07 Şubat 2021 10:49

Öğrenciler ve avukatları hukuksuzlukları anlattı: Karar önceden mi hazırlandı?

Boğaziçi protestolarında gözaltına alınan ve serbest bırakılan öğrenciler polisin uyguladığı şiddeti anlatırken avukatlar gözaltı ve tutuklamaların hukuksuzluğuna değindi.

Boğaziçi Üniversitesi önü | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Boğaziçi Üniversitesinde Kayyum Rektör Melih Bulu'nun istifasını isteyen öğrencilere yönelik baskılar sürüyor. Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanan Melih Bulu'yu protesto ettikleri için gözaltına alınan 6 öğrenciden 4’ü tutuklandı, 2 öğrenciye ise ev hapsi cezası verildi. Boğaziçi protestolarında tutuklanan öğrenci sayısı 8’e yükseldi. Serbest bırakılan öğrenciler polislerin uyguladığı şiddeti anlatırken avukatlar gözaltı ve tutuklamaların hukuksuzluğuna değindi.

"KARAR ÖNCEDEN Mİ HAZIRLANDI?"

Tutuklamalara ilişkin konuşan Avukat Engin Deniz Ergin, son savunmanın hemen ardından mahkeme heyetinin karar açıklamak için ara vermeden dışarıdakileri salona çağırdığını söyledi. Ergin, bu nedenle “Karar önceden hazır mıydı?​” şüphesinin akıllara geldiğini ifade etti.

Duruşmada gençlerin hangi suçtan tutuklandıklarını bile öğrenemediklerini ifade eden Ergin, “Zabıt yazılırken duruşma salonuna baktığımızda hâkim yoktu. Polislerin kâtip ve mübaşirle birlikte salonda olduğunu gördük. Tepki gösterdiğimiz için arbede çıktı” diye konuştu.

"CEZAEVİNE GİRMEMESİ GEREKEN GENÇLERE TUTUKLAMA"

Kadıköy eylemi sonrası polisin cadı avına çıktığını söyleyen Ergin, “İsnat edilen suçlamalarla ceza alsalar dahi infaz mevzuatına göre kapalı cezaevine dahi girmeyecek insanlar, tutuklama ve ev hapsi ile henüz soruşturma aşamasında adeta cezalandırılıyor. Sokakta sesini duyurmaya çalışan insanlar korkutulmaya çalışılıyor” dedi.

Avukat Abdullah Bişaroğlu ise “Öğrenciler, onları ezmek üzere olan bir polis aracının altında kalmadıkları için tutuklandılar” dedi.

"ÜZERİNE VAZİFE Mİ REKTÖRÜ PROTESTO ETMEK!"

2 Şubat’ta Kadıköy’deki eylemde gözaltına alınan Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öğrencisi Mehmet Şimşek, “Darbedilerek yere düşüldükten sonra yerde tekmelenmemiz yetmezmiş gibi bir karış mesafeden spreyle gözüme gaz sıkılmıştı. İlk gün Gayrettepe’de ikinci gün Vatan’da kaldık. Avukatların getirdiği yiyecek/şeker vb. hiçbir temel ihtiyacımız içeriye alınmadı” dedi.

Sulh ceza mahkemesinde kendilerine konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan sorular sorulduğunu ifade eden Şimşek, “Örneğin bana ‘Üzerine vazife mi kayyum rektörü protesto etmek’ gibi şeyler soruldu. Hakimlik sorgumuzun yalnızca bir formaliteden ibaret olduğu tüm yargılama süreci düşünüldüğünde oldukça açık” diye konuştu.

"KARAR ÖNCEDEN BELLİYDİ"

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Ezgi Ertürk de mahkeme sürecindeki hukuksuzluğa değindi. Mahkemeye tek tek çıkarıldıklarını söyleyen Ertürk, kendilerine “Bütün kayyumlara tepki gösterir misin?​”, “Sen sosyal medyada gördüğün her şeye sürüklenen bir tip misin?​” gibi suçlamalarla alakasız sorular sorulduğunu vurguladı.

"PANDEMİ BAHANESİYLE EYLEMİ YASAKLAYIP OTOBÜSE TIKIŞTIRDILAR"

Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi Anıl Bayraktar ise “Tutuklanan arkadaşlarımızdan olan Anıl Akyüz polisin beni daha fazla darbetmemesi için araya girdi ve kendisi polisin yoğun saldırısına maruz kaldı, kafası polis aracına vuruldu. Pandemi sebebiyle eylemimizi yasaklayıp müdahale edenler bizi otobüslere tıkıştırdı. Nezarette de insani olmayan koşullarda kaldık. Hatta kadın arkadaşlarımızdan birine çıplak arama dayatması yapıldı” dedi.

"POLİS BANA AİT OLMAYAN BİR MONTU ZORLA GİYDİRDİ"

Bugün ev hapsi cezası ile serbest bırakılan Marmara Üniversitesi öğrencisi Yunus Emre Karaca yaşadıklarını aktardı. Karaca, iki kez aynı eyleme katıldığı gerekçesiyle gözaltına alındığını anlattı.  Karaca, gözaltı ve mahkeme sürecindeki hukuksuzluğu ise şu sözlerle anlattı:

“Onlarca polis tarafından işkence ile gözaltına alındım. Polisler, ağza alınmayacak küfürler ettiler, ölüm tehditlerinde bulundular. Saatlerce ters kelepçe ile bekletildiğimiz için ellerimiz morardı. Ters kelepçeyi çıkarmaları için polislerle tartıştım. Otobüsteki polis beni aşağıya indirdi, elindeki bıçağı göstererek ‘Burada seni bıçaklarım’ diyerek küfür etmeye başladı. Vatan Emniyet'e götürüldük, hastane kontrolü sonrası serbest bırakıldık. Serbest bırakıldıktan sonra darptan ve gazdan dolayı rahatsızlandım, hastaneye gittim. Oksijen cihazına bağladılar. Eve geldiğimde çok geç olmuştu. 4,5 saat sonra zaten evi polisler bastı ve tekrar gözaltına alındım. Evdeyken de bana ait olmayan bir montu polisler ‘Üşüyorsun giy’ diyerek zorla giydirdiler. Daha sonra video kameralarını açtılar, ‘Videodaki şüphelinin üzerinde montun bir benzeri Yunus Emre Karaca’nın da üzerindedir, mont delil teşkil ettiği için montu alıyoruz’ dediler. Üzerimden aldılar ve kamerayı kapattılar. Benim evimi basan polisler savcının odasında da saatlerce zaman geçirdi. Mahkeme salonunda başlamadan onlarca TEM polisi çaylarını, sigaralarını içiyorlardı. Mahkemeye çıkartıldığımız sırada silahlı bir biçimde üç dört TEM polisi bekliyordu.”

"SAATLERCE AVUKATIMA ULAŞMAM ENGELLENDİ"

Sağlık kontrolüne götürülmeden 4 arkadaşıyla birlikte İskele Karakolu'na götürüldüğünü aktaran Gelişim Üniversitesi öğrencisi Hasan Doğan, “Orada polisler beni işaret etti. Arkadaşlarıma nereye götürüldüğümü söylemeden beni arkada nezaretlerin olduğu bir odaya çektiler. Beş altı saat ne olduğunu bilmeden o odada bekletildim. İşkencelere orada da maruz bırakıldım. Saat bir buçuk gibi avukatıma ulaşılabildim, arayarak gözaltında olduğumu söyledim. Arkasından sağlık kontrolüne götürüldüm ve sağlık kontrolüne götürülürken bizlere saldıran faşist çetelerin darp cebir raporu aldırılarak şikâyet için karakola getirildiğini gördüm. Beni işaret ederek kendilerine saldıranlardan birinin benim olduğumu söylediler. Hakkımda iki dosya açıldı. 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşü kanuna muhalefet ve faşist çeteleri alandan çıkardığımız için şikâyetçi oldular. İki dosyadan ifadem alındı. Saatlerce avukatımla görüştürülmedim, ulaşmam engellendi ” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Kaş’ta valiye lüks villa almak için devletin milyonları harcandı

SONRAKİ HABER

Çıplak arama uygulandığını kabul etmeyen İzmir Valiliğine baro ve avukatlardan tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa