DİSK'e bağlı 3 sendikadan ortak eylem: İnsanca yaşayacak ücret ve demokrasi
DİSK’e bağlı Gıda-İş, Cam Keramik-İş ve İletişim-İş Sendikaları yaptıkları ortak açıklamayla insanca yaşanacak ücret ve üniversitede, işyerinde demokrasi taleplerini dile getirdiler.
Fotoğraf: Evrensel
DİSK’e bağlı Gıda-İş, Cam Keramik-İş ve İletişim-İş Sendikaları yaptıkları ortak açıklamayla ülkede emekçilere bir yandan açlık ve sefaletin diğer yandan antidemokratik uygulamaların reva görüldüğünü belirtti. Sendikalar, “Bu açlık ve sefalete, antidemokratik uygulamalara, kötü yaşam koşullarına, yorucu ve uzun çalışma saatlerine karşı aşağı bakmadan, gücümüzü birleştirerek mücadele etmeliyiz” dedi.
Gıda-İş, Cam Keramik-İş, İletişim-İş Sendikalarına üye emekçiler İstanbul’un Avcılar ilçesinde bir araya geldi. Marmara Caddesi’nde yapılan açıklamayı Gıda-İş Genel Sekreteri Olcay Ozak okudu. Kriz ve salgın koşullarında emekçilerin çalışma şartlarının ve yaşamlarının gittikçe kötüleştiğini aktaran Ozak, “Açlık sınırının 2 bin 948 TL, yoksulluk sınırının 8 bin 570 TL olduğu bir dönemde asgari ücretin 2 bin 825 TL ile açlık sınırında olması insanca bir yaşamın işçi ve emekçilere uzak olduğunu göstermektedir” dedi.
"ÜCRET ZAMMI CEBE GİRMEDEN ERİDİ"
Yeni yılın ilk günlerinde iğneden ipliğe gelen zamların, emekçilerin ücret zammını cebe girmeden erittiğini ifade eden Ozak, “Kuru ekmek yiyorlarsa aç değildirler diyen hükümet, 18 yıllık iktidarı boyunca işçi ve emekçilerin yoksulluğunun daha da derinleştiğini göz ardı ediyor. Patronlar işçi ücretleri konuşulduğunda kendilerinin pandemiden olumsuz etkilendiğini söylüyorlar. Yalan söylüyorlar! Pandemi süresince düzenli olarak açıklanan ekonomik istihdam paketlerinin hiçbirinden işçi ve emekçilerin yükünü hafifletecek, yaşam koşullarını iyileştirecek bir karar açıklanmadı. Büyük sermayedarların milyon dolarlık vergi borçları silinirken, asgari ücretten kesilen vergilere hiçbir düzenleme yapılmadı. Adaletsiz vergi oranlarıyla ücretleri hızla eriyen emekçiler hükümetin zam fırtınasıyla da mücadele etmek durumunda kaldılar. 2020’nin ilk ayında 5 litrelik ayçiçeği yağı 35-40 TL iken 2021’in aynı ayında 5 litrelik ayçiçeği yağı 70-75 TL’ye yükseldi. Halk ekmek kuyrukları gün geçtikçe artmaya devam etti. Çarşı, pazar yerleri adeta yangın yerine dönmüş durumda. Akşamları pazarlarda çürük meyve ve sebze toplayanların sayısı arttı” dedi.
DİSK’in de önerisi olan asgari ücretin brütünün net olarak işçilere ödenmesinin artık bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Ozak, “İşçilerin ücretlerinin ek zam yapılarak ödenmesini, ücretlerin arttırılarak temel tüketim maddelerine zamların geri çekilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
İŞÇİLERİ KOD 29’LA İŞTEN ATTILAR
Kovid-19 salgınıyla birlikte 3.5 milyon işçinin kısa çalışma kapsamına alındığını belirten Ozak şöyle devam etti:
“Aileleri ile birlikte 6 milyon işçi ücretsiz izne çıkarıldı. İşçilerin yoksulluğu daha da derinleşmiş oldu. Bu uygulamalara ek olarak 25/2 (Kod 29) maddesi ile işçileri ahlaksızlıkla suçlayıp tazminatsız işten atmanın da yolunu açtılar. Elini işçilerin emekçilerin cebinden çekmeyen patronsever iktidar, işçileri ve ailelerini güvencesiz ve açlıkla sürdürülen bir yaşama mahkum ediyor.”
ÖĞRENCİLER ŞİDDETE MARUZ BIRAKILIYOR
Türkiye’de yaşayan işçi ve emekçilerin bir yandan açlık ve ölümle yüz yüze getirilirken, işten atılırken, diğer yandan da antidemokratik, baskıcı politikalarla karşı karşıya olduğunu dile getiren Ozak şunları söyledi:
“Fabrikalar ile benzer şekilde Boğaziçi Üniversitesinde olduğu gibi öğrenciler de baskı ve şiddete maruz bırakılıyor! Bu açlık ve sefalete, antidemokratik uygulamalara, kötü yaşam koşullarına, yorucu ve uzun çalışma saatlerine karşı aşağı bakmadan, gücümüzü birleştirerek mücadele etmeliyiz. İnsanca bir yaşam için işçileri emekçileri ekmeklerini büyütmeye, sendikalarda örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz.” (İstanbul/EVRENSEL)