İskender Bayhan: Tutuklamalarla, gözaltılarla öğrencilerin haklı talebi bastırılamaz
Gazeteci İskender Bayhan, Boğaziçi'deki son gelişmeleri ve suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın Melih Bulu'ya mektubunu Gündem Özel'de değerlendirdi.
Gazeteci İskender Bayhan, Boğaziçi'deki son gelişmeleri ve suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın Melih Bulu'ya mektubunu Gündem Özel'de değerlendirdi.
İskender Bayhan'ın değerlendirmelerinden satır başları şöyle:
Boğaziçi’de başlayan haklı mücadelenin sözle açıklamalarla tehditlerle bastırılamayacağı veya böyle yönetilemeyeceği bir noktaya gelinmiş durumda. tutuklamalarla, gözaltılarla bu sürecin önü kesilmeye çalışılıyor. İkincisi de bu haklı talep ülke genelinde üniversitelerde de yayılıyor. Oralarda da gözaltılar oluyor.
Bu aynı zamanda Türkiye’de tek adam hükümetinin yargı sistemi üzerindeki egemenliğinin ne hale geldiğinin boyutunu da tartışılır hale getirdi. Bütün bunlara rağmen üniversite öğrencileri geri çekilmiyorlar aksine bu haklı taleplerine daha fazla sahip çıkıyorlar.
ALAATTİN ÇAKICI CUMHUR İTTİFAKININ ÜÇÜNCÜ SÖZCÜ
Öğrencilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı açık mektuba henüz yanıt verilmiş değil. Hatta yanıt Çakıcı’dan geldi diyebiliriz. Artık Cumhur İttifakının Erdoğan ve Bahçeli dışında üçüncü bir sözcüsü daha var. doğu Perinçek’i falan da geride bırakan bir sözcü Alaattin Çakıcı. MHP’nin önümüzdeki dönem genel başkanı bile olabilir. Süleyman Soylu’nun Çakıcı gibi bir rakibi var artık. AKP cephesinden de dur diyen yok, demek kabul ediyorlar. Tek adam hükümetinin üçüncü bir sözcü bulmuş olması halk kitleleri üzerindeki itibarını yükseltecek bir şey değil. Olsa olsa baskı ve zorla siyaseti sürdürme konusundaki kararlılığına destek olur.
DİYANET BİR GÜN DE ÖĞRENCİLERİN SORUNLARI İÇİN HUTBE VERSİN
Diyanet Başkanlığı hutbesi tamamen din istismarcısı ve ırkçı bir siyasette birleşmeye çağırıyor. Diyanet Cumhur İttifakının yan örgütü gibi çalışıyor. Rektörlerin atamayla belirlenmesi hangi milli ve manevi değer? Diyanet bir gün de gençliğin sorunlarıyla ilgili fetva verse de görsek milli ve manevi değerleri. Türkiye gençliği bunlardan ne kadar uzak durursa o kadar halkın yararına olur.
BOĞAZİÇİ'NİN BİRLİĞİ, İTTİFAKI BOZULMADI
Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı açıklamadaki ‘mücadele kampüslerde devam etme’ yorumunun bir baskınlanma olduğunu düşünüyorum. Eylemlerin meşruluğunu kaybetmemesi baskısı. Ancak Boğaziçi ile dayanışma için, oradaki talebin büyütülmesi için çıkan sesler de eylemlerde meşrudur, haktır. Bu baskılanmaya bakılarak bu mücadeleye yön verilemez.
İşçi ve emekçiler de kendi sorunlarıyla, talepleriyle; üniversite öğrencilerinin talep ve sorunlarının bir merkezden yönetildiğini görmeler lazım. Tek adam hükümetinin durduğu yerden yönetilmekte.
Boğaziçi’nin birliğini, ittifakını bozabilmiş bir tablo söz konusu değil. Hükümetin ve Bulu’nun yeni arayışları da var. Yeni fakülteler kurmak bunun göstergesi. (Evrensel WEBTV)