10 Şubat 2021 23:35

Farklı siyasi görüşlerden Ford işçilerine göre rektörler seçimle belirlenmeli

Farklı partilere de oy verse Ford işçilerinin “kayyum rektör”le ilgili ortaklaştıkları konu rektörlerin seçimle belirlenmesi gerektiği.

Fotoğraf: Can Candan

Paylaş

Arzu ERKAN
Kocaeli

Boğaziçi Üniversitesine kayyum rektör atanmasına karşı eylemler bir ayı geride bıraktı. Üniversite öğrencileri ve öğretim üyelerinin demokratik üniversite talebi, polisin sert müdahalesi ve tutuklamaların yanı sıra iktidarın sergide kullanılan Kabe resmini gerekçe göstererek başlattığı “Kutsalımıza saldırdılar, LGBTİ sapkınlar” söylemi de fabrikalarda işçilerin gündeminde.

Kocaeli’de kurulu Ford Otosan fabrikasında çalışan ve kendini muhafazakar, milliyetçi, Atatürkçü ya da özgürlükçü gibi farklı görüş ve aidiyetlerle tanımlayan, farklı partilere oy veren işçilerle Boğaziçi Üniversitesinde yaşananları konuştuk. “İktidarın halkın gerçek gündemi olan geçim sıkıntısını gizlemek için böyle bir gündem açtığı” fikrini beyan edenler de var; “Kutsalımıza yapılan saldırıyı asla kabul etmiyoruz” diyenler de… Ama tüm işçiler rektörün seçimle belirlenmesi konusundaki talebin haklı olduğunu söylüyor. İşçilerin anlattıkları, iktidarın söylemlerinin fabrikalarda eskisi kadar olmasa da hâlâ karşılık bulduğunu gösteriyor.

ÖFKE ARTIYOR

Kendisini “eski MHP’li” diye tanımlayan, MHP’nin referandumda takındığı tutum nedeniyle son seçimde CHP’ye oy verdiğini söyleyen bir Ford Otosan işçisi, hükümetin üniversiteyi kendi siyasi görüşüne uygun dizayn etmek için Boğaziçi Üniversitesine böyle bir atama yaptığını ifade etti. Ford işçisi “Boğaziçi mezunlarına şöyle bir bakarsak, geneli düzgün bir yerlere gelmiş, önü açık, iktidara muhalif kişilerden oluşuyor. Bunun önü ancak bu şekilde alınabilir, bunu fark ettiler. Çevremden görüyorum hükümetin bu tür müdahaleleri onlara duyulan öfkeyi artırıyor. Herkes AKP’nin kadrolaşmanın yollarını aradığını fark ediyor” diye konuştu.

“Kutsalımıza saldırdılar”, “LGBTİ sapkınlar” ifadelerinin de öğrencilerin “Rektör seçimle belirlensin” talebini gölgelemek için gündeme getirildiğini düşünen işçi şöyle devam etti:“LGBTİ gençleri günah keçisi ilan ettiler. En iyi yaptıkları şeyi yine yapıyorlar, insanları kışkırtıp, kin ve nefreti ön planda tutup, istediklerini hayata geçiriyorlar. Gerçek sorunu, gerçek talebi gizliyorlar. Kısacası kendilerine biat etmeyenleri terörist ilan edip, fişlerini çekiyorlar. Şu bir gerçek, kendi tabanı da halk da artık dini istismar edenleri, Erdoğan’ın söylemlerini ayırt edecek kadar uyandı. Bazı ortamlarda bunu görüp duyuyorum. Öğrenci kardeşlerimin bu kışkırtmalara gelmeden kararlılıkla eylemlerine devam etmeleri gerektiği kanısındayım.”

İşçiler olarak öğrenci ve öğretim üyelerine destek vermeleri gerektiğini ama henüz fabrikada böyle bir örgütlülüğe sahip olmadıklarını dile getiren Ford işçisi “Sanırım biz işçilerin ihtiyacı olan her söylenene inanmamak, araştırmak, okumak, şu anki haklarımızın nasıl elde edildiğine bakmak… Bu kadarı bile yeterli olur diye düşünüyorum, harekete geçmek ve adım atmak için. Sadece biraz cesarete ihtiyacımız var” dedi.

‘EN KÖTÜ SEÇİM BUNDAN İYİ OLUR’

Kendini Atatürkçü olarak tarif eden ve CHP’ye oy veren bir başka Ford Otosan işçisi, “koyu AKP’li” olarak tanımladığı çalıştığı bölümdeki işçilerle Boğaziçi’de yaşanan gelişmeleri, hatta geçim sıkıntısını bile sağlıklı tartışamadıklarını söyledi. Ford işçisi “Onlara göre eylemlere katılanlar öğrenci değil provokatör. Aslında Boğaziçi’de yaşananlar yeni değil. Sadece üniversitelere dışardan rektör atamıyorlar ki, devletin bütün organlarında aynı şeyi yaptılar. Yapamayanı değil, onlardan olmayanı alıp yerine onlardan olanı koyuyorlar. Ben öğrencilerin seçim talebini haklı buluyorum. Kafamı karıştıran seçimin nasıl yapılacağı, kim seçiyor, oyu kimler veriyor, bir kurul mu var, bunları bilmiyorum. Mesela bazı öğrenci grupları sonuca etki edebilir mi? Ya da öğrencilerle öğretim üyeleri farklı isimleri savununca ne olacak? Ama her ne olursa olsun bundan iyi olurdu” diye konuştu.

‘BİZ DE SENDİKAMIZDA TEMSİLCİ ATANMASINA KARŞI ÇIKMIYOR MUYUZ’

LGBTİ bireylere yönelik nefret dilini “Çocukları yine halkın önüne attılar” diye değerlendiren işçi sözlerini şöyle sürdürdü:“Erdoğan’ın bir videosunu izledim. 2002 yılı seçimleri öncesi Abbas Güçlü’nün Genç Bakış programına katılmış, orada eşcinseller ile ilgili söyledikleriyle, bugün yaptıkları tümüyle birbirine zıt. Olan o gençlere oldu, hedef haline getirildiler. Bu haklı eyleme kulp bulmaları gerekiyordu, buldular. Çevremdeki işçilerden bakınca da maalesef işe yaramış durumda. İnsanlar eylemlerin gerçek sebebini unuttu. Bence hükümetin farklı bir kulvara çekmesine izin vermemek lazım. Bu eylemlerin çıkış noktası ne, atama değil seçim yapılması. Biz de kendi sendikamızda atama yapılmasına karşı çıkmıyor muyuz? Temsilci atanıyor, delege atanıyor, işçi sendikada hiçbir söz hakkına sahip değil. Sadece üniversitede değil her yerde seçim olmalı, insanlar hür iradeleriyle kendilerini temsil edeni seçebilmeli.”

İşçilerin sendikalarıyla Boğaziçi’ye destek eylemleri yapması gerektiğini dile getiren işçi “Maalesef bizim üyesi olduğumuz Türk Metal’in tutumu ortada, bırakın bu meseleyi işçilerin sorunları karşısında bile adım atmıyor. Ama bir şekilde öğrencilere destek vermek lazım. Başka, daha mücadeleci sendikalar işyerlerinde destek eylemleri yapabilir, hiçbir şey olmasa tezgah başında alkış olur, belki o zaman bizde de harekete geçme cesareti bulunabilir” dedi.

EYLEMİN AMACI ÖNE ÇIKMALI

Son seçimlerde HDP’ye oy verdiğini dile getiren başka bir Ford Otosan işçisi, fabrikada herkesin Boğaziçi’de yaşananları takip ettiğini ama çok fazla konuşmak istemediğini, LGBTİ bireylerin öne çıkarılmasına ise sıcak bakmadıklarını söyledi. “Bence yasanın değişmesi lazım, geçmişte de Ahmet Necdet Sezer 2 oy alanı rektör olarak atamıştı” hatırlatmasında bulunan Ford işçisi, AKP’li işçilerin ‘O zaman neden ses çıkarılmadı’ dediğini anlattı. Atamanın tümden kaldırılması ve seçim yapılması gerektiğini ifade eden Ford işçisi, “Açıkçası ben de bu süreçte açılan sergiyi, eylemlerde LGBTİ bayraklarının taşınmasını doğru bulmuyorum, eleştiriyorum. Öne çıkması gereken, neden eylem yaptıklarıydı bu değil” dedi. Bu durumun talebi arka plana iterken Erdoğan’ı da güçlendirdiğini söyleyen işçi “Geçen gün 2 milyona yakın tweet atıldı, reisimizin yanındayız diye bu ilk kez oluyor. Hatırlanacaktr, bu sayıya Erdoğan’a tamam derken ulaşılmıştı. Bence bu gelişmeler onun yeniden kitlesini toparlamasını sağladı” diye konuştu.

