılanan davada 8 yıl hapis cezası istendi.

Selahattin Demirtaş | Fotoğraf: HDP Basın

Paylaş

HDP'nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman'a "hakaret" ve "terörle mücadelede görev almış kişileri tehdit" iddialarıyla açılanan davada 8 yıl hapis cezası istendi. Davada savunma yapan Selahattin Demirtaş, HDP Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin tutuklanmasının siyasi darbe olduğunu ifade ederek, "Bu AİHM kararıyla kesinleşmiş bir yorumdur" dedi.

Ankara 25'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Demirtaş tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmaya Demirtaş’ın avukatları yanı sıra HDP milletvekilleri Erdal Aydemir, Abdullah Koç ve HDP Ankara il örgütü izleyici olarak katıldı. Kimlik tespiti ardından başlayan duruşmada Demirtaş iddialara ilişkin savunma yaptı.

Bir önceki celse duruşmada hazır bulunarak savunma yapmak istediğini bildirdiğini ancak mahkeme heyetinin talebini kabul etmediğini dile getiren Demirtaş, gerekçe olarak da Yargıtay 16'ncı Ceza Dairesi’nde alınan bir kararın sunulduğunu vurguladı.

Demirtaş, “Adil yargılanma hakkı ihlali var. Mahkeme de hazır bulunmam sağlanmalıydı. Pandemi koşullarında mümkün görünmese de gelip, gelmeme koşullarımın olup olmadığı bana bırakılmalıydı. O yüzden savunmama bir hak ihlali tespiti ile başlamak istiyorum. Mecbur kaldığım için duruşmaya SEGBİS ile katılıyorum” dedi.

Söz konusu iddianamenin usul yönünden reddedilmesi gerektiğini ve bunu mahkeme heyetinden de beklediğini söyleyen Demirtaş, “İlk defa bir iddianameyi mahkeme heyetinin reddedeceğini düşündüm. Bu kadar sahte delillerle oluşturulan ve kumpasa dayalı bu iddianame kabul edilmez diye düşündüm. Avukatlarım iyi niyetli düşündüğümü söylemişti ve ki keza sizde iddianameyi kabul ettiniz. Ben Ankara hukuk mezunu ve 21 yıllık hukukçuyum. Bu ülkede hem yasa uygulayıcı olarak avukatlık görevini yürüttüm hem de yasa koyucu olarak 12 yıl milleti temsil ederek, faaliyetlerde bulundum. O yüzden geçen celse beraat talep ettim çünkü herhangi bir tehdit yok” dedi.

"MAHKEME SALONUNDA KONUŞTUM"

Suçlamaya konu olan sözlerini Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada savunma sırasında sarf ettiğini hatırlatan Demirtaş, “Orada bir cumhuriyet savcısı ve 3 kişilik mahkeme heyeti yer alıyordu. Ne savcılık makamı ne de mahkeme heyeti savunmamda suç tespitinde bulunmadı ve suç duyurusu gerçekleştirmedi. O mahkeme salonunda sözlerim de tehdit tespit edilseydi, mahkeme başkanı Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’na yönelik sözleriniz tehdit içeriyor, diyerek benim sözlerimi keserdi. Ama beni susturmadı” hatırlatmasında bulundu.

"SİYASİ DARBE YAPILDI"

Mahkeme salonunda sarf ettiği sözleri okuyan Demirtaş, şunları söyledi:

“Mahkeme salonunda; 'Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın bana bir kumpas yaptığını ve bu yüzden tutuklandığımı, bunun hesabını da soracağım' dedim. Halen yapacağız diyorum. Türkiye’de ağır bir siyasi müdahale gerçekleşti. Ben ve arkadaşlarım tutuklanarak, 16 Nisan 2017 referandumu ve 2018 Haziran seçimlerinde biz içeride tutulduk. Parlamentonun üçüncü büyük partisi Eş Genel Başkanları ve Grup başkanvekillerimizle 10 milletvekili içeride tutulduk. Seçme ve seçilme hakkı elimizde alındı. Müdahale edildi. AİHM kararıyla kesinleşmiş bir yorumdur. Türkiye’de seçimlere, siyasete müdahale edilmiş, seçimlerin meşrutiyeti zedelenmiştir. Seçim kampanyasından mahrum bırakıldık. Siyaset yönlendirilmiş ve Anayasa açıkça ihlal edilmiştir. Siyasete darbe yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yüzüncü yılına girerken insan haklarına saygılı, sosyal, laik, hukuk devleti olma ilkeleri askıya alınmıştır. Tek adam sistemi ve siyasi literatür de seçimli otokrasi dediğimiz baskıcı sisteme geçilmiştir. Bunların hepsi de biz içeride tutulduğumuz süreçte gerçekleşmiştir. Bizim iddiamız odur ki bunların hepsi örgütlü bir biçimde devlet içerisinde yapılanmış siyasi, yargı, medya hatta işveren ayağının olduğu bir yapıyla bizim üzerimizde yani muhalefet üzerinde baskı kurularak, sindirilmeye çalışılarak, tek adam sistemi getirilmiştir. Mevcut anayasa denge denetlemeye sahipti. Mevcut durumda sivil kurumların, meclisin yürütmeyi denetleme ortadan kalkmış. Yüksek yargı baskı altına alınarak, yargı da yürütmeyi denetlemez hale getirilmiştir. Bunları savunmamda anlattım. AİHS 18'inci maddesine katkı yönünde delillerimi sundum.”

"SAVCI İFADE DAHİ ALMADI"

Demirtaş, ikinci tutuklanmasına dair de yaşanan süreçleri anlattı. Demirtaş, şöyle devam etti:

“Şüphelisi dahi olmadığımız yargılanması devam eden dosyadan yeniden tutuklandım. Kobanê olayları 2014’te gerçekleştikten sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ‘halkı izinsiz yürüyüşe teşvikten’ 2014 yılında soruşturma açıldı. Tüm MYK üyelerimize açıldı. 12 milletvekilinin dosyası ayrılarak, fezlekeler Meclis’e gönderildi. MYK ise o dosyada tutuldu. İfadeleri alınmadı. 2014-2015 yılında ifade vermek istedi. Savcı ‘yoğunum dosyanın acelesi yok başka bir zaman gelin’ dedi. O zaman biz dışarıdaydık. Halen 7 yıldır ifadesi alınmayan MYK üyeleri var. 2016 Mayıs ayında dokunulmazlıklar kaldırıldı. O zamana kadar MYK ifadelerini almayan savcı, bizi o suçlamadan tutuklattı. Tefrik edildi ve dosya vekiller tutuklandı. Yargılanmaya başladık. Bakın kritik nokta şurası sayın başkan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ilk soruşturma dosyasından yani şüpheli olmadığımız soruşturmadan ben ve Figen hanım yeniden tutuklandık. Biz o dosyadan iki yıl tutuklu kalmışız. Mükerrer. Evrakı avukatlarım sunar size. Biz o dosyadan iki yıl tutuklu kalmışız. Kamuoyunda biz o dosyadan tutukluyuz diye linç kampanyası yürütüldü. Yüksel Kocaman siyasi ilişkileri nedeniyle yeniden tutuklanmamız için aleni bir kumpas yaptı. Aynı delillerle yeni bir soruşturma gibi kamuoyuna da yalan söylediler halkı yanılttılar.”

AİHM Büyük Daire kararında ikinci tutuklamanın da aynı olduğunu tespit ettiğini dile getiren Demirtaş, “AİHM kararıyla bizi tutuklayan yargıçların siyasi bir kumpasa dahil oldukları kesinleşti. Türkiye de yargı eliyle milletin iradesine müdahaleyi asla kabul etmedik, kabul etmeyeceğiz. Yargı mensuplarına hukuk önünden hesap sorulmalıdır. Bizi 4-5 yıl içeride tutup sonra siyasi dosyalar üzerinden bize bağırıp, çağırıp, parmak sallayacaklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Ben savunmalarımda bunları anlattım diye Yüksel Kocaman benim hakkım da suç duyurusunda bulunacak, savunmamı baskı altına alacağını, avukatlarımı baskı altına alacağını sanıyorsa yanılıyor” ifadesinde bulundu.

"BEN NASIL SANIK OLURUM?"

Demirtaş, savcı Kocaman’ın AKP’li siyasetçilerle ilişkilerine dair fotoğrafların yer aldığı belgeleri mahkeme heyetine sundu. Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:

“Bütün AKP’li siyasetçilerle fotoğraf çekiyor ve yerel basında kullanıyor. Yüksel Kocaman, AKP’li siyasetçilerle görüntü vermekten çekinmeyen, ismen ve cismen bilinen tek savcıdır. Ben mi teşhir etmişim. Yüksel beyin kendisi medyatik olmak için elinden geleni yapmış. Ülkede kaç başsavcıyı insanlar ismen ve cismen tanıyor. Samsun, Antalya, İzmir Cumhuriyet Başsavcısını tanıyan var mı? Savcılar kararlarıyla konuşur. Bu savcı Türkiye’deki en önemli siyasi davalardaki kararıyla bilinecek, AKP ile bu kadar içli dışlı olacak, bende bunu delil olarak mahkemeye sunacağım. Bunlar siyasi kararlardır diyeceğim, AİHS aykırı olduğunu söyleyerek, bunu duruşmada ispat edeceğim. Uyduruk, kime ait olmadığı belli olmayan bir hesaptan atılan tehditle bana dava açacak. İddianame de, ‘Var olan varsayılan suç örgütlerinin korkutucu gücünden yararlanarak’ diyor, yargı suç örgütü, terör örgütü müdür, bunun neresi terör örgütüne hedef göstermedir. Ben çocuk değilim. Burası çocuk mahkemesi değil. Ben iki defa Cumhurbaşkanı adayı oldum. Ben hangi cümlemle ile vücut bütünlüğüne saldırı gerçekleştireceğimi söylemişim. Buna dair hangi delil var. Bu kadar açık kumpas, iftira nasıl kabul edilebilir. Ben nasıl sanık olurum? 12 yıl vekillik yaptım, halkın iradesini temsil ettim. Duruşma salonunda ismini zikrettim. Haber bile olmadı. Benimle ilgili soruşturma başlattığında haber oldu. O zaman duyuldu ifşa oldu. Savunmayı duyuran başsavcının kendisidir.”

"BU ÜLKE DEMOKRATİK YAPIYA KAVUŞACAK"

Demirtaş, savunmasına şöyle devam etti:

“Silahlı örgütle, mafyayla hiçbir şekilde hayatım boyunca bağlantım olmadı.  Siyasi düşüncelerim farklıdır. Kürt sorunun çözümüne dair önerilerim farklıdır. Biz sorunların konuşarak çözüleceğine inanıyoruz, PKK’nin de silahlarını ikna ederek bırakacağına inanıyoruz. Eleştiren, beğenmeyen olabilir. Kimse Yüksel Kocaman gibi yargı etiğine uygun davranmayan biri bizi terörle suçlayamaz. O Yargıtay’a atanırken, Selahattin Demirtaş yargılanamaz. Yargılanıyorsa bu böyle kapanmaz. Bir gün bu ülke demokratik bir yapıya kavuşacak. Hukuk devleti niteliğini güçlendirecek. HSK demokratik yapı kazanacak. O gün parlamento da bir soruşturma komisyonu kuracağız. Bu dosyaların hepsi parlamentodaki soruşturma komisyonunun önüne gelecek. Adalet Bakanlığı’na, HSK’ye sevkini sağlayacağız. Bütün yargı mensuplarının 7 sülalesinin mal varlığının araştırılmasını isteyeceğiz. Benim kastettiğim hukuk önünde bunun hesabı sorulacaktır. Ceza beni korkutmaz. Korkmuyorum suçlu değilim. Bu dava da siyasi kumpas davasının bir parçasıdır. Muhalefet baskı altına almaya çalışıyorlar. İltimas istemiyorum ama hakikati görün. Sanık durumuna düşmem bile zuldür. Ben bir hukukçu siyasetçi olarak onu nasıl tehdit ederim."

"SEMBOLİK DE OLSA VERECEĞİNİZ KADAR ADALETİN TİMSALİ OLSUN"

Demirtaş, savunmasında şu ifadeleri kullandı:

"Savcı Doğan Öz’ün katledilmesinde sorumlu kişi şuan iktidarın ortağı partinde MYK üyesidir. Geçtiğimiz günlerde bir siyasetçi darbedilmesi ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcı yardımcısı açıklaması nedeniyle tehdit edildi. Hukuki takip yapacağım dediğim için beni yargılıyorsunuz. Ben sadece ben değilim milletin iradesini temsil ediyoruz. 15 milyona yakın insan bizi takip ediyor. Bunları izleyip adalete güveni sarsılıyor. Burası bizim ülkemiz siyaset yapmaya çalışıyoruz. 12 metrekare 4 yıldır umudu mu büyüterek, uğraşıyorum. Cezada verseniz hukuki takibini yaparım. Şiddetten, silahtan, çatışmadan arındıracak bir şeyler yapalım. Sembolik de olsa burada vereceğiniz karar adaletin timsali olsun.”

vukat Ramazan Demir, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire tarafından verilen Demirtaş kararını mahkeme heyetine sundu. Demir, AİHM kararının 18'nci madde açısından sadece değil kararın Demirtaş yargılamalarında bir süreklilik kazandığını belirtti. Demirtaş’ın “Hesap sorarız” talimatını avukatlarına verdiğini aktaran Demir, “Biz avukatlarına hukuki yollara başvurun dedi. Bizde talimatın gereğini yaptık, AİHM’e taşıdık. AİHM dokunulmazlıkların kaldırılmasından, ilk tutuklamaya, tutuklamanın devam etmesi ve ardından gelen ikinci tutuklamaya kadar ayrı ayrı bir değerlendirme yaptı” dedi. Demir, AİHM Demirtaş kararında yer alan hukuksuzluklara dikkat çekti.

Demirtaş'ın ardından avukatları savunma yaptı.

"AİHM CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’I MAHKUM ETTİ"

Avukat Aydın Erdoğan, Demirtaş’ın savcı hakkında savunma sırasında beyan bulunduğunu ve kendisine yönelik gerçekleştirilen operasyonlara dair savcının kamuoyuna yansıyan ilişkilerini sorguladığını belirtti.

Erdoğan, “Size de sunduk. O görselleri savcı kendi medyaya servis etmiş. Demirtaş’ın hukuk önünde hesap soracağız sözü ardından bizde AİHM önünde hesap sorduk. AİHM kararıyla hukuksuz bir şekilde kaldırılan dokunulmazlıklarla ilgili Meclis mahkum edildi. Cumhurbaşkanı mahkum edildi. Cumhurbaşkanı sabah akşam ekranlarda masumiyet karinesini çiğneyerek, müvekkilimizin yargılamaları sürerken ‘terörist’ ilan etti. Anayasaya bağlılık yemini eden Cumhurbaşkanı yani Sayın Erdoğan, AİHM tarafından mahkum edilen sanıklardan biridir. Ankara Cumhuriyet Savcısı Yüksel Kocaman, Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi heyeti hepsi AİHM önünde mahkum edildi” diye belirtti.

“Davayı divana bırakmaya niyetimiz yok” diyen Erdoğan, “Halkın nezdi ve vicdanında sandık ve yargılama esnasında soracağız. Kenan Evren’e sorduk. O dönemde Kenan Evren’in yargılanacağını ve bizimde onun karşısında avukatlık yapacağımız aklımıza gelmiyordu. Ama sorduk, bugün tarih daha hızlı ilerliyor ve hukuk önünde herkesten hesap soracağız” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, savunma sırasında sarf edilen sözlerden dava açılmasının savunma hakkına müdahale olduğunu belirterek, beraat talebinde bulundu.

KOCAMAN AVUKATI SAVUNMA YAPMADI

Kocaman’ın avukatı ise savunmaları reddettiğini belirterek, yazılı savunma talebinde bulundu.

SAVCI CEZA İSTEDİ

Avukat savunmalarını ardından iddia makamı mütalaasını açıkladı. Savcı, Demirtaş'ın "tehdit" ve "terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef göstermek" suçlarından 8 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Savcılık mütalaasında, “Sanık Selahattin Demirtaş’ın yargılamalara konu olan PKK/KCK silahlı terör örgütüyle ilgisi ve ilişkisi, geçmişinde siyasi parti genel başkanı olarak görev yapması, aktif siyasi hayatta rol alması” sebepleriyle kitleleri etkileyecek imkân ve kabiliyeti olduğunu öne sürerek, savunma sırasında kamu görevlisinin kimlik bilgilerini paylaşmasının Kocaman’ı “örgüt mensuplarına hedef gösterme” sonucu doğuracağı yorumunda bulundu.

DEMİRTAŞ: SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM

Demirtaş ise “İddianame de bile bir örgüt telaffuz edilmemişken, beni bir örgütle iltisaklı ilan ediyor. Savcı hakkında da suç duyurusunda bulunacağım. Aleni bir yorum yapılmış mütalaada, beni bir örgütle iltisaklı göstermesi suçtur” dedi.

DEMİRTAŞ'IN AVUKATINDAN TEPKİ

Demirtaş'ın avukatı, “Savcılık makamının müvekkilimiz hakkında ‘PKK/KCK ilgisi ve ilişkisine dair’ ifadesini kendisine iade ediyoruz. Müvekkilimiz yargılaması devam ediyor ama hiçbir örgütle bağlantısı yoktur. Sizde göreceksiniz tüm dosyalardan beraat edecek. Biz de mahkeme salonlarında sizden hesap soracağız” dedi. 

Avukatın beyanını kesen mahkeme başkanı “salondan çıkarma” ile tehdit etti.

Avukatlarla polemiğe giren iddia makamı ise “Dinliyorum ve peki diyorum” dedi.

9 NİSAN’DA KARAR DURUŞMASI

Kararını veren mahkeme heyeti Demirtaş hakkında Ankara 19’uncu Ağır Ceza ve 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamaları devam eden dosyaların iddianamelerini istedi.

Demirtaş’ın bir sonraki mahkeme salonda hazır bulundurulmasına da karar veren heyet, duruşmanın Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmesini kararlaştırdı. Duruşma 9 Nisan tarihine ertelendi. (Ankara/MA)

ÖNCEKİ HABER

Bursa'da Boğaziçi'ne destek eylemine polis şiddeti, TÜGVA eylemine çorba ikramı

SONRAKİ HABER

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yürekleri yetse cumhurbaşkanı da istifa etsin diyecekler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa