Almanya’da metal TİS’lerinde ilerleme yok
Almanya’da metal işkolunda 4 milyon işçiyi kapsayan TİS görüşmelerinde ilerleme yok. IG Metall Sendikası 2 Mart’tan itibaren uyarı grevi çağrılarına başlayabilir.
Fotoğraf: Ali Çarman/Evrensel
Serdar DERVENTLİ
Köln
Almanya’da metal işkolunda devam eden ve 4 milyon işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin üçüncü turu devam ediyor. Ücretlerin 2023’e kadar dondurulmasını talep eden metal işverenleri, “olağanüstü dönemlerde olağanüstü çözüm” istiyor. IG Metall Sendikası ise 2 Mart’tan itibaren uyarı grevi çağrılarına başlayabilir.
ÇEYREK ASIRLIK KAZANIMLARA GÖZ DİKİLDİ
Metal işverenlerinin Kuzey Ren Vestfalya (NRW) ve Küste bölgelerinde yapılan görüşmelerde sundukları teklif, metal işçilerinin çeyrek asır öncesinde elde ettikleri hakların bile gaspını içeriyor. Sermayenin krizi fırsata çevirme tutumu yeni değil şüphesiz. Ne var ki ‘teklif’ diye sunulan talepler kataloğuna bakıldığında metal patronlarının “taş üstünde taş kalmayacak” mantığıyla hareket ettikleri görülüyor.
Yaşlı işçileri korumak üzere düzenlenmiş özel sözleşmeleri feshetmek veya en azından yumuşatmak isteyen metal patronları, aynı zamanda çetin mücadeleler sonucu elde edilen birçok hakkı gasp etmek istiyorlar. Bunların arasında ücretli mola süreleri olduğu gibi vardiya ek zamları, izin ve Noel ikramiyeleri de bulunuyor. Bu hakların kısmi veya tümden gasp edilmesi Almanyalı metal işçileri için yıllık binlerce avro ücret kaybı anlamına geliyor.
Ücretler konusunda “kriz öncesi ekonomik düzeye gelinceye kadar” ücret artışına tümden karşı çıkan metal patronlarının planlarına göre 2021 ve 2022 yılında ücretler dondurulacak, 2022 için cüzi bir kerelik ödeme olabilir, 2023 yılında ise ancak “cüzi bir ücret artışı öngörülebilir.” Bu ise reel ücretlerin pratik olarak düşmesi anlamına geliyor.
KAPIYI KİM AÇTI?
“Metal patronları hangi cüretle bu kadar fütursuz davranabiliyorlar” sorusu da önemli. “Teknolojik dönüşüm”, “Sanayi 4.0”, “İnovasyon” gibi tanımlamalarla 2020 TİS sürecine hazırlanan sektörde örgütlü IG Metall sendikası yönetimi, Almanya genelinde “gelecek sözleşmeleri” imzalamayı hedefliyordu. Bunun için IG Metall Genel Başkanı Jörg Hofmann, “Moratoryum” önermiş ve işverenlere karar vermeleri için şubat ayı ortasına kadar süre tanımıştı. Metal patronları bu teklife atlamışlar fakat araya korona salgını girdiği için bu da iptal edilmiş ve IG Metall NRW “Dayanışma Sözleşmesi” imzalamıştı.
Bugün ise IG Metall merkez yöneticileri geçen sene bıraktıkları yerden devam etmek istiyorlar. IG Metall, hangi alana yatırım yapılacağı, hangi ürünlerin geliştirilip pazara sunulacağı, hangi teknolojinin ülke genelinde devlet tarafından teşvik edilmesi vs. konularda işverenlerle birlikte karar vermek istiyor. IG Metall buna gerekçe olarak ise dünya ekonomisindeki belirsizliklere, yeni teknolojilerin uygulamaya sokulmasındaki sıkıntılara ve rekabet gücünün korunmasına dikkat çekiyor.
Metal patronları da “teklif paketleriyle” IG Metall’in açtığı tam da bu çatlağa vuruyorlar. Sermaye temsilcileri masaya oturduklarında, “Geleceğimiz tehlikede, uluslararası alanda belirsizlikler artıyor, işyerlerini güvenceye almak için geleneksel yolları bırakmamız, yeni yollara girmemiz gerekiyor” diyerek hiçbir sözleşmeye uymadan her an her istediğini yapmak istediklerini vurguluyorlar.
SON SÖZ SÖYLENMEDİ
Bu TİS dönemi için “henüz son söz söylenmedi” ancak bugüne kadarki gelişmelere ve işçi cephesinden gelen reaksiyonlara bakıldığında durumun pek iç açıcı olmadığını söylemek karamsarlık olmayacaktır. TİS süreci içinde olan metal işçilerinin büyük bir kesimi bu süreci geriden takip ediyorlar ve kendilerine dayatılan “en önemlisi işyerlerinin korunması” propagandasına boyun eğiyorlar.
Birçok ilerici, mücadeleci olarak bilinen işçi kesimler de tek sorumlu olarak sendika bürokrasisini görmekteler ve eleştirmekle yetiniyorlar. Fakat gerektiğinde fabrikadaki veya gerektiğinde sendika şubesindeki sendikacıdan hesap sormak işçilerin görevi olduğu gibi süreci takip etmek, sorgulamak ve harekete geçmek de yine mücadeleci işçilere düşüyor. Bunu işçilerden başkasının yapmayacağı net görünüyor.