Av. Engin Deniz Ergin: Tutuklu öğrencilerin hak ve özgürlükleri ihlal edilmiş oluyor
Avukat Engin Deniz Ergin, Boğaziçi eylemlerinde ceza alan öğrencilerle ilgili bilgi verdi, sorgularda ve mahkemelerde neler yaşandığını Gündem Özel'de anlattı.
Avukat Engin Deniz Ergin, Boğaziçi eylemlerinde ceza alan öğrencilerle ilgili bilgi verdi, sorgularda ve mahkemelerde neler yaşandığını Zeliş Irmak'ın sunumuyla Gündem Özel'de anlattı:
"Boğaziçi’de düzenlenen sergiden sonra ve eylemlerin ardından toplam 9 öğrenci tutuklandı. 2 öğrenci sergideki Kabe resmi meselesinden tutuklandı.
1 Şubat’ta Boğaziçi önünde ve eylemlerden 108 artı 51 öğrenci gözaltına alındı. 30’u tutuklama 21’i adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk edildi. Tutuklanan olmadı, ev hapsi dışındaki adli kontrol hükümleri uygulandı hepsine. Bir kısmına karakola imza verme uygulandı. Aynı zamanda hepsi için yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Yurt dışı yasağı katalog gibi oldu. Bu eylemlerde işlem yapılan herkese uygulanıyor.
2 Şubat Kadıköy eyleminde; eylem anında 77 kişi gözaltına alındı. Onlardan 23’ü hariç diğerleri emniyetten serbest bırakıldı. 23 kişiden 10’u tutuklama talebi, 13’ü de adli kontrolle hakimliğe sevk edildi. 2 kişi tutuklandı. 11 kişiye ev hapsi verildi. Diğerlerine de yurt dışına çıkış yasağı verildi.
Eylemden bir gün sonra yapılan ev baskınlarında 6 kişi gözaltına alındı. 4 kişi tutuklandı. 2 kişiye ev hapsi verildi.
4 Şubat Kadıköy eyleminde de 61 kişi gözaltına alındı. 8 Şubat’a kadar emniyette bekletildiler. Adliyeye geldikten sonra 8’i serbest bırakıldı, 33 kişi tutuklama, 20 kişi adli kontrol talebiyle hakimliğe sevk edildi. Tutuklama olmadı. Ev hapsi ve ilçeyi terk etmeme, imza gibi yükümlülüklerle serbest bırakıldılar.
İzmir’de gözaltına alınan Beyza da İstanbul’a getirildi ve 7 Şubat’ta tutuklandı.
İlçeden çıkmama cezasını ben de ilk kez duydum. Bugüne kadar uygulandığına da tanık olmadım. Özellikle İstanbul’da tuhaf bir tedbir. İstanbul’da zaten sokağın karşısı bile başka ilçe olabilir.
"HUKUKUMUZDAKİ YERLEŞİK İÇTİHATLARA AYKIRI SUÇLAMALAR YAPILIYOR"
Tutuklanan ya da ceza alan tüm öğrenciler 2911 sayılı kanuna muhalefetle suçlanıyor. (Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu) Gerekçe şu oluyor: ‘Kaymakamlık karar aldı siz buna rağmen niye toplandınız? Kolluk geldi size dağılın dedi, niye dağılmadınız?’ Bu sorulardan da TCK-265 ile suçlanıyorlar. Aslında bu bizim hukukumuzdaki yerleşik içtihatlara aykırı suçlamalar. Çünkü mukavemetin oluşabilmesinin şartları oluşmadan bunla suçlayıp bir de tutuklama işlemi yapılanlar oldu. Beyza için halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme, suça tahrik cezası uygulandı. Kabe resmi sebebiyle tutuklanan arkadaşlar da dini değerleri aşağılama cezası uygulandı.
"DOSYALARIN ESASINDA TERÖR DİYE BİR SUÇLAMA YOK"
Dosyaların esasında terör diye bir suçlama yok. Sorgu sırasında sorularda dokundurucu şekilde soru sorulduğu oldu. ‘Terör örgütlerine yarayacak paylaşımlar yapılmış’ denilerek suçlanan oldu. Aslında yürütme tarafından yapılan açıklamaların hepsi hukuka aykırı açıklamalar. Çünkü yargıya intikal ettirilmiş bir süreçte şüpheli hakkında bu şekilde açıklamalar yapmak zaten masumiyet karinesini ihlal eder. Yürütmenin yargıya baskısını oluşturur ve hakkında bir hüküm olmayan insanları basın önünde isnat etmek oluyor. Açıkça ‘lekelenmeme hakkı’ ihlal ediliyor.
"ADLİYELERDE POLİSİYE BİR SÜREÇ YAŞANIYOR"
2 Şubat eylemlerinde yapılan Sulh Ceza Hakimliği sorgusunda ‘Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi değilsin. Neden eyleme gittin?’, ‘Sen üzerine vazife mi görüyorsun böyle eylemleri?’, ‘Daha önceki rektör atamalarında böyle protesto yaptın mı?’, ‘Bu rektör ataması yasal değil mi?’, ‘Sen anayasa maddelerini nereden biliyorsun?’ gibi sorular yöneltildi. Aynı gün Anadolu Adliyesinde karar açıklanacağı sırada polis avukatlara müdahale etti. Hakim duruşma salonunda polisleri bulundurdu. İtiraz üzerine çıkardı, geri aldı. Karar yazım esnasında hakim duruşma salonunu terk etti… Yani adliyelerde polisiye bir süreç yaşanıyor.
Boğaziçi dışından direnişe destek verenlere daha sert davranıldı. Soruşturmaları daha sert geçiyor. Bu da iktidarın protestoların yayılmasını engellemeye çalıştığını gösteriyor.
"ÜLKEMİZDE SORUŞTURMA DA KOVUŞTURMA DA UZUN SÜRÜYOR"
Soruşturma olay günü başlar. Bu da öğrencilerin daha soruşturmanın başında tutuklandığı anlamına gelir. Soruşturma ne kadar sürer, ne zaman dava açılır bilmiyoruz. Ülkemizde soruşturma da kovuşturma da uzun sürüyor.
İnsanlar demokratik haklarını kullanmak ve protesto etmek istiyorlar. Ancak iktidar bunu istemediği gibi gerek polis eliyle gerek adliye eliyle engellemek için her türlü baskıyı yapacağını gösteriyor. Tutuklu kalan öğrencilerin hakları ve özgürlükleri ihlal edilmiş oluyor. Ev hapsi neredeyse daha ağır bir tedbir. Kişi ceza alırsa eğer cezasından düşülmüyor. Ev hapsi cezası son zamanlarda adeta moda oldu. Bu yaşananların göz korkutma olduğunu düşünüyorum ama yine de insanlar tepki vermekten çekinmiyor. (Evrensel WEB TV)