Hakkari’de OHAL hiç kalkmadı
Avukat Ramazan Kurt: 2 yıl boyunca süren ve devam eden uygulamalar daha sonra olağanlaştırıldı. OHAL söylem boyutuyla kalkmış olsa bile hâlâ devam ediyor.
Arşiv fotoğraf: Yahya Sezgin/AA
Hakkari’de eylem ve etkinliklerin yanı sıra 12 bölgenin yıl sonuna kadar yasaklanmasıyla hak ihlallerinin üstünün örtülmek istendiğini belirten Avukat Ramazan Kurt, çözümün savaş politikalarına son verilmesinde olduğunu söyledi.
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 13 Mart 2016 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve sonrasındaki olağanüstü hal (OHAL) yasaklarıyla birlikte kent genelinde uygulamaya sokulan “özel güvenlik bölgesi” ve “eylem ve etkinlik yasağı” devam ediyor. Eylem ve etkinliklere getirilen yasaklar 15 ya da 30 gün süre aralarla tekrar ederken, son olarak 22 Ocak’ta kent merkezi, Çukurca, Yüksekova ve Şemdinli ilçelerindeki 12 bölge “özel güvenlik bölgesi” adı altında yıl sonuna kadar yasaklandı. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Hakkari Temsilcisi Avukat Ramazan Kurt, 2016’dan bu yana devam eden yasaklar ve bağlı yaşanan hak ihlallerini değerlendirdi. Toplantı, gösteri ve yürüyüşlerin temel insani hak olduğuna dikkati çeken Kurt, bunun herhangi bir idari amirin veya hükümetin iznine bağlı olmaması gerektiğini kaydetti. Bu hakların dayanağını toplumsal sözleşmelerden aldığını dile getiren Kurt, “Türkiye’de 2016’da meydana gelen darbe girişimi ile beraber OHAL uygulamalarıyla temel haklar tamamen sınırlandırıldı. Temel hak ve hürriyetler tamamen hükümetin ve bürokratların keyfiliğine bırakılmış. 2 yıl boyunca süren ve devam eden uygulamalar daha sonra olağanlaştırıldı. OHAL söylem boyutuyla kalkmış olsa bile hâlâ devam ediyor” diye konuştu.
İHLALLERİN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR
“PKK ile mücadele” adı altında barışçıl ve hak talepleri eylemlerinin “terörize” edildiğini kaydeden Kurt, “Terörle mücadele” adı altında ise hak ihlallerinin üstünün örtülmek istendiğini vurguladı. Bu durum karşısında tarafsızlığını yitirmiş ve bağımsız olmayan bir yargının olduğuna işaret eden Kurt, ifade özgürlüklerini hiçe sayan uygulamaları denetleyebilen bir mekanizmanın olmadığını ifade etti.
MEZARLIK SALDIRILARI VE ÖLÜMLER
Kurt, yasak olmayan yerlerde ise kolluk kuvvetlerinin ateşi sonucu insanların yaralandığı ve öldürüldüğünü dile getirdi. Kurt, “Yaylalarda suçsuz insanlar katlediliyor. Evinin 50 metre uzağında öldürülen Şerali Dereli veya Vedat Ekinci gibi birçok örnek gösterebiliriz. İnsanları katleden kolluk kuvvetleri ise beraat alıyor” dedi. Yaşanan cezasızlık politikalarından kaynaklı saldırıların daha da artığını söyleyen Kurt, “Son dönemlerde mezarlıklar hedef alındı. Toplumsal hafızaya dahi izin vermiyorlar. Kürtlerin kendi ölülerine dua okumalarına dahi izin verilmiyor” diye kaydetti. Yaşanan tıkanıklığın demokratik adımlarla aşılabileceğini kaydeden Kurt, savaş politikalarına son verilmesi, Kürt halkının meşru ve haklı makul taleplerinin kabul edilmesini istedi. Kurt Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasının sorunların çözümüne katkı sunacağını ifade etti. (HakkariMA)