11 Şubat 2021 23:49

Çalışma evde, sömürü derinde

"Zorunlu ve ücretsiz fazla mesainin piyasa kuralı haline geldiği günümüz çalışma rejiminde her fırsatta zorlanan esnek çalışma sistemleri artık patronlar için bir adım daha yakın.”

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Deniz İPEK
İş Güvenliği Uzmanı

Koronavirüs salgınıyla birlikte çalışma biçimleri değişti. Evden çalışma salgının etkileri azalsa da kalıcı çalışma biçimi olarak kalacak. Geleneksel olarak evde yaptırılan işlerden oluşan çalışma biçimi “Evde İş Sözleşmesi”yle çalışmanın dışında şimdi de iş yasasının 14. maddesinde “uzaktan çalışma” başlığı altında tanımlanan çalışma şekli yaygınlaşıyor. Uzaktan çalışmanın (evden çalışma) yasal dayanağı 4857 sayılı İş Yasası’nın 14. maddesi. Bu çalışma uygulamada “evde çalışma” veya “evden çalışma” olarak adlandırılıyor. Yasanın tanımına göre: İşçi iş görme edimini işverenin yaptığı iş organizasyonu kapsamında yerine getirecek. İşçi iş görme edimini evinde veya teknolojik iletişim araçlarını kullanarak işyeri dışında yerine getirecek. Taraflar bu ilişkiyi yazılı olarak kuracaklar. Dünyada, özellikle de Avrupa’da uzaktan çalışmanın kural haline getirilmesi ve kalıcılaşması da tartışılıyor. Almanya’da 27 Ocak 2021’de salgın kısıtlamalarının kapsamı genişletildi ve evden çalışmaya yönelik bir yönerge yürürlüğe girdi. Buna göre herhangi bir teknik engeli olmayan işletmeler personelini evden çalıştıracak, kurala uymayanlara 30 bin avro para cezası var. Fransa, 14 Ekim’den beri gerekli koşulları taşıyan tüm iş kollarında uzaktan çalışmayı zorunlu tutuyor. Belçika’da da Almanya gibi kurala uymayanlara uygulanacak para cezaları oldukça yüksek. İskoçya, Portekiz, İsviçre’de de evden çalışma zorunlu hale getirildi. Hollanda’da çalışanların yüzde 45-56’sı işlerini eve taşıdı. Türkiye’de ise işlerin neredeyse yüzde 75’lik bir kısmının evden yürütülemeyeceği öngörülüyor.* Yapılan araştırmalar sermayenin ‘uzaktan çalışma’ modelini çok sevdiğini ortaya koyuyor. Araştırma ve danışmanlık şirketi Gartner tarafından yapılan, 300’ün üzerinde CFO (mali işler yöneticisi) ve finans yöneticisinin katıldığı ankete göre, şirketlerin yüzde 74’ü, çalışanlarının bir bölümünü kalıcı olarak uzaktan çalışma modeline geçirmeyi planlıyor. CFO’ların yüzde 90’ı neredeyse tüm faaliyetlerin kurum dışında gerçekleştirilebileceğini düşünüyor. Bir başka araştırma şirketi Enterprise Technology Research de (ETR) teknoloji odaklı şirketlerde bu yıl uzaktan çalışan sayısının ikiye katlanmasını öngörüyor.

ZOOM TOPLANTI, WHATSAPP ONLİNE, MESAİ BELİRSİZ, PSİKOLOJİK EZİYET

Salgın hastalığın varlığı ise işçi sınıfının kazanımlarına her fırsatta saldıran sermaye ve siyasi iktidar için adeta “Allah’ın bir lütfu” oldu. Halihazırda örgütlenmek için bir araya gelmekte zorlanan işçi sınıfının doğal bileşenleri, salgının da ilerlemesiyle işten eve, evden işe yuvarlandıkları bir döngüye dönüyor. Sınıfın, çok parçalı ve en örgütsüz kesimi olan ofis çalışanlarının durumu ise diğer çalışanlardan biraz daha farklı. Üretim aracı kendisine zimmetli dizüstü bilgisayar ve şirket hattı bulunan akıllı telefon olan plaza ve ofis çalışanları, pandeminin başladığı günlerde evlerini ofis haline getirdi. İnsanların evinin mahremiyetine yetişmesi gereken raporlarla ve bitmek bilmez zoom toplantıları marifetiyle dokunulur hale geldi. Zorunlu ve ücretsiz fazla mesainin piyasa kuralı haline geldiği günümüz çalışma rejiminde her fırsatta zorlanan esnek çalışma sistemleri artık patronlar için bir adım daha yakın.

KARANTİNA VE SONRASINDA İŞYERLERİNDE ÖNLEMLER

Politeknik Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları Dayanışma Derneği 24 Kasım-16 Aralık tarihleri arasında “Mühendis, Mimar, Şehir Plancılarının Çalışma Hayatında Covid-19 Araştırması” yaptı. Araştırmayla mühendislerin, mimarların kovid-19 ile çalışma yaşamında açığa çıkan dönüşümler ve süren toplumsal yaşama ilişkin değerlendirmeleri sorgulandı.

Derneğin araştırmasına göre salgının mart-haziran 2020’de gerçekleşen karantina döneminde katılımcıların çalışma hayatında en yüksek oranla görülen önlem evden çalışma. Karantina döneminde evden çalışan oranı yüzde 67. 2020 haziranıyla birlikte başlayan normalleşme sürecinde bu oran yüzde 39’a gerilese de evden çalışma pandemi öncesi döneme göre yaygın hale gelmiş durumda. Karantinada toplantıların online yapılması işyerlerinde yüzde 65 ile en sık rastlanan bir başka önlem. Karantina sonrası bu oran yüzde 49’a gerilemiş durumda. Karantina döneminde işçi sağlığı ve iş güvenliği kapsamında alınması zorunlu olan önlemlerden işyerlerinin düzenli dezenfekte edilmesi yüzde 54, kovid-19 bilgilendirme eğitimi yüzde 40 ve pandemi acil eylem planı yüzde 35 oranlarıyla gerçekleşmiş. Bu oranlar yasal zorunlulukların bile düşük oranlarda hayata geçirilmiş olduğunu ve işyerlerinin pandemiye karşı patronların insafına bırakıldığını gösteriyor. Kentler metropol ve metropol dışı şeklinde sınıflandırılırsa karantina döneminde metropolde evden çalışma oranı yüzde 74, metropol dışında yüzde 33, toplantıların online yapılması metropolde yüzde 71, metropol dışında yüzde 33 oranlarıyla gerçekleşmiş. Ofis saatlerinin azaltılması, kronik hastalığı olanlara izin, toplu ulaşımdan kaçınılması, seyahatlerin azaltılması gibi diğer işçi sağlığı önlemlerinin tümünde metropol dışında daha düşük oranlarda önlem alındığını görmek mümkün. Araştırmada pandemide yaygın bir şekilde uygulanan evden çalışmayla ilgili mühendis ve mimarların deneyimleri ayrıntılı bir şekilde incelendi. Evden çalışmayla ilgili negatif durumlarda başı çeken yüzde 52’lik oranla ev masraflarının artması oldu. İş ve iş dışı sınırlarının kalmaması (yüzde 51), ev işleri ve bakım yükünün artması (yüzde 40), ofis sandalyesinin olmaması (yüzde 40) yüksek oranlarla ifade edilen olumsuzluklar arasında yer alıyor. Mühendis ve mimarların yüzde 94’ü evden çalışmayla birlikte artan masraflar için işveren desteği olması gerektiğini düşünüyor. Katılımcıların yüzde 86’sı ise işten bağlantısızlık hakkından yana fikirlerini dile getirmekte ve işverenlerin çalışanlara mesai dışı erişememelerinin yasal olarak düzenlenmesi gerektiği fikrine katılmakta.

KADIN ÇALIŞANLAR PANDEMİYİ DAHA KÖTÜ YAŞIYOR

Karantina ve sonrası dönemde çalışma hayatıyla ilgili olumsuz sonuçları kadın mühendisler, mimarlar, plancılar erkek meslektaşlarına göre daha yüksek oranlarda yaşıyor. Kadınlar için kısa çalışma ödeneği ile sigorta priminin düşmesi yüzde 35 (toplamda yüzde 26), iş yoğunluğunun artması yüzde 46 (toplamda yüzde 35) oranlarıyla genelden daha sıklıkla gerçekleşmiş. Evden çalışmayla ilgili negatif deneyimlerin tamamını kadınlar daha yüksek oranlarla yaşıyor. Kadınlar ofis sandalyelerinin olmamasını yüzde 51, iş saati dışında daha sık iş yaptıklarını yüzde 48, çalışma saatlerinin artmasını yüzde 45 oranlarıyla yaşıyor. Erkeklerde ise bu oranlar sırayla yüzde 30, yüzde 29 ve yüzde 28 düzeyinde karşımıza çıkıyor. Ankete göre kadın mühendis, mimar ve plancıların yüzde 48’i pandemide ev içi bakım işleri için harcadığı zamanın arttığını ifade ediyor. Kadınların yüzde 25’i kovid-19’a karşı hijyen önlemlerini daha çok kendilerinin aldığını belirtiyor.

KAYGILAR YÜKSEK

Kovid-19 pandemisi yaşamla, gelecekle ilgili kaygıları da yüksek seviyelere çıkarmış durumda. Araştırmanın sonuçları katılımcıların yüzde 83’ünde yüksek kaygı seviyelerinin olduğunu gösteriyor. Hane bireylerine hastalık taşımak (yüzde 69), işsiz kalmak (yüzde 69), temel ihtiyaçları karşılayamamak (yüzde 53) kaygının nedenleri arasında yer alıyor.

* Covid-19 sonucunda evden çalışabilirlik ve eşitsizliğe etkileri: Türkiye için politika önerileri
Uğur Aytun, Cem Özgüzel


ÇALIŞMA SAATLERİMİZ BELLİ OLMUYOR

İzmir’den bir işçi

Evrensel gazetesinde çıkan bir haberden sonra ben de evde çalışanlardan biri olarak duygularımı paylaşmak istedim.

Evden çalışmanın en büyük dezavantajlarının başında, sosyal hayatın azalması gelir. Ofiste çalışma arkadaşlarınızla sohbet etmek, öğle arası yemek yemek ya da iş sonrası buluşmalar günün stresini atmanıza yardımcı olabilir. Çoğu zaman çalıştığınız saatlerle kendinize ayırdığınız zaman birbirine karışır. Kendinizi sürekli çalışıyor gibi hissedersiniz. Bu durum bir süre sonra motivasyonunuzu azaltabilir.

Bir ekiple çalışıyorsanız, çalışma saatlerinizin farklı olması nedeniyle iletişim sorunları yaşayabilirsiniz. Ayrıca yaşadığınız teknik sorunlara telefon ya da bilgisayar aracılığıyla çözüm bulmakta zorlanabilirsiniz. Evden çalışma sistemi günün tamamını hareketsiz geçirmenize neden olabilir. Hareketsiz yaşam, psikolojik ve fiziksel sorunlara neden olabilir.

Avantajları ise eğer düzenli bir çalışma programı oluşturduysanız, evden çalışma verimlilik açısından son derece avantajlıdır. Ofisteki rahatsız edici sesler ve çalışmanızı bölen sorular yokken konsantre olmanız çok daha kolaydır.

Büyük ve açık ofislerde çalışanların dikkati daha fazla dağılabilir. Diğer çalışanların yaptıkları görüşmeler, molaya çıkan çalışanlar, yapılan telefon konuşmaları gibi dikkat dağıtıcı birçok unsur evden çalışırken elenmiş olur ve tam odaklanma sağlanabilir.

Evde çalışmanın kötü yanı ise stres altında olma ve sosyal faaliyetlerin olmamasından kaynaklı yaşanan problemlerin evdeki kişilere de yansıması, en ufak bir seste veya sorunda çocuklara bağırmak veya evde huzursuzluk çıkmasını tetikleyecek tepkilerin verilmesi gibi konuların yaşanması oluyor. Stres altında ve sosyal iletişimin olmadığı bir ortam olduğu için en ufak bir tatsızlık tartışmaların olmasına neden olabilir.

Evde çalışmanın bir kötü tarafı da maliyetlerin artması elektrik, su, yemek maliyeti, internet gibi giderlerin artması ve işveren tarafından karşılanmadığı için mevcut ücretlerin yetersiz olması ve ay sonunun daha zorluk içinde beklenmesi.

Ayrıca evde daha fazla çalışmak da bir gerçek. Fabrikadaki gibi çalışma saatleri belli olmuyor, gece veya günün herhangi bir saatinde aranıp işlerin yapılması yönünde talimat veriliyor.

ÖNCEKİ HABER

Hatay'ta eşini bıçaklayıp öldüren katil erkek gözaltında

SONRAKİ HABER

HDP'li Çepni: Kod-29 denen işçi düşmanı madde ile işçiler işten atılıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa