16 Şubat 2021 07:56
Son Güncellenme Tarihi: 16 Şubat 2021 12:47

Şebnem Korur Fincancı'ya Erdoğan'a hakaret suçlamasıyla para cezası verildi

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı ve Evrensel yazarı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya Erdoğan'a hakaret suçlamasıyla 7 bin 80 lira para cezası verildi.

Fotoğraf: Meltem Akyol/Evrensel

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı ve Evrensel yazarı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın Gezi Parkı eylemleri döneminde attığı bir tweet gerekçe gösterilerek dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davanın karar duruşması İstanbul Anadolu Adliyesi 42. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Şebnem Korur Fincancı ve avukatların hazır bulunduğu duruşmaya salonuna dar olması nedeniyle sınırlı sayıda gazeteci ve izleyici alındı.

"HAKİKAT CEZALANDIRMA NEDENİ YAPILIYOR"

Duruşma kimlik tespitiyle başladı. Ardından mahkeme başkanı, savcının bir önceki celse mütalaa verdiğini hatırlattı.

Savcının duruşmada yeniden okuduğu mütalaaya karşı savunma yapan Fincancı  "Daha önce de belirtmiştim. Ortada bir hakaret değil, hakikat var. Çünkü 15 Haziran 2013'te, bu tweeti attığım dönemde, Türkiye'de Gezi sürecinde 8 insanı kaybetmiştik, 10'un üzerinde insan görme yeteneğini kaybetti, binlerce insan ciddi bir biçimde yaralanmıştı. O dönemde TİHV başkanıydım. Aynı zamanda İstanbul'da sağlık sorunu yaşayan insanların tedavisine katkı sunmak üzere tabip odalarının oluşturduğu gezici revirlerde görevliydim. İTO'nun revirlerinde görev yaparken kolluk görevlileri doğrudan revirin içerisine hedef gözetilerek gaz fişekleri attı. İnsanların tedavi edildiğini görüyorlardı, o kadar yakın mesafeden atıldı. Hemen birkaç gün önce dönemin Başkakanı 'Emri ben verdim, polisimiz destan yazdı' dedi. Polisin görevi insanları yaralamak, öldürmek, kör etmek değildir. Bu nedenle beraatımı talep ediyorum" diye konuştu.

"SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM"

Mahkeme Başkanı, Fincancı'ya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediğini sordu. Fincancı ise "Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Bunun sonucunda ceza çıkarsa onu da kabul etmiyorum. Dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını da kabul etmiyorum" dedi.

"BİR YILLIK GAZ, 20 GÜNDE BİTİRİLDİ"

Ardından Avukat Meriç Eyüboğlu söz aldı. Eyüboğlu, müvekkilinin o süreçte TİHV Başkanı olduğunu, aynı zamanda ve adli tıp uzmanı olduğunu ifade etti.

Eyüboğlu, "Fincancı, uluslararası ölçekte bilinen bir bilim insanıdır ve olaylara tanıklık etmiştir. Uzmanlık alanı işkencedir ve uluslararası alanda da bu konuda çalışmaktadır. BM'nin İstanbul Protokolü'nü hazırlayan ekibin içerisindedir. Bunları müvekkilimin bilim insanı olduğunu anlatmak için değil, bilimsel olarak tüm bunların tanığı ve gözlemcisi olduğunu söylemek için belirtiyorum. 2013'te atılmış bir tweetten yargılanmaktayız. Aynı dönemdeki tweetlerden belki başka zaman da karşınıza çıkacağız. 2013'te tweeten atıldığı o dönem hak ihlalleri raporları var. Müvekkilimin bahsettiği ölümler tüm bu raporlarda yer almaktadır. Aynı zamanda dönemin Meclis Başkanı Bülent Arınç ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından da kabul edilmiş ve özür dilenmiştir. Af Örgütü, bir yıllık gaz stoklarının 20 günde tükendiğini raporlamıştır" diye konuştu.

"KATLİAM SÖZCÜĞÜ SUÇ MU?"

AYM'nin yakın bir süreçte Gezi'yle ilgili bir davada 50 bin TL'lik tazminat cezasına hükmettiğini ifade eden Eyüboğlu, "Bütün bunlar nedeniyle mütalaaya katılmıyoruz. Müvekkilim gerçekten söz etmiştir ve gerçeği söylemek hakaret olamaz. Dönemin Başbakanı, polise talimatı kendisinin verdiğini zaten beyan etmiştir. O zaman bu tabloda bu tweetin neresi suçtur? 'Katliam' sözcüğü mü suçtur" diye sordu.

Barış İçin Akademisyenlerin imzaladığı barış bildirisini hatırlatan Eyüboğlu, "Bu metinde 'devletin katliam yapması' geçiyordu. Bunlar  yargının önüne geldi ve AYM burada bir suç olmadığını tespit etti. Öyle ise burda atılan tweette hukuka aykırı, suç kabul edilen hiçbir şey olmaz. Zira katliam kelimesi defalarca yargılanmış ve aklanmıştır. Müvekkilimin paylaşımı ifade özgürlüğü kapsamındadır. O nedenle burada bir ifade özgürlüğü davası görülmektedir. Bu nedenle sadece yargılama yapılması bile ifade özgürlüğü halkının ihlalidir. Türkiye, insanlar görüşlerini açıkça ifade ederlerse başlarının belaya gireceğini düşünenler açısından birinci sıradadır. Bu davada böyle düşünülmelidir ve buradan çıkacak olumsuz  bir karar bunu perçinleyecektir" diye konuştu.

Eyüboğlu Fincancı'nın beraatını talep etti.

"KEŞKE DAHA FAZLA ELEŞTİREN OLSA"

Son olarak söz alan Fincancı, "Kamu görevlisine hakaret deniliyor. Burada eleştirilen bir siyasetçidir. Aynı zamanda eleştirmek bir yurttaş hakkıdır. Ben kamu görevlisine hakaretten 1990'larda yargılandım. O zaman bu haber Milliyet gazetesinde çıkabiliyordu. Ama bugün çıkmaz. Keşke daha fazla eleştiren olsa" ifadelerini kullandı.

Savunmaların ardından duruşmaya 10 dakikalık ara verildi. Ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti Fincancı'ya 7 bin 80 TL para cezası verdi.

"HAKİKATİ DİLE GETİRMEK BU ÜLKEDE EPEYDİR CEZALANDIRMA NEDENİ"

Duruşma öncesi adliye önünde açıklama yapıldı.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), CHP, Emekli İşçiler, Eşit Haklar Derneği, Barış İçİn Akademisyenler, Kocaeli Dayanışma Akademisi’nden isimler isimlerin katıldığı açıklamada konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Gezi Direnişi sırasında yaşanan polis saldırısı sonrası dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın “Emri ben verdim” açıklamasını hatırlattı.

Fincancı, "8 insan hayatını kaybetti, 10’un üzerinde insan gözünü yitirdi. 15 Haziran 2013’te Gezi Parkı’ndaki revirdeyken doğrudan revire atılan gazlar sonucu ciddi sağlık sorunu yaşayan insanlar oldu. Erdoğan 'Emri ben verdim’ dediği için ‘Katliam emrini RTE verdi, polis de canla başla yerine getiriyor' diye yazmıştık. Aslında bir hakikati dile getirmiştik. Hakikati dile getirmek epeydir bu ülkede bir sorun ve cezalandırılma nedeni" diye konuştu.

Özgür Gündem davasında Eren Keskin ve İnan Kızılkaya’ya 'terör örgütü üyeliği' suçlamasıyla verilen cezaları hatırlatan Fincancı son olarak “Biliyoruz ama yılmıyoruz, mücadeleye devam diyoruz. Biz mücadeleye devam edip hakikati dile getirmeyi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

ÖNCEKİ HABER

Osman Kavala’nın kurucusu olduğu Anadolu Kültür’den kapatma davasına tepki geldi

SONRAKİ HABER

Boğaziçi eylemleri 44. gününde | Akademisyenler kara rağmen nöbet eylemini sürdürdü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa