Osman Kavala davası Gezi davası ile birleşti, bir sonraki duruşma 21 Mayıs’ta
Osman Kavala'nın tutuklu yargılandığı dava görüldü, davanın Gezi davası ile birleştirilmesine karar verildi. İstinaftan bozulan Gezi Davası 21 Mayıs’ta görülecek.
Fotoğraf: DHA
Meltem AKYOL
İstanbul
Anadolu Kültür A.Ş'nin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Osman Kavala'nın tutuklu yargılandığı dava görüldü. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi protestolarıyla üzerinden Osman Kaval'nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra'yı “Bu ülkede Soros'un adeta temsilcisi olan kişinin karısı da aynı şeklide Boğaziçi'nde provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır" diyerek hedef aldığı saatlerde görülen davada, davanın Gezi davası ile birleştirilmesine karar verildi. duruşmada ayrıca, Kavala’nın tutukluluğuna devam edilmesi kararı çıktı. İstinaftan bozulan Gezi Davası 21 Mayıs’ta görülecek.
Prof. Dr. Ayşe Buğra, eşi Osman Kavala'nın tutukluluğna devam kararı verilmesinin ardından adliye önünde açıklama yaptı. Buğra, ""3 buçuk yıldır süren, gittikçe ağırlaşan bir eziyet süreci bu. Cumhurbaşkanı'nın ve İçişleri Bakanı'nın demeçleri çok esef verici. Biraz üzülüyorum, memleketim adına da üzülüyorum" dedi.
Prof. Dr. Ayşe Buğra, eşi Osman Kavala'nın tutuklu yargılandığı davanın ardından konuştu
— Evrensel Gazetesi (@evrenselgzt) February 5, 2021
"3,5 yıldır süren, gittikçe ağırlaşan bir eziyet süreci… Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı'nın demeçleri çok esef verici. Üzülüyorum, memleketim adına da üzülüyorum"https://t.co/LZm4oocG7T pic.twitter.com/ShueDEIfkN
AHMET ŞIK: BURASI 'SARAY' İSE İÇERİSİ SOYTARI DOLU, HUKUKÇU DEĞİL!
Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık da yaptığı konuşmada karara ve yargılamaya tepki gösterdi.
Şık, "Yakın zamanda 3 şey yaşadık: Anayasal hakkı olan protesto eylemini gerçekleştiren iki öğrenci arkadaşımız tutuklandı. Polisin bilerek ve hedef gözeterek iki kişiyi öldürüp birisini yaraladığı olayda 24 bin lira ceza verildi. En son olarak da Osman Kavala 3 yıldan fazladır bir hukuksuzluğun içerisindeyken bir kez daha hakkında tutukluluğa devam kararı verildi. Lafı hiç uzatmayacağım, burası saray ise içerisi soytarı dolu, hukukçu değil. Bu yargı düzenine itiraz etmek, herhangi bir yerdeki işçi mücadelesine destek çıkmak, Osman Kavala'nın, Ahmet Altan'ın, Selahattin Demirtaş'ın, Ayhan Bilgen'in ya da Figen Yüksekdağ'ın tutukluluğuna itiraz etmek, belediyelerin kayyımlar yoluyla gasbedilmesine, üniversitenin akademik birikiminin yok sayılarak kayyımlar atanmasına itiraz etmek ve bu mücadeleyi yükseltmek bir yurttaşlık görevidir. Eğer Türkiye'yi yaşanılabilesi, temel hak ve özgürlüklerin referans alındığı, demokrasi ve hukuk normlarının egemen kılındığı ve yargının soytarıların eline düşmeyeceği bir ülke hayal ediyor ve istiyor iseniz, bu mücadeleden geçiyor. Bu bir darbe çağrısı değildir, hak mücadelesidir, herkes bu hak mücadelesinin içinde olmalı" dedi.
Ahmet Şık, Osman Kavala’nın tutukluluğuna devam kararı verilmesinin ardından konuştu
— Evrensel Gazetesi (@evrenselgzt) February 5, 2021
"Burada saray yazıyor, burası saray ise içerisi soytarı dolu, hukukçu değil. Bugün mücadeleyi yükseltmek yurttaşlık görevidir. Bu, darbe çağrısı değil hak mücadelesidir"https://t.co/LZm4oocG7T pic.twitter.com/0s4t14FUY9
TANRIKULU: CUMHURBAŞKANI TALİMAT VERİYOR
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da yaptığı açıklamada Osman Kavala'nın tutukluluğunun hukuksuz şekilde sürdürüldüğünü vurgulayarak "Osman Kavala'nın her duruşmasının öncesinde bir gelişmeyle tahliyesinin önüne geçiliyor. Cumhurbaşkanı yine bugün de Kavala'nın adını ağzına aldı ve yargıya doğrudan talimat vermiş oldu" dedi.
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu: Osman Kavala'nın her duruşmasının öncesinde bir gelişmeyle tahliyesinin önüne geçiliyor. Cumhurbaşkanı yine bugün de Kavala'nın adını ağzına aldı ve yargıya doğrudan talimat vermiş olduhttps://t.co/LZm4oocG7T pic.twitter.com/Mid8cb3bRX
— Evrensel Gazetesi (@evrenselgzt) February 5, 2021
OSMAN KAVALA 39 AYDIR TUTUKLU
39 aydır tutuklu bulunan Osman Kavala’nın “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Casusluk” suçlamalarıyla yargılandığı ikinci durulması Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 36. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Osman Kavala’nın Kovid-19 önlemleri nedeniyle Silivri Cezaevi'nden SEGBİS ile katıldığı duruşmayı çok sayıda yabancı gözlemci ile milletvekilleri de takip etti.
Duruşmanın başında mahkeme başkanı, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Gezi Davası ile birleştirilmesi yönünde muvafakat verdiğini açıkladı. Ardından tanıklar Leyla Alaton, Leman Özbay, Filiz Çapa Ak, Gamze Coşkun ve Osman Ereli'nin dinlenmesine geçildi.
ALATON: BOZKURT BİZİ DOLANDIRDI, DAVAMIZ VAR
Duruşmada tanık olarak dinlenen Leyla Alaton, bir önceki celsede tanık olarak dinlenen ve Cem Fadıl Bozkurt'un ‘Leyla ve İshak Alaton darbeyi Henri J. Barkey'den öğrendiği’ iddialarına yanıt verdi. Alaton Bozkurt’un kendi şirketlerinde genel müdür olarak çalıştığını ve 2015 yılında Bozkurt tarafından dolandırıldıklarını öğrendiklerini söyledi. 2015’ten itibaren Bozkurt ile devam eden bir dolandırıcılık davaları olduğunu söyleyen Alaton, “Kendisi bunun üzerine iftirada bulunuyor. Kendisi ile hiçbir ilişkimiz yok, darbeden 1,5 sene öncesine kadar ilişkimiz bitti. Görüşmedik, yani darbeden önce kensisi ile görüşme imkanımız yok, yalan, iftira. Böyle bir şey mümkün değil. Kendisi devam eden davamız nedeniyle iftira ediyor” diye konuştu.
Alaton, Bozkurt'un ifadesinde "Alatonlar 15 Temmuz'da Türkiye'de değildi" iddialarına da “Kardeşim de, ben de 15 Temmuz'da Türkiye'deydik” diye yanıt verdi.
ALATON: KAVALA VE BARKEY’İ HİÇ BİRLİKTE GÖRMEDİM
Mahkeme başkanı bunun üzerine Açık Toplum Vakfı’nı ve Osman Kavala’yı sordu. Alaton, “Babam kendi iş hayatına Osman Kavala'nın babasının yanında başlamıştır, o nedenle Osman Kavala sevdiği bir genç adamdı. Açık Toplum Vakfında da birlikte çalıştılar. Babam öldükten sonra ben de iki toplantısına gittim, onlar da Suriyeli mülteciler için yapılan toplantılardı. Sonra gitmedim” dedi.
Alaton’ın tanık beyanı sonrası Osman Kavala’nın avukatlarından Deniz Tolga Aytöre soru sordu. Aytöre, Alaton'a ‘Henri J. Barkey ile Osman Kavala'yı tanıyorsunuz, ikisini hiç birlikte gördünüz mü’ diye sordu. Alaton bu soruya, ikisi de ayrı ayrı babamın gördüğü genç adamlardandı. Babamı çok fazla gazeteci, iş insanı konsolosluk çalışanı ziyaret ederdi. Ama ben ikisini hiçbir zaman bir arada görmedim” diye yanıt verdi.
KAVALA: TAHLİYE EDİLMEYİŞİME GEREKÇE OLARAK, VAR OLMADIKLARI İÇİN BULUNAMAYAN DELİLLERİ KARARTACAĞIM GÖSTERİLİYOR
Mahkeme başkanı diğer tanık beyanlarının ardından Osman Kavala’ya söz verdi. Kavala beyanında şunları söyledi: “Üzerime atılan sanal, kurgulanmış suçlardan dolayı 39 aydır aralıksız tutuklu bulunuyorum. İlk olarak Gezi olaylarını finanse ettiğim ve 15 Temmuz darbe girişimini organize ettiğim iddiasıyla tutuklandım. İki olayla ilgili aynı anda tutuklanmış olmam savcının bu iki olay hakkında ilişki kurduğunu göstermektedir. Oysa daha sonra 15 Temmuz ile ilgili re’sen tahliyeme karar verilmiş, dosya Gezi davasını finanse ettiğim iddiasıyla devam edilmiştir. Mantık kurallarına aykırı olarak süren tutukluluğuyum belki ideolojik yaklaşımlar ve iyi niyet eksikliği ile açıklanabilir. 15 Temmuz darbe girişimi suçlamasından iki defa tahliye olmamın gösterdiği gibi, iddia makamı bu suçlamalara dayanak olacak olgu ve bulgu olmadığının farkındadır. Olayları nesnel biçimde değerlendiren tarafsız bir gözlemcinin, hiçbir dayanağı olmayan ve yasadaki tanımına aykırı biçimde kullanılan casusluk suçlamasının AİHM’in derhal tahliye edilmem yönündeki kararını boşa çıkartmak için kurgulanmış olduğunu anlayamaması olası değildir. Suçlamalara dayanak olacak somut delil yokluğunda, iddia makamı bir takım komplo teorileriyle ve suçlamaları birbirlerinin kanıtıymış gibi iç içe geçirerek algı yaratmaya, bu şekilde yargıyı yönlendirmeye çalışmaktadır. Tahliye talebimin reddedilmesinde gerekçe olarak sayılan delillerin karartılacağı şüphesi makul bir şüphe değildir. Var olmadıkları için bugüne kadar bulunamayan delillerin karartılacak olmaları gerçeklikten tamamen kopuk sanal bir ihtimaldir. Geçen zaman paralel bir cezalandırmaya dönüşen bu hukuksuz uygulamanın vahametini sıradanlaştırmamakta, daha da arttırmaktadır. Özgürlüğümden mahrum yaşadığım her geçen gün benim için daha önemli bir kayıp haline gelmektedir. Bana yöneltilen suçlamaların dayanaksız olduğu gittikçe daha fazla aleniyet kazanırken, tahliye talebimin her reddedilişi bir öncekinden daha ağır bir hak ihlali oluşturmaktadır. Tahliye olduğum halde adaletten kaçacağım iddiası önyargılı bir görüştür, bu söz konusu olamaz. Bu aşamada tahliye edilmemem, özgür yaşama hakkımın gasp edilmesine yönelik bu süreci çok daha ağır bir insan hakları ihlaline dönüştürecektir.”
AYTÖRE: NE ZAMAN KAVALA İÇİN TAHLİYEYE YAKLAŞSAK YENİ BİR KARAR ÇIKIYOR ORTAYA
Kavala’nın beyanı sonrası avukatları söz aldı. “Ne zaman Osman Kavala ile ilgili tahliye imkânı ortaya çıksa yeni bir karar ortaya çıkıyor” diyerek sözlerine başlayan Aytöre istinaf mahkemesinin bozma kararını hatırlattı. Gezi davasının beraat kararının bozulması kararını da değerlendiren Aytöre, “Bu hukuka aykırılık bizim tutuklu bir biçimde Mayıs 2021’de görülecek bir duruşmaya atacak. Birleştirme kararı ilginç bir karar. İstinaf kararı aslında beraat kararını bozuyor ama sadece birleştirme istiyor. Aman diyor bu dosyaları birleştir. Biz buna alıştık, ne zaman Osman Kavala’nın tahliyesine giden bir süreç işlese o zaman bir şey çıkıyor. İstinaf kararında fiili ve hukuki irtibat var diyor, neye göre diyor, yanıt yok. Sayın heyetinizin dosyanızda tespit ve değerlendirmeler var diyor. İyi de sizin dosyanızdaki iddialar Gezi dosyası iddianamesinin kopyası zaten. Bir karmaşa yaratıp Osman Kavala’nın tutukluluğunu sürdürmek amaçlanıyor. İstinaf mahkemesinin kararı imkansızı aramaktır. İrtibat var deniyor, tek ortak noktası Hasan Yılmaz, bu 3 iddianamenin sahibi. Bu iddianamelerin hukuki ve siyasi tek irtibatı odur” dedi.
BAYRAKTAR: REHİN MUAMELESİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
“Osman Kavala'nın tahliyesini engelleyecek bu durum, ceza hukuku prensiplerine ihanettir. Lütfen bana Osman Kavala’nın Henri Barkey'le görüştüğüne ilişkin tek bir kanıt gösterebilir misiniz dosyadan?” diye soran Aytöre Osman Kavala'nın tahliyesini talep ederek savunmasını sonlandırdı. Ardından Avukat İlkan Koyuncu savunma yaptı.
Son olarak söz alan Abukat Köksal Bayraktar, “Mahkemeniz tutuklamanın devamı kararlarında hep soyut olgular kullanıyor. Adalet Bakanlığı bunu kabul etmiyor somut öğeler istiyor. 3 yıl 4 aydan beri tutuklu olan Osman Kavala’nın hürriyetine bir an önce kavuşturulması lazım. Rehin muamelesi ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
KARAR: DAVA GEZİ DAVASI İLE BİRLEŞTİ
Avukat savunmalarının ardından duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, dönüşte kararını açıkladı. Mahkeme heyeti İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinden gelen İstinaftan bozulan Gezi davası ile bu mahkemede görülen 15 Temmuz davasının birleşmesine karar verdi. Kavala’nın tutukluluğu devam edecek. Birleştirme kararı verilen Gezi Davası 21 Mayıs 2021’de saat 10.00’da 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.