BOŞ VERİN BU KONUYU, SÖZLEŞME GELİYOR

Kendisini muhafazakar olarak tanımlayan bir Ford Otosan işçisiyle konuşuyoruz. 2015 yılında yaşanan metal direnişine kadar AKP’ye oy vermiş. Direnişe karşı tavrı nedeniyle AKP ile olan bağlarını koparmış ve haziran seçimlerinde Saadet Partisine oy vermiş. Şimdi ise oy kullanmadığını söylüyor. Üniversitedeki sergide Kabe figürlü resme oldukça tepkili. “Kutsalımıza saldırdılar ve bunu kabul etmem mümkün değil” diyen işçi seçim gibi haklı bir taleple başlayan eylemlerin farklı bir boyuta taşındığını, birilerinin karışıklık çıkarmak istediğini öne sürdü.

Ford İşçisi “Ben de atama yapılmasına karşıyım evet seçim yapılmalıydı. Ama şimdi geldiği noktada hükümet kadar eyleme katılanların da suçu olduğunu düşünüyorum. Ama bunu bahane edip tüm öğrencilerin aynı kefeye konulmasını da doğru bulmuyorum. Bu ülkenin hakimi var, savcısı var. Bunu yapanları bulup çıkarsınlar, neyse cezası çeksinler. Ama tüm öğrencilere terörist denilmesi, hepsinin hedef haline getirilmesi doğru değil” dedi.

LGBTİ bireylerin hedef haline getirilmesine ilişkin sorularımızın kendisini gerdiğini ve öfkelendirdiğini dile getiren işçi, şöyle devam etti: “LGBTİ’lere bu hakkı kim verdi ya da veriyor? İslam hukukunda yerleri bile yok. Lut kavmi neden helak oldu? Aslında bu konuyu daha fazla konuşmak istemiyorum. Benim için konuşulacak, kabul edilebilecek bir yanı yok. Boş verin bu konuyu, biz işçileri konuşalım, bakın sözleşme geliyor…”

Ülkenin ekonomik olarak bir felakete sürüklendiğini, iktidarın da Boğaziçi gündemini esas olarak bu gerçeğin üzerini örtmek için ortaya attığını söyleyen işçi “Zamlar önüne geçilemeyecek hal aldı. Ekmek bile 2 lira oldu. Markete gidiyorsunuz bir şey almadan 100 lirayı bırakıyorsunuz. Avro, altın, dolar düştü. Ama fiyatlar gerilemedi. Bence hükümet bu kötü gidişin üstünü örtmek, gündem değiştirmek için Boğaziçi’ye el attı.  Gelen zamlarla bizim maaş çoktan eridi. Bu sene sözleşme yılı, biliyoruz ki pandemi diyecekler. Nasılsa bahaneleri hazır. Düşük zam ve 3 yılda diretecekler” diye konuştu.

HERKESE TERÖRİST DENMESİ ÇOK YANLIŞ

Kendisini milliyetçi olarak tanımlayan ve MHP’ye oy veren başka bir Ford Otosan işçisi ise Boğaziçi’de yaşanan gelişmeleri az çok takip ettiğini, bu konuda kafasının karışık olduğunu, iktidarın da yanlışları olduğunu dile getirdi. Ford işçisi “Herkesi zan altında bırakıyorlar. İçlerinde provokatörler vardır ama herkese terörist denmez, çok kötü bu, üniversite Türkiye’nin en iyi üniversitesi. Yazık! Rastgele rektör atanmaz bence. Bunun bir kuralı vardır. Kabe fotoğrafı, LBGTİ kafam karışık. Mesela o fotoğrafı kim koydu oraya? Benim için bir şey demesi zor bir durum. Herkese terörist denmesi çok yanlış. Yani memlekette pandemi var, insanlar geçim sıkıntısından kırılıyor. Bence en son derdimiz Boğaziçi, neden bununla uğraşılıyor, neden böyle bir gündem oldu?​” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: They want to add legitimacy to the illegitimate constitutional order

SONRAKİ HABER

Metal işçisi yazdı: Demokrasi en çok bize lazım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa