Esnaf platformu Kabare: Kapatma ya da sahip çık
Pandemi sürecinde devletin desteksiz bıraktığı Ankara'da bir grup esnaf bir araya gelerek Kabare Platformunu kurdu.
Fotoğraf: Evrensel
Cansu ERTAŞ
Ankara
Pandemi sebebiyle hükümet tarafından dükkanları kapatılan ve giderlerini karşılayamadığı için zor durumda kalan birçok esnaf iflas etti ya da çalışanlarını işten çıkardı. Devletin desteksiz bıraktığı esnaf sesini duyurmaya çalışıyor. Bu amaçla Ankara’da bir grup esnaf bir araya gelerek Kabare Platformunu kurdu. Kabare Platformundan Oğul Aşkın ile platformu nasıl kurduklarını ve pandemi sürecinde yaşadıkları problemleri konuştuk. Taleplerinin, haklarının verilmesi ve esnafa sahip çıkılması olduğunu söyleyen Aşkın, “Haklarımız var. Biz bu dükkanları sizin aldığınız kararlara uyarak kapatmak zorunda kalıyoruz. O zaman ya görüşelim ya bir şey yapalım ama bu durum böyle devam etmez” dedi.
February 16, 2021
Pandemiyle kısıtlamaları kapsamında kapatılan esnaf büyük bir mağduriyet yaşıyor. Devlet desteklerinin yetersiz kalmasıyla seslerini duyurmak adına ‘Kabare Platformu’nu kuran Ankara’da bir grup esnaf, pandemiyle oluşan ekonomik sıkıntılarının çözülmesini bekliyor.
"BİZİMKİSİ HAK VE EKMEK MÜCADELESİ"
Kabare Platformu'nun uzun zamandır bir araya gelmeye çalışan ve problemlerini beraber bir mesleki öz örgütlenmeye giderek çözmeye çalışan esnaf topluluğu ile başladığını ifade eden Aşkın, Çankaya’da diğer esnafın da kendilerini desteklediğini ifade etti. Aşkın, “Bir araya gelmedikçe yasal ya da siyasal zeminde herhangi bir ses duyurmak, yine aynı şekilde bürokratik başvurularda bulunmak mümkün olmuyor. Bizim derdimiz açıkçası zaten bu. Bazı mekanlar 11 aydır, bazı mekanlar da aralıklı olarak 7 aya yakındır kapalı. Koskoca bir sektör çökmek üzere” dedi. Sadece kafe, bar, restoran emekçileri veya esnafı olarak bir araya gelerek kabareyi kurduklarını ancak bütün sektörün derdinin aynı olduğunu, herkesin batmanın eşiğinde olduğunu ifade etti. Aşkın, “Pandemi bitse esnafın yüzde yirmisi kepenk açamayacak. Geri kalanın yüzde yirmisi de ikinci ya da üçüncü haftada batacak. Şu anda işlek bir caddeden geçerken görebiliyorsunuz kiralık ve satılık ilanlarını. Kayıtlı olarak iki milyon kişinin çalıştığı dev bir sektörde böylesine büyük ekonomik, sosyal ve psikolojik çöküntüde, bir araya geldik ki sesimizi duyurabilelim, kamuoyuna seslenebilelim. Bizimkisi hak ve ekmek mücadelesi bu anlamda bir araya gelip sesimizi duyurabilelim. Kabareyi de bu anlamda bir araya gelip kurduk” dedi.
"SESİMİZİ DUYURMAK İSTİYORUZ"
Çok farklı siyasi görüşlerden insanların hak mücadelesi için bir araya gelerek oluşturduğu Kabare Platformu’nun herhangi bir siyasi parti veya siyasi bir platformla hareket etmediğini vurgulayan Aşkın, “Bu anlamda tamamen bağımsız bir hak mücadelesi platformu olarak devam etmek istiyoruz. İlk eylemimizi geçtiğimiz pazartesi günü gerçekleştirdik. Bir alkış protestosu gerçekleştirdik dükkanlarımızın önünde. Barışçıl bir protestoydu. Bu anlamda en büyük aracımız da sosyal medya zaten. Sesimizi mümkün mertebe, yayınladığımız videolar, yaptığımız röportajlar ve benzeri işlerle duyurmak istiyoruz” şeklinde ifade etti. Pazartesi günü yapılan eylemin yankısı olduğunu ve bunun devam edip etmeyeceği zamanla belli olacağını belirten Aşkın, “Biz varlığımızı ve sosyal medya üzerinden sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz.Bununla bağlantılı olarak bürokrasideki kademelere başvuru yapma, hakkımızı talep etme, yasal ve siyasal hakkımızı kullanmaya aralıksız olarak devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
YÜZ DÜKKANIN EN AZ 15’İ BİTTİ
Bölgedeki dükkanların kapanmak zorunda kaldığını ifade eden Aşkın, “Eşimizden dostumuzdan bildiğimiz kadarıyla yüz tane dükkan varsa bunun 15’i, 20’si şu an zaten bitti. Belki daha tabelasını indirmedi ama ya devretmeye çalışıyor ya iflas vermeye çalışıyor. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki açıldığımızda çok ciddi bir kısmımız aramızda olmayacak. Kaç kişinin kapattığını görmemiz için önce açılmamız lazım. Bir rakam vermemiz gerekirse piyasanın şu an yüzde 20’si 30’u çok ciddi çöküntüde olduğu geri kalan yüzde 70’in de zar zor ayakta kaldığını söyleyebiliriz. Şu an kimsenin durumu iyi değil. Kimisi topun ağzında batmak üzere, kimisi ise zar zor ayakta duruyor. Kendi kişisel kaynaklarını tüketiyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul’dan bir esnafın verdiği bir demeci örnek veren Aşkın, “Canlı yayında o da bağırıyordu, ‘evi sattık arabayı sattık daha ne yapacağız’ diye. Herkesin derdi gerçekten vira besmele çekip dükkanı açabilmek, dükkanı işletebilmek” dedi.
Buradaki en büyük problemlerden birinin mekan statüsündeki ayrımcılık olduğunu kaydeden Aşkın, “Kayak merkezlerinin, otellerin, AVM’lerin, spor merkezlerinin açıkken bu statüdeki mekanların kapalı kalması gerçekten çok ciddi olarak sosyal ve psikolojik olarak çöküntüye sebep oluyor. Talebimiz şu; bizi de açın HES kodu vererek. Ama eğer kapalı kalmamız gerekiyorsa ki toplum sağlığına çok özen gösteren insanlarız işletmeciler olarak haklarımızın bize verilmesi bize sahip çıkılması. Bahsettiğimiz kapatma ya da sahip çıktaki sahip çık zaten doğrudan bize sahip çıkın biz yetimiz öksüzüz gibi bir yerden değil. Haklarımız var biz bu dükkanları sizin aldığınız kararlara uyarak kapatmak zorunda kalıyoruz. O zaman ya görüşelim ya bir şey yapalım ama bu durum böyle devam etmez" diyerek tepki gösterdi. Dükkanların açılmasıyla bir çok esnafın veya mekanın batmış olmasının çok yeni ekonomik problemlere ve krize sebebiyet vereceğini ifade eden Aşkın, “Gelecek daha karanlık olabilir. Biz de o yüzden diyoruz ki şimdiden konuşalım, görüşelim, masaya oturalım, anlaşmalar yapalım ve problemlerimizi çözelim” dedi.
"HÂLÂ KİRA, FATURA ÖDÜYORUZ, BİRÇOĞUMUZ HACİZLİK"
Aşkın, devlet yardımlarına başvurduklarını ancak verilen bin liralık bir yardımla 750 liralık bir kira yardımının sadece şahıs şirketi olarak varlığına devam edenler için geçerli olduğunu belirtti. Sektördeki çoğu şirketin anonim veya limited şirketi olduğunu belirten Aşkın, bir çoğunun bu yardımları alamadığını kaydetti.Ocak ayında bir kereliğe mahsus bir yardım geldiğini aktaran Aşkın, "Şubat ayında yardım gelip gelmeyeceğini daha bilmiyorum. En öncelikli talebimiz şu biz hala kapalı olan dükkanlarımızın kirasını ödüyoruz biz hala elektrik, su, gaz faturalarını aralıksız ödüyoruz. Ödemezsek hemen gelip kesiyorlar. Madem toplumsal bir felaket içerisindeyiz, bu salgın hastalık statüsünü alın mücbir sebep kapsamına getirin ve hukuki olarak bize destek çıkın. Öbür türlü çünkü hiçbir şeyin sonu gelmeyecek. Biz hala SGK primi ödemek zorunda kalıyoruz. Personelimizin SGK primini ödemediğimiz takdirde hacizlik süreci başlıyor. Bir çoğumuza haciz geldi. Mal sahipleri bizi davalık ettiği zaman icra mahkemeleri bunların hacizini açıyor” dedi